Halil İbrahim AYGÜL
En çok hangi kitaplar e-kitap olarak satın alınıyor, okunuyor, rağbet görüyor diye merak ettik. Litros Sanat’ın kitap meraklıları için dünya üzerinde okunan ve popüler olan e-kitapları derledik.
Kitap, binlerce yıldır insanoğlu için maddi ve manevi anlamda hep çok önemli bir noktada olmuştur. Bazılarımızın arkadaşı, dostu; bazılarımızın yol göstericisi, rehberi; bazılarımızınsa keyif almak ya da vakit geçirmek için başvurduğu bir kaynaktır. Kitaplar veya daha geniş ifadeyle yazıtlar tarih boyunca şeklen farklılaşmalara uğramış. Mesela bundan 300 yıl önceye gittiğimizde Osmanlı matbuatında hâlâ el yazması eserlerin hâkim olduğunu görüyoruz. Lale Devri ile girişilen yenileşme hareketinin bir sonucu olarak matbaanın Türkiye’ye geldiği kabul edilir. Bugün evlerimizde kütüphanelerimizi süsleyen kitaplar bu girişimin bir sonucudur. Zamanla kitap okuma alışkanlıklarımızda bazı değişiklikler meydana geldi. Örneğin sesli kitaplar vakti az olanlar, gözleri kolay yorulanlar ve yolda uzum vakit geçirenler için çok makul bir yöntem. Teknolojinin gelişmesi ile hayatımıza giren yeniliklerden biri de şüphesiz e-kitap oldu. Özellikle küresel salgın nedeni ile evde kaldığımız yaklaşık iki yıllık dönemde popülerliğini daha da artıran e-kitaplar, insanların diledikleri kitabı çevrim içi olarak okumasına olanak sağlıyor. Son zamanlarda ben de kitap sitelerinden e-kitap satın alan çok kişiye rastladım. En çok hangi kitaplar e-kitap olarak satın alınıyor, okunuyor, rağbet görüyor diye merak ettim. E-kitap satışı yapan en meşhur birkaç internet sitesini inceledim. En çok okunanlar arasında Laura Esquivel’in Can Yayınları’ndan çıkan “Acı Çikolata”, Paulo Coelho’nun Can Yayınları’ndan yayımlanan “Simyacı”, Grigory Petrov’un Martı Yayınları’ndan basılan “Beyaz Zambaklar Ülkesinde”, Paulo Coelho’nun Can Yayınalrı’ndan çıkan “Şeytan ve Genç Kadın” Yuval Noah Harari’nin Kolektif Yayınları’ndan çıkan “Hayvanlardan Tanrılara Sapiens”, Zülfü Livaneli’nin Doğan Yayınları’ndan basılan “Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm”, Laurie R. King’in Portakal Yayınlarından yayımlanan “Arıcının Çırağı”, Malcolm Gladwell, Mediacat Yayınları tarafından basılan “Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur?” kitapları sizler için seçtim. İyi okumalar dilerim.
Acı Çikolata
Laura Esquivel
Yemek pişirerek, yemek yiyerek, yemekler aracılığıyla aşk ilanı, tinsel ve tensel iletişim gerçekleşebilir mi? Laura Esquivel, “Acı Çikolata” ile, içinde yemek tarifleri, aşk öyküleri ve kocakarı ilaçları bulunan bu romanla bu iletişimin gerçekleşebileceğini kanıtlıyor. Yüzyıl başlarında Meksika’da devrim, eski kolonyal toplumun son kalıntılarını temizlerken, aile geleneğine göre evlenmesi olanaksız, ama buna karşın Pedro’ya delicesine tutkun Tita, yemek yapmayı aşkının iletişim aracına dönüştürüyor. Laura Esquivel bu olanaksız aşkı yemek ve kocakarı ilaçları tanımlarıyla dile getiriyor ve sarsıcı, büyüleyici bir dille bu aşkın ezgisini yaratıyor; yarım kilo soğan, iki baş sarımsak, bir tutam fesleğen, romanın her satırından fışkıran yakıcı aşkın simgesine dönüşüyor. Yazarın ironik, neşeli ve yumuşak bir dili var; yaşam sevgisi ve tensel aşk bu dil içinde büyülü gerçekliğe bağlanıyor. Hiçbir kadın yazar, kadın dünyasını bu düzeyde dile getiremedi. Kısa zamanda on beş dile çevrilen ve yazarın senaryosuyla sinemaya aktarılan, filmi ülkemizde de büyük ilgiyle karşılanan “Acı Çikolata”, başta Meksika ve ABD olmak üzere yayımlandığı her ülkede satış rekorları kırdı. Bir kez okumakla yetinemeyeceğiniz bir roman.
Simyacı
Paulo Coelho
Dünya edebiyatının fenomenleri arasında yer alan Simyacı, yayımlandığı günden bugüne pek çok hayata dokunmaya devam ediyor. Brezilyalı yazar Paulo Coelho tarafından 1988 yılında yayımlanan eser, Doğu ve Batı dünyasına aynı pencereden ışık tutuyor. Coelho’nun Mesnevi’deki bir kıssadan hareketle kaleme aldığı Simyacı, macera dolu öyküsü ve felsefi yönüyle başucu kitabınız olmaya aday! Etkileyici hikayesi, sade anlatımı ve derinliğiyle Simyacı, dünya klasiklerinin en sevilen eserlerinden biri. Yayımlandıktan kısa süre sonra 42 ülkede basılan ve 26 dile çevrilen eser, 1996’dan günümüze Türkiye’de de en çok okunan romanlar arasındaki yerini koruyor. Eğer hem bir macera tutkunu hem de felsefe meraklısıysanız Simyacı, sizi de etkisi altına alacak. Simyacı, Santiago adındaki Endülüslü bir çobanın İspanya’dan başlayıp Mısır’da sona eren yolculuğunu konu ediniyor. Gördüğü bir rüya üzerine sahip olduğu her şeyi ardında bırakan Santiago’nun bu serüveni, onu düşlerine kavuşturduğu kadar hayatın hakikatine de ulaştırıyor. Simyacı’nın sayfalarını çevirdikçe siz de Santiago’yla birlikte kendi içinize doğru bir yolculuğa çıkacaksınız.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Grigory Petrov
Tarih bazı devletlerin ve milletlerin acıklı sonlarını yazdığı gibi, bazılarının da nasıl ilerlediğini ve yükseldiğini yazarak bize parlak sayfalar açar. Tarih bize nasıl ve hangi vasıtalarla toplumsal yaşamın güçlendirildiğini, aynı zamanda insanların nasıl eğitildiğini gösterir ki, iki ayaklı hayvanlara ya da büyük karınca kolonilerine dönüşmek yerine akıllı ve mutlu yaşamın yaratıcıları olup büyük sanatkârlara dönüşelim. Vaazları nedeniyle çarlık tarafından sürgünle cezalandırılan Rus rahip Grigory Petrov’un, sürgünde kaleme aldığı bu yapıt pek çok ülkede büyük yankı uyandırmış, özellikle Türkiye’de kalkınma konusunda bir başucu kitabı olarak değer görmüştür. Ülkemizde ilk basımı Atatürk döneminde 1928 yılında yapılan kitap bugüne değin birçok kez dilimize çevrilmiş, kitaba olan ilgi hiç tükenmemiştir.
Petrov, bu kitabında “bataklıklar ülkesi” Finlandiya’nın imkânsızlıklar, yoksunluklar içinden özellikle aydın ve yazarların büyük çabalarıyla çıkıp da “Beyaz zambaklar ülkesine” nasıl dönüştüğünü anlatır. Dönüşümün, yeni bir yaşam kurmanın her türlü sıkıntının ve zorluğun içindeyken dahi mümkün olduğunu bunu başaranların hayat hikâyeleri üzerinden bize anlatır. Petrov’a göre gerçek iradenin ve azmin olduğu yerde her şey mümkündür. Karanlığın kötü ruhu ışığınızı söndürüyorsa, siz yeniden yakın. Işık bir kere sönerse, siz ikinci kere onu yakın; üçüncü, beşinci, yedinci, yüzüncü, bininci kez yakmaya devam edin.
Şeytan ve Genç Kadın
Paulo Coelho
Paulo Coelho, Şeytan ve Genç Kadın’da insanların değer yargılarını temelden sarsmanın hiç de zor olmadığını gösteriyor. Gözlerden uzak, kuytu bir dağ köyü ve bu köyün dış dünyadan soyutlanmış, kendi halinde, adeta zamanın dışında bir yaşam süren insanları. Köydeki tek genç kadın, küçük otelin barında çalışan güzel Chantal’dır. Gelip geçen avcılarla ya da turistlerle gönül eğlendiren genç kadının tek dileği bu sıkıcı yerden kurtulmaktır. Beklenmedik bir anda köye gelen ve gerçek kimliğini gizleyen bir yabancı, köy halkına, hepsinin yaşamını altüst edecek, değer yargılarını kökünden değiştirecek bir öneride bulunur. Onlara yedi gün süre tanımıştır. Bu süre içinde bu insanlar, yaşam, ölüm, adalet ve dürüstlükle ilgili temel sorunlarla yüzleşecek, yaşam çizgilerini değiştirecek bir karar almak zorunda kalacaklardır. Yabancıya kucak açan köy halkı, onun tehlikeli oyununa alet olurken, “İyi ile Kötü” ikilemi, bu basit insanların örneğinde evrensel boyutlara açılıyor. Paulo Coelho, İyi ile Kötü arasındaki savaşı ve insanın Tanrı’yla ilişkisini konu edinmiş Şeytan ve Genç Kadın’da.
Hayvanlardan Tanrılara Sapiens
Yuval Noah Harari
Homo Sapiens neden ekolojik bir seri katile dönüştü? Para neden herkesin güvendiği tek şey? Kadınlar üstün sosyal becerilere sahipken, neden çoğu toplum erkek egemen? Güç elde etmekte böylesine yetenekli olan insanlar neden bu gücü mutluluğa dönüştürmekte başarısızlar? Geleceğin dini bilim mi? İnsanların miadı çoktan doldu mu? 100 bin yıl önce Yeryüzünde en az altı farklı insan türü vardı. Günümüzdeyse sadece Homo Sapiens var. Diğerlerinin başına ne geldi ve bize ne olacak? Çoğu çalışma insanlığın serüvenini ya tarihi ya da biyolojik bir yaklaşımla ele alır, ancak Harari 70 bin yıl önce gerçekleşen Bilişsel Devrim’le başlattığı bu kitabında gelenekleri yerle bir ediyor. İnsanların küresel ekosistemde oynadıkları rolden imparatorlukların yükselişine ve modern dünyaya kadar pek çok konuyu irdeleyen Sapiens, tarihle bilimi bir araya getirerek kabul görmüş anlatıları yeniden ele alıyor. Harari ayrıca geleceğe bakmaya da zorluyor okuru. Yakın zamanda insanlar, dört milyar yıldır yaşama hükmeden doğal seçilim yasalarını esnetmeye başladılar. Artık sadece dünyayı değil, kendimizi ve diğer canlıları tasarlama becerisi de kazandık. Peki bu bizi nereye götürüyor, bizi neye dönüştürebilir? 30’dan fazla dile çevrilmiş bu kışkırtıcı çalışma özellikle Jared Diamond, James Gleick, Matt Ridley ve Robert Wright’ın eserlerine aşina okurlar için muhteşem bir kaynak.
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Zülfü Livaneli
“Arkadaşlarım bunun farkında değil ama ben bu bağlantıların üstünde ya da dışındayım. Onlar gibi davranmaya, onlara benzemeye çalışıyorum, lakin içim farklı, işte romanı yazan zavallı arkadaşımın inemediği derinliklerden biri de bu. O beni, politik geçmişi olan ve Kuzey sürgününe savrulmuş, sıradan insanlardan biri sanıyor. Başımdan geçenleri, benden daha ilginç buluyor. İçimdeki derin ve köklü karanlığın farkında değil. Çünkü insanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil.” 12 Mart rüzgârlarının İstanbul’dan Stockholm’e savurduğu bir mülteci olan Sami Baran, yattığı hastanede Türkiye’den bir hastayla karşılaşır. Bu adam, başına gelenlerin sorumlusu olarak gördüğü eski bir bakandır. Ondan intikamını almak amacıyla Şili, Uruguay, İran gibi farklı ülkelerden gelmiş mülteci arkadaşlarıyla birlikte bir plan yapar. Ancak, bu planı gerçekleştirmek o kadar kolay olmayacaktır: Sami Baran, anadilin yeri geldiğinde düşmanla da anlaşma aracı olabileceğini hesaba katmamıştır. Ve bu, planın önündeki engellerden sadece biridir… Zülfü Livaneli’nin usta kaleminden, sürgün yaşamı ve öldürmek-bağışlamak ikilemi üzerine, okurları ve eleştirmenleri değişik kurgusu ve beklenmedik finalleriyle de etkileyen, kusursuz bir roman.
Arıcının Çırağı
Laurie R. King
“Orijinal ve eğlenceli muazzam bir üslup başından sonuna kadar sizi içine çekiyor!” Booklist. Tanıdığımız Sherlock Holmes; dâhiyane fikirleri, zekâsı ve pek çok olayın perde arkasındaki gizemi çözmekte üstüne olmayan şahsiyetiyle bir ekol… Bir gün emekli olup da bir kasabada arıcılıkla uğraşacağını duysanız inanır mıydınız? Evet, doğru duydunuz! Yıl 1915… Sussex’te bir çiftlik evinde arılarıyla karşımıza çıkıyor dâhi dedektif Sherlock Holmes. Ta ki yakın zamanlarda öksüz kalmış, en az kendisi kadar zeki ve bir o kadar da kendini beğenmiş küçük Mary Russell hayatına girip onu etkileyene kadar… Ondaki ışığı gören Sherlock, bildiği her şeyi öğretiyor Mary Russell’a; bir ipucunun peşine düşüp büyük resmi görmeyi, bulguları birleştirip bir şüphelinin peşinde iz sürmeyi, kılık değiştirip kendini gizlemeyi ve uzun zamandır unuttuğu içindeki o yılların kıpırtısını… Bir usta-çırak ilişkisi olarak başlayan bu ilişki, kısa sürede muhteşem bir ikilinin soluksuz maceralarına dönüşüyor. Evet, Sherlock’un yeni sağ kolunu takdim etmekten onur duyarız; Mary Russell! The New York Times Bestseller yazarı Laurie R. King, “20. Yüzyılın En İyi Polisiye Romanı” ödülünü kazanan Arıcının Çırağı ile sizi tamamıyla yeni maceraların peşinde iz sürmeye davet ediyor! Takipte kalın! Bu ikilinin ismini yeni kitaplarla daha çok duyacaksınız!
Bazı İnsanlar Neden Daha Başarılı Olur?
Malcolm Gladwell
Bazı insanlar neden başkalarından daha başarılı olur? Başarılı insanlar hakkında anlatılan bir hikâye vardır; onların zeki ve hırslı oldukları söylenir. Outliers’te Malcolm Gladwell başarının gerçek hikayesinin bundan çok farklı olduğunu ve bazı insanların neden başarılı olduğunu anlamak için, bunların çevrelerine daha dikkatli bakmamız gerektiğini iddia ediyor. Mesela aileleri, doğum yerleri ve hatta doğum tarihleri… Başarının hikâyesi başta göründüğünden daha karmaşık ve çok daha ilgi çekici… Outliers, Beatles ve Bill Gates’in ortak yanlarının ne olduğunu, Asyalıların matematikteki olağanüstü başarısının sırrını, star sporcuların bilinmeyen avantajlarını ve tüm New Yorklu avukatların özgeçmişlerinin neden aynı olduğunu ve dünyanın en zeki adamının neden adını bile duymadığınızı açıklıyor. Bunların hepsi de nesiller, aile, kültür ve sınıf açılarından açıklanıyor. Gladwell’in iddiasına göre, bir Silikon Vadisi milyarderi olmak istiyorsanız, hangi yıl; başarılı bir pilot olmak istiyorsanız nerede doğduğunuz çok önemli. Çizginin dışındakilerin yani normal beklentilerin ötesinde başarıyı yakalayan kişilerin hayatları tuhaf ve alışılmadık bir mantık izliyor. Gladwell bu mantığı basitleştirirken insanın kendi potansiyelinden en yüksek seviyede nasıl yararlanacağı konusunda heyecan verici bir plan sunuyor. Malcolm Gladwell, Tipping Point kitabında dünyayı anlama şeklimizi değiştirmişti Blink’te düşünme hakkındaki düşüncelerimizi değiştirdi. Outliers’taysa başarı konusundaki anlayışımızı değiştiriyor.