Türk Arpı adını verdiğim ve üzerinde uzun zamandır emek sarfettiğim bir çalışmayı gazete yazısı olarak kaleme almak beni hem bir zaman tünelinin içine çekti, hem de orada farklı yolların ağzına götürdü. Bu yollardan biri çalışmanın gerekçeleri ve sonuçlarını uzun uzadıya anlatmaktan geçiyor ve gereksiz geliyor bana. İkinci yol ise şahsi
Devamını OkuyunTürk Arpı adını verdiğim ve üzerinde uzun zamandır emek sarfettiğim bir çalışmayı gazete yazısı olarak kaleme almak beni hem bir zaman tünelinin içine çekti, hem de orada farklı yolların ağzına götürdü. Bu
2007 yılından îtibâren önce kaybolmuş bir çalgı olan çeng’in canlandırılması, daha sonra ise çeşitli arplarla yaptığım Türk müziği çalışmalarım vesilesiyle bu geleneğin içinde nota kaynaklarının nasıl temin edildiğine ve kullanıldığına tanıklık ediyorum.
Türk müziğinin yazılı kaynaklarıyla, bir başka deyişle Türk müziği notalarıyla ilk karşılaşmam doksanlı yılların başlarında bestekâr ve ûdî Cinuçen Tanrıkorur’un kendi el yazısından çoğaltmış olduğu birkaç eserini arp ile icrâ edebilmem için