1. ‘Yalnızlık bir yağmura benzer’ diyor Rilke; -demese miydi? 2. Yağmur yağıyor; incirler de ıslanıyor, üzümler de narlar da… 3. ‘Üzerinde yağmurdan başka hiçbir şey yoktu’ dizesi kimindi? 4. Yağmur ve kaldırımlar ve yapraklar… Başka ne olsun ki? 5. Bütün defterlerimi yağmura bırakmak istiyorum; bütün defterlerimi… Ki sonsuza dek
Devamını Okuyun1. ‘Yalnızlık bir yağmura benzer’ diyor Rilke; -demese miydi? 2. Yağmur yağıyor; incirler de ıslanıyor, üzümler de narlar da… 3. ‘Üzerinde yağmurdan başka hiçbir şey yoktu’ dizesi kimindi? 4. Yağmur ve
Türk şiirinin büyük ustası Hilmi Yavuz’un bir ‘eylül’ şiiri vardır ki alır beni ‘zaman’ denen o meçhûlün tam ortasına bırakır; büyük bir sır söyler gibi… İşte o şiir: ‘eylül! daha çocukluğumdan beri
Ahmet Mithat, kara mizah tarzının öne çıktığı ‘Beliyat-ı Mudhike’yi, James Beresford’un başlattığı modadan esinlenerek ortaya koyduğunu söylüyor giriş bölümünde. Yapmaya çalıştığının ‘hem belâlı, yaşayan kişiye sıkıntı veren, utandıran hem de komik’ bir
‘Hepimiz Midhat Efendi’nin çocuklarıyız.’ der Cemil Meriç, Kırk Ambar’ın mukaddimesinde. Tanzimat’tan bugüne yaşamış olduğumuz tüm değişimleri ve dönüşümleri gerçek manada anlamak ve değerlendirebilmek için Ahmet Mithat’ı okumak gerektiğinin altı birçok defalar çizilmiştir.
“Son gecesinde bize bayram sabahını va’deden bu güzel ayı hürmetle selâmlayalım: Medeniyetin kalpsiz yaşadığı şu elîm günlerde biz hiç olmazsa yirmi dokuz yahut otuz gün bütün kalbimizle -tabir caizse- bir hayat-ı âhiret