Bazı besteciler öldükten sonra unutulurlar. Kimileri ise hayattayken unutulur. Sanatçının gerçek eseri, dünyada var olma biçimidir. Gerçekten arkasında iyi eserler bırakmışsa, gün gelir muhakkak eserleri gereken takdiri görür. Bu yüzden bazı sanatçılar yalnızca bir süre için unutulur. Bu süre bazen çok kısa sürer, bazen daha uzun bir zamana yayılır. Bir
Devamını OkuyunBazı besteciler öldükten sonra unutulurlar. Kimileri ise hayattayken unutulur. Sanatçının gerçek eseri, dünyada var olma biçimidir. Gerçekten arkasında iyi eserler bırakmışsa, gün gelir muhakkak eserleri gereken takdiri görür. Bu yüzden bazı sanatçılar
Küçük İskender okurken “Sokaklar kısa filmlere benzer, iyi anlatılırsa çok konuşulur, yine de sır vermez asla.” cümlesinin altını çizmiştim. Sekiz yıl boyunca sokak müzisyenliği yapmış biri olarak kendi deneyimlerim üzerinden bu cümlenin
Bir müziğin iyi mi, yoksa kötü mü olduğunu belirlemek zordur. Klişeleşmiş bir cümle vardır: “Kulağıma hoş gelen her türlü müziği dinlerim.” Bana göre bu, yanlış bir ifadedir. Bizi rahatsız eden müziğe de
İkinci kez okuduğum, dünyanın farklı dillerine çevrilen Joachim E.Berendt ‘in “Caz Kitabı”ndan yola çıkarak kendi yorumlarımı da katıp ‘‘Kısa caz tarihi’’ başlıklı bir yazı kaleme almak istedim. Kitaptaki gibi kronolojik olarak ilerlemeye
Hepimizin hayatında unutamayacağımız ve dinlemekten bıkmayacağımız müzikler vardır. Bize kendimizi ve unutamayacağımız hatıralarımızı anlatmadaki en iyi araç müziktir. Bazen bir müzik dinlediğinizde olduğunuz yere çakılı kalırsınız. Dünyayla bütün bağlantınızı kesip müziğe odaklanırsınız.