Anadolu Dokumalarını Dünya Tanıyacak

4 dakikada okunur

Türkiye’nin ilk “Dokuma Atlası” sergisi, 22 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı Beştepe Sergi Salonu’nda açıldı. Sergi, 3 ay boyunca ziyaret edilebilecek.

Anadolu’nun binlerce yıllık dokuma hafızasını gün yüzüne çıkaran ve Türkiye’nin yöresel dokumalarını ilk kez bir araya getiren “Türkiye Dokuma Atlası” projesi hayata geçirildi. Proje kapsamında hazırlanan “Dokuma Atlası” sergisi Cumhurbaşkanlığı Beştepe Sergi Salonu’nda 22 Haziran’da açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen proje, Türkiye’nin geleneksel dokumalarına yeniden hayat verme ve onları uluslararası alanda tanıtma amacını taşıyor.
Dokumanın, insan hayatının yoldaşı olduğunu, hayatın tüm dönüm noktalarının dokumalarla anlam kazandığını dile getiren Emine Erdoğan, “Dokuma, sadece ipliklerden ve desenlerden oluşmaz. Yaşamla iç içe geçmiş, hayatın her mahfiline mührünü vurmuş serencamımızdır” ifadelerini kullandı. Türk dokumacılığının, milletin serüveninden derin izler taşıdığını anlatan Emine Erdoğan, Selçuklu ve Osmanlı döneminde nam salan dokumaların, dünyada “Türk Kumaşı” diye tanındığını aktardı.
Genç Neslin Anlam Dünyasını Beslemeliyiz
Başta “Ankara Sof”u olmak üzere, literatüre geçen onlarca tür dokuma çeşidi bulunduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, şöyle konuştu:
“Tüm bu değerlerin, coğrafyamız üzerinde çizdiği bir rota var. Akdeniz’in pamuk ipi, Doğu Anadolu’nun yünü, Bursa’nın ipeği, Karadeniz’in keteni, Denizli’nin buldanı gibi, zevkiselimle karşılaştığımız nice durak var. İnanıyorum ki, tüm bu harikalar, işte bu proje vesilesiyle yeniden gün yüzüne çıkacak. Geleneksel sanatlarımızın yitik birer hazine olmaması, bizim onları göz önünde tutmamıza bağlı. Bir varmış, bir yokmuş diye başlayan masallara karışmamaları için onları yaşatmamız gerekiyor. Ayrıca genç nesillerin, zihnini ve ruhunu, bu zengin anlam dünyası ile beslemeliyiz. Dünya ne kadar değişirse değişsin, gelenek, sanat, zanaat ve yerel üretim her zaman ayakta kalmalıdır. Bu nedenle Türkiye Dokuma Atlası Projesi’nin hayat bulmasını son derece kıymetli buluyorum.”
Emine Erdoğan, projeye emeği geçenlere şükranlarını da ileterek, “Proje kapsamında, ülkemizin yedi bölgesine ait dokumalar tespit edilip, kimliklendirilerek, çok titiz bir çalışma yürütüldü. Şimdi tekstil ve moda dünyası, Dokuma Atlası’nın çizdiği bu rotada, ilham dolu seyahatlere çıkabilirler” dedi.

Önceki Yazı

Kaplanoğlu’nun “Bağlılık Hasan” filmi Cannes’da

Sonraki Yazı

18. Akbank Kısa Film Festivali’ne Başvurular Başladı

Son Yazılar