6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri sonrası hayatın her alanında olduğu gibi edebiyat dünyası da derin bir yasa büründü. Farklı ideolojiden, her alanda eser veren birçok yazar; depremden etkilenen insanların sesini duyurmak, onlara yardım etmek için tek yürek oldu. Keza, olması gereken de tam buydu. Yalnız, aynı dönem, haftalık çıkan ulusal bir gazetenin birçok yazara, deprem resimlerine yönelik edebi yazı yazdırıp bunu marifet gibi paylaşması sosyal medyada infiale sebep oldu. Bir yanıyla iyi bir gelişmeydi; çünkü belli insanların acısından faydalanarak çıkarlar elde etmek isteyen medyanın tuzağına hedef kitle düşmedi. Üstelik bu yanlış karşısında iradelerini ortaya koydular. Bir yanıyla kötü bir gelişmeydi; çünkü bu tuzağa edebiyatçılar düştü. Üstelik yaptıklarının yanlış olduğunu, tepkiler gelince anladılar. Eserleri ve fikirleriyle okurlarının hayatındaki istikameti belirlemesi gerekenler edebiyatçılar, medyanın ışıltılısını takip ederek kaybolduğu karanlıktan okurlarının sesiyle kurtulabiliyor. Velhâsıl: Yazarlar pişman olduklarını ifade etti, bir kısmı özür diledi.
Öne Çıkanlar
2023 yılında deneme-anı türündeki eserler daha fazla öne çıktı. Gülten Dayıoğlu’nın “Yüzler ve Sözler”, Lale Müldür’ün “Nova Roma’da Gece Güneşi”, Ömer Erdem’in “Yakınlıklar” ve İbrahim Tenekeci’nin “Hak Sahipleri” kitabı muhiplerini oldukça sevindirdi. Bu isimlerin eserleri okuyanların düşünce dünyasını zenginleştirmenin yanında, edebiyat tarihine de iz düşüyor. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, Ergün Günçe’nin ve nicesinin bu boşluğu hissediliyor. Onun için bu konuda 2024 yılında da güzel haberler almayı arzu ediyoruz.
Ömer Erdem’in ilk deneme kitabının geç çıktığını düşünenler var. Hiç yayınlanmamış veya çok az düz yazısı yayınlanmış bir edebiyatçı hakkında böylesi bir anlayış içine girilebilir. Oysa onun Türkiye’nin en önemli gazetelerinde yıllardır köşe yaptığı hatırlanmalı. Basılan kitapları alma sevdası kadar, entelektüel birikimini ortaya koyan edebiyatçıların gazetelerdeki, dergilerdeki veya çeşitli mecralardaki yazıları takip edilse; zamanlama sorusu yerini sadece merak ve heyecana bırakırdı. “Sessizce sevenler düşünceyle severler ve bu kalıcı olduğu kadar koruyucu da olur.”
Süreyya Berfe
Ödüller üzerine herkesin bir düşüncesi vardır; düzenleyenler, jüriler, hak edenler ve hak etmeyenler üzerine. Tüm bu kısır tartışmanın dışında, 2023 yılında da çeşitli ödüllerin kazananları açıklandı. “Yunus Nadi Ödülleri” ve “Attila İlhan Edebiyat Ödülleri”nin şiir dalındaki kazanını usta şair Süreyya Berfe oldu. “Şiir yazmanın yaşı nedir?”, “Şiir yazmak belli bir yaştan sonra bırakılmalı?” sorularına cevap verircesine, ilerleyen yaşına rağmen şiire olan sadakatini ilk günkü heyecanıyla sürdürdüğünü gösterdi. Göz önünde olanların konuşulduğu dünyada, kendi köşesinde edebiyat için hareket edenlerin ahenkli sesini duyup ona yönelenlere ne mutlu.
Tek Dize ve Tek Kitap
Birkaç ay geçmeden yeni kitabını çıkaran edebiyatçılar çok. Bu, eserlerinin iyi veya kötü olduğu anlamına gelmemeli. Yalnız, tek bir dizeyle dünyada kalıcı olunabileceğinin örnekleri de var. Füruğ Ferruhzad’ın “Kuş ölür, sen uçuşu hatırla” demesi gibi.
Onunla aynı dönem, aynı coğrafyada veya benzer hikâyeleri paylaşmayan ama aynı talihe sahip olduğu düşünülebilecek biri daha var. 2023 yılında vefat ettiği haberini aldığımız, Louise Glück. Onu biricik yapan ve edebiyatta kalıcılığını pekiştirecek dizesi ise şudur: “Dünyaya bir kez çocukken bakarız. Gerisi hatıradır”. Bir yanımızda Füruğ Ferruhzad ve Louise Glück gibi tek dizeyle insanları etkileyenler, bir yanımızda birçok kitabına ve popülerliğine rağmen insanlara bir nebze ulaşamayanlar.
2023 yılında herkesi olduğu gibi özellikle edebiyat dünyasını sarsan bir haber oldu. Yazar Oğuzcan Acar, annesi ve kız kardeşiyle; bir cani tarafından katledildi. Onları birbirinden ayıran kim olursa olsun hiçbir zaman hatırlanmayacak. O ise annesi ve kız kardeşiyle tertemiz bir yerde, onu hatırlayanları hissedecek elbette. “Tamu Kapısı Anıları” ismindeki romanıyla edebiyat dünyasında yaşamaya devam edecek.
Dergi Günleri
2023 yılında; Sirkeci Garı’nda 14’üncüsü düzenlenen Dergi Günleri yine şenlik havasında geçti. Bu ortamın oluşmasında bilinçli veya bilinçsiz gerçekleşen birçok etmen var. İlki gençler; edebiyat gündemini belirleyen merkezdeki dergilerin mutfağında yer almaları veya bağımsız hareket etmek için dergi kurup-yönetmeleri. İkincisi; usta yazarların Dergi Günleri’ne gelerek kimi zaman stantları ziyaret etmesi kimi zaman belirlenen yerde söyleyişi gerçekleştirmesi. Üçüncüsü; mekânın ruhu. Sirkeci Garı gerek bulunduğu yer gerek tarihi ve yapısıyla, atmosferine gelenleri çekebilmektedir. Dördüncüsü ve asıl önemlisi de; halis niyet. Hiçbir çıkar beklemeden, gönül verildiği için atılan adımın her aşaması elbette güzel geçer.
Gazze
İsrail soykırımı sonucu 8 Aralık 2023 tarihinde hayatını kaybeden Şair Rıfat El Arir Son konuşmasında şunları söylemiş: “İsrail bizleri katletmek için kapı kapı dolaşıyor. Evimdeki en sert şey kitap ayracı. Buraya geldiklerinde onlara bununla karşı koymaya çalışacağım.”
Zalimler silahla, parayla, medyayla, lobicilikle; hayatın her köşesinde zaferlerini ilan edebilirler. Bir güvenli bölgeye giremez, yaklaşamazlar dâhi: Edebiyat. Çünkü orası görünmezdir. Sadece ruhu ve kalbi olanların evidir. Orada büyüyenler, iyiliğini ve ümidini kaybetmez. Türkiye onun içindir ki “Bir Filistin vardı. Bir Filistin gene var!” demeye devam ediyor…