Hatırladığım fotoğraf karesi şöyle: İlk oruç günü. Ezan okundu okunacak. Köy yerinde top sesini duymak ne mümkün. Ezan sesi bile çok cılız. Sokaklardan son hayat da çekilmek üzere. Fakat dışarıda tek bir kişi var; babam. Göğsünü kıbleye çevirmiş, gözü hafif aralık, dudakları ağlamaklı, elinde otuz üçlük tespihiyle yol gözlüyor gibi.
Devamını OkuyunHatırladığım fotoğraf karesi şöyle: İlk oruç günü. Ezan okundu okunacak. Köy yerinde top sesini duymak ne mümkün. Ezan sesi bile çok cılız. Sokaklardan son hayat da çekilmek üzere. Fakat dışarıda tek bir
Bizi güzelleştiren nedir bazı zaman aralıklarında? Yahut zamanı anlamlı kılan, biz güzelleşirken… İncelikler çarşısında gezinmek için yola çıkma zamanı geldi mi, her şey birbirine tevafuk eder. Zaman ve mekan ve insan, bu
Kalıntıları bugün de hayatiyetini sürdüren İttihat ve Terakki’nin tek bir hedefi vardı: Ne olursa olsun, Abdülhamid Han tahttan indirilmeli. Bu konuda her kimle ittifak yapılması gerekiyorsa yapılmalı, gerekirse düşmanla bile geçici bir
Bütün her şey, yeni bir 'olmanın’ eşiğinde. Kapı, kapalı. Duvarın ardında nelerin olduğunu bilmiyoruz. Ama başka bir boyutun var olduğunu hissediyoruz. Kendimizle cebelleşip duruyoruz gitmek ve kalmak konusunda. Gitmek istiyoruz. Korkuyoruz.