Bereketli toprakların yazarı Orhan Kemal

26 dakikada okunur

Bundan tam 109 yıl önce (15 Eylül 1914) ülkemizin bereketli arazilerinden biri olan Adana’da dünyaya geldi Orhan Kemal. Ölümsüz eserinden de hareketle (Bereketli Topraklar Üzerinde) 2014 yılında, Hece Dergisi hazırladığı özel sayının kapağına bu başlığı taşımıştı: “Bereketli Toprakların Yazarı Orhan Kemal”. (Derginin diğer özel sayıları gibi bu sayı da önemli bir kaynak olarak yerini aldı.) Öykü, anı, inceleme ve röportaj türlerindeki eserleri de bilinmekle birlikte Orhan Kemal’i en çok romanları ile tanır biliriz: Baba Evi, Avare Yıllar, Cemile, Dünya Dönüyor, Murtaza, Gurbet Kuşları, Yalancı Dünya ve diğer romanları… Romanlarından Suçlu, Devlet Kuşu, El Kızı, Vukuat Var, Sokaklardan Bir Kız, Bereketli Topraklar Üzerinde, Kaçak, 72. Koğuş, Eskici ve Oğulları ve Tersine Dünya sinemaya; Hanımın Çiftliği, Kötü Yol ve Evlerden Biri diziye uyarlandı. Klasikleşmiş eserleri bu vesile ile daha geniş kitlelere ulaşmış oldu. Eserleri ekrana en çok uyarlanan edebiyatçılarımızdan biri oldu. Günümüzde Orhan Kemal’in tüm eserlerini Everest Yayınları okurlarla buluşturuyor. Bu eserlerden birkaçını sizler için seçtim. İyi okumalar dilerim.

 Önerdiklerim

Gurbet Kuşları / Orhan Kemal / Everest Yayınları

1950’li ve 60’lı yıllarda göçler ve inşaatlarla çehresi hızla değişmekte olan İstanbul Gurbet Kuşları’nın acımasız toprağıdır. Ekmek kavgası uğruna İstanbul’a göçmüş Anadolulular, bu değişimin rüzgârından nasiplenmeye çalışan açıkgözler ve kendini bu insanların sırtına basarak dönüştüren sistem, İstanbul kadar yaşamın da rengini değiştirmektedir. Tam bu değişimin ortasındaki insanlar Orhan Kemal’in usta kalemi ve her zaman insana sevgi dolu olan duruşuyla sunuluyor okurlara. Orhan Kemal’in kitapları bir okurum hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz bırakır, çok az yazar okurunu onun kadar biçimlendirir. Denilebilir ki her okurun hayatında, Orhan Kemal’in öncesi ve sonrası iki farklı zamandır. Onun kitapları aracılığıyla insan ve yaşam sevgisi, adalet ve vicdan duygusu, öğreticilik kaygısı güdülmeden, sadece bir insancıl bakışla girer hayatımıza. Bu nedenle öncesi ve sonrası kesin çizgilerle ayrılır ve her zaman sonrasında daha temiz oluruz, öfkelenmeyi değil sakinleşmeyi, yaralamayı değil anlamayı öğrenirdi de boyun eğmeyi değil, değiştirmeye çalışmayı… Umudu ve iyimserliği yeniden kazanmamız için yol gösterir bize.

Devlet Kuşu / Orhan Kemal / Everest Yayınları

Çok az yazar henüz hayattayken klasikler arasındaki yerini alır. Orhan Kemal de bu yazarlarımızdan biri ve aradan geçen bunca yıl da asla onun değerinden ve okuruyla kurduğu yakın ilişkiden bir şey eksiltmedi. Bugün yazılmış kadar taze metinleri ve yıllar öncesinden bugünü de çözümleyebilen derin gözlemciliğiyle Orhan Kemal, Devlet Kuşu adlı bu kitabında da pay alamadığı zenginlikten yer kapmaya çalışanların çelişkili hikâyelerini anlatıyor. Günümüzde de güncelliğini yitirmeyen bir sınıf atlamakla sınıfta kalmak mücadelesi… Orhan Kemal’in kitapları bir okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz bırakır, okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal umudu ve iyimserliği yeniden kazanmamız için yol gösterir bize. Edebiyatımızın en değerli ustalarından biri olan Orhan Kemal’in kitaplarını yayımlamaktan onur duyuyoruz.

Ekmek Kavgası / Orhan Kemal / Everest Yayınları

Orhan Kemal her zaman, geçimini en zor koşullarda kazanmak zorunda olan, ekmeği için hep bir kavganın içinde yer alan insanların yazarı olmuştur. Bu insanların yaşadıklarını hayran olunası bir yetkinlikle dile getirirken, aydınlığı ve umudu da göz ardı etmez. Bize sürekli, tüm bu yaşananlara rağmen, insanın içindeki aydınlığın ve umudun daha iyiye, daha güzele layık olduğunu hatırlatır. Bunun içindir ki Orhan Kemal edebiyatı her zaman bir direnç kazandırır okurlarına. Orhan Kemal’in kitapları bir okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz bırakır, okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal umudu ve aydınlığı yeniden kazanmamız için yol gösterir bize. Edebiyatımızın en değerli ustalarından biri olan Orhan Kemal’in kitaplarını yayımlamaktan onur duyuyoruz.

Murtaza / Orhan Kemal / Everest Yayınları

İnsanı en derininden kavrayarak anlatan kalemlerin başında gelen Orhan Kemal, ölümsüz karakteri Murtaza ile Türk edebiyatına asla silinemeyecek biçimde damgasını vurmuştur. Yazıldığı günden beri defalarca filmlere, oyunlara konu olan bu karakter, insanın en çapraşık durumlarından birini kara mizahla yüklü bir dille anlatır. Otorite ile doğru kavramı arasında sıkışıp kalan, doğruculuğundan ödün vermemek için çabaladıkça daha çözümsüz durumlara düşen, bu arada gittikçe insanı anlamaktan uzaklaşıp salt ilkelerini savunan bireyin başına gelenlerin acıklı bir güldürüsüdür Murtaza’nın öyküsü. Türk edebiyatının en önemli klasiklerinden biri olan Murtaza, her okurun mutlaka okuması gereken bir kitap. Orhan Kemal’in kitapları bir okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurun dünyasında onun kadar iz bırakır, okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal umudu ve aydınlığı yeniden kazanmanız için yol gösterir bize. 

 

Yeni Çıkanlar

Türk İdarî Teşkilatı Tarihi / Prof. Dr. Halil İnalcık / Kronik Kitap

Hayatını Osmanlı tarihi üzerine araştırmalara adamış, kitaplar ve makaleler yazmış, Türkiye’de ve dünyada konferanslar vermiş Halil İnalcık’ın ders notları; pek çok yönden güncelliğini korumakta ve tarih severlere yeni bakış açıları kazandırmakta, yeni ufuklar açmaktadır. İnalcık, 1942 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde başladığı öğreticiliğine, başta Chicago ile Bilkent olmak üzere Harvard ve Princeton gibi saygın üniversitelerde de devam etmiştir. Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerindeki bu derslerde, sonradan meslektaşı olacak ve Osmanlı çalışmalarını bugünkü konumuna eriştirecek öğrenciler yetiştirmiştir. Türk İdarî Teşkilâtı Tarihi, Orta Asya Türk gelenekleri ile İslâmiyet’ten etkilenerek şekillenen ve İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e miras kalan Türk yönetim yapısının Halil İnalcık tarafından titizlikle incelendiği muazzam bir kaynak eserdir.

Enver Paşa’nın Eşi Naciye Sultan’ın Hatıraları / Burak Enver / Kronik Kitap

Osmanlı İmparatorluğu’nun tüm gücüyle ayakta kalmaya çalıştığı o son dönemde Enver Paşa ismi daima ön plandadır. O, İttihat ve Terakki Cemiyeti’ndeki liderliğiyle, I. Dünya Savaşı’ndaki etkinliğiyle, Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili olarak üstlendiği vazifelerle imparatorluğun tarih sahnesinden çekilmeden önceki son büyük komutanlarından biridir. Öte yandan, 1914’te Naciye Sultan’la evlenerek Osmanlı Hanedanı’na damat da olmuştur. Mektupların ve hatıraların izi sürüldüğünde, Enver Paşa ile Naciye Sultan’ın arasındaki büyük aşkın içinde memleket sevdası, hasret, asalet, sadakat, zarafet gibi büyük erdemleri görmek mümkündür. Naciye Sultan; Enver Paşa’nın hem yoldaşı hem de sırdaşıdır. O, Sultan Abdülmecid’in torunu ve Şehzade Süleyman Efendi’nin kızı olması sebebiyle bir saraylıdır. Dolayısıyla 3 Mart 1924’te hilafetin ilga edilmesinin ardından yurt dışına sürgüne gönderilen hanedan üyelerinden de biridir. Naciye Sultan’ın elinizdeki hatıratı; saray hayatı, evlilikler, Enver Paşa’nın şahsi hayatı, sürgün yılları, değişen İstanbul ve insanlar üzerine önemli bilgiler içermesinin yanı sıra, zahmetli hayatına rağmen çocuklarının mükemmel biçimde yetişmeleri, yüksek tahsilli ve meslek sahibi, kültürlü kişiler olmaları için bir saraylının gösterdiği gayretlere dair de bulunmaz bir kaynaktır.

Sami Halkların Mitolojisi / Stephen Herbert Langdon / Kabalcı Yayınları

Dört bin yıldan daha fazla zamana Batı Asya’nın geniş toprakları üzerinde yayılan Sami halkları, coğrafi yakınlık ve kültürel etki nedeniyle, Sümer ve Akad, Babil ve Asur’un gelişmiş ve zengin uygarlığı ile temasa geçmiştir. Dini ve mitolojik birçok kavramı ve inancı, bu kaynaklardan ödünç almıştır. Sümer-Babilliler, kendi uygarlıklarını eski Kenanlı, Suriyeli, Fenikeli, Moablı ve  Arami kültlerinin tam ortasında kurmuşlardır. Sami halkların tanrılarının mitolojik yönleri, Sümer ve Akad’ın büyük tapınaklarında öğretilen ilkeler tarafından şekillendirilmiş ve değişime uğramıştır. Efsane ve destanlarının, neredeyse tamamen Sümer-Babil kökenli olduğu bilinmektedir. Sami halkların mitolojisi zengin ve geniş bir konudur. Babil, Arabistan, Antik İsrail, Fenike ve Suriye’yi kapsar. Yeryüzünün üç büyük dini olan Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlığın ortaya çıktığı topraklar üzerindeki aynı kökenli halkların mitolojisi ve dinine ait çalışmanın önemi büyüktür. Hayatının büyük bölümünde Antik Babil’in yazılı kaynaklarını inceleyen Langdon, bu geniş alanı ele alıyor ve okuyucuya büyük bir bilgi kaynağı sunuyor.

Namık Kemal / Süleyman Nazif / Bilge Kültür Sanat

Şair veya yazarların, kendilerinden önce yaşamış ve eser vermiş edebiyatçılarla, çağdaşları olan sanatkârlar hakkındaki fikirleri, tespit veya değerlendirmeleri her zaman ilgi çekici olmuştur. Edebiyat araştırmacısı, her ne kadar ilmî bir endişeyle, her türlü sözlü-yazılı kaynağa başvurarak üzerinde çalıştığı eser veya şahsiyet hakkında birtakım sonuçlara varırsa da bir sanatkârı en iyi, sanatın demirden leblebisini çiğnemiş olan eser vermenin güçlüğünü bilen, yaratmanın sancısını çeken şair veya yazarlar idrak ederler. Bu kişilerin dikkatleri her zaman “doğru” veya “isabetli” değilse de “ilgi çekici” olagelmiştir. Bir şair ya da yazarın eserini oluştururken içinde bulunduğu “işba” hâlini yaşamış ve sanatın sarp yollarından geçmiş olan diğer bir edebiyatçının fikirleri, herhangi bir araştırmacının hükümlerinden ister-istemez farklı olur. Bu, bir şehri dışından görmekle içinde yaşamış olmanın farkı gibidir. 

Handan Acar Yıldız’dan Tavsiyeler

Karanlıkta Patlama & Dünya Öyküsünün Anıtları, İnatçı Leke, Rölyefteki Aslan, Ağır Boşluk ve Kaybolmuş Kaderler Müzesi eserlerinin yazarı Handan Acar Yıldız’a “Hangi kitapları okuyalım?” diye sordum. İşte aldığım cevaplar:

Kısa Dünya Tarihi / William H. McNeill / Kronik Kitap

Bir solukta dünyanın ve uygarlığın tarihi… Baba-oğul iki önemli tarihçi, dünyaya batı odaklı bakmak yerine bu sorulara daha geniş pencereden özgün cevaplar bularak okuru Japon Takımadaları’ndan Meksika Körfezi’ne, Afrika savanalarından Sibirya’nın donmuş tundralarına eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor. Kısa Dünya Tarihi, Gılgamış gibi antik krallardan Napolyon gibi şanlı imparatorlara, mucitlerden bilim adamlarına, Mezopotamya’dan Roma’ya, Rönesans’tan Fransız Devrimi’ne, Yüz Yıl Savaşları’ndan İkinci Dünya Savaşı’na insanlığın bugüne dek göçlerle, savaşlarla, büyük kıyımlarla, ticaretle ve devrimlerle etkileşime girdiği uygarlık noktalarına odaklanıyor ve yoğun bir okuma deneyimi sunuyor. Çevresel veya kültürel her türlü kalıptan kaçınan Kısa Dünya Tarihi, zengin, canlı ve sürükleyici anlatımıyla bizi dünya ve insanlık tarihinde keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Kısa Dünya Tarihi, insanlığın binlerce yıllık tarihini merak eden herkesin okuması gereken bir kitap.

Mimarlığın Öyküsü / Leland M. Roth / Kabalcı Yayınları

Uygarlığın tüm aşamalarında kültürel ve teknolojik gelişimleri en şaşmaz biçimde yansıtan mimarlık, insanlık tarihinin en somut görüntüsü olmasıyla oldukça heyecan vericidir. Mağara ve saz kulübelerden bazilikalara, katedrallerden gökdelenlere, Bernini’den Corbusier ve Gaudi’ye uzanan heyecan verici bir serüven. Ve mimarlık bugün de serüvenine devam ediyor. Fotoğraflar, resimler, haritalar ve planlarla desteklenen Mimarlığın Öyküsü, Batı mimarisi üzerine yapılmış araştırmaları; strüktür, fonksiyon, tarih ve anlama dair açıklamaları içeriyor. İki ana bölüme ayrılan kitabın birinci bölümünde mimarinin temel kavramları ile işlev, strüktürel ilkeler ve tasarım elemanları; ikinci bölümünde ise tarih öncesi çağlardan günümüze dek bir bütün olarak Batı mimarisinin gelişimi ele alınıyor. Yalın dilinin yanı sıra 400 resim ve çizimle kolay bir okuma sağlayan bu çalışma, yalnızca mimarinin değil, insanlığın da dünü ve bugünü üzerine.

Sanatın Öyküsü / E.H. Gombrich / Remzi Kitabevi

Sanatın Öyküsü bugüne kadar yayınlanmış sanat kitapları arasındaki en tanınmış olanlarından biridir. Bilinen ilk mağara resimlerinden, günümüzün deneysel sanatlarına kadar uzanan geniş bir dönemi ele alan önemli bir başlangıç kitabı olarak, yayınlandığı günden beri rakipsizdir. Profesör Gombrich, sanat alanındaki derin bilgisini, anlattığı sanat çalışmalarına duyduğu sevgi ile birleştirip iletebilen gerçek bir usta olarak kabul edilmiştir. Sanatın Öyküsü, dünya çapında kazandığı büyük başarı, yazımındaki yalınlığa ve açıklığa dayanır. Yazar amacını, “daha iddialı çalışmaların sayfalarını dolduran çok sayıdaki isim, dönem ve üslubu kolay anlaşılır bir şekilde düzenlemek” olarak tanımlar. Gombrich 1947’de İngiliz vatandaşlığına geçen ve hayatının büyük bölümünü İngiltere’de geçiren Viyana doğumlu sanat tarihçisi, eleştirmen, kuramcı ve pek çok kültür ve sanat tarihi kitabının yazarıdır. Sanat alanında gelmiş geçmiş en popüler eserlerden olan Sanatın Öyküsü adlı kitabıyla sanat tarihinin popülerleşmesinde, insanların sanatla tanışmasında önemli bir rol oynadı. 

Dünya Sanat Tarihi / Adnan Turani / Remzi Kitabevi

Dünya sanatını, tüm eğilim ve örnekleriyle bu kitaptan izleyin! Ayrıca 1500’ü aşkın görsel… Bir ülke kültürü, kendi somut biçimini sanat eserleriyle bulur. Bu yanıyla sanat eserleri, ulusların düşün hayatının önemli anıtları olduğu gibi, bir ülkede yaşayan toplumsal varlığın da inkâr edilemez kanıtlarıdır Onun içindir ki dünya sanat tarihine yönelme, sanat kültürünün tanınmasında biricik yoldur. A. Turan, 1953’te Avrupa’ya burs kazandı. Almanya’nın Münih, Stuttgart ve Hamburg Güzel Sanatlar Akademileri’nde çalışma olanağı buldu. Lisans ve uzmanlık öğrenimi gördü. 1959 yılında yurda döndüğünde Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nde atölye öğretmenliğine başladı ve 1970 yılına kadar bu görevini sürdürdü. 1970’te Hacettepe Üniversitesi Edebiyat ve Güzel Sanatlar fakültelerinde de derslere girdi. 1972 yılında doktoraya başladığı Hacettepe Üniversitesinde Güzel Sanatlar Enstitüsü koordinatörlüğünü de yürüttü. 1973 yılında doktor ünvanını alan sanatçı 1978’de doçent oldu. 1986 yılına kadar Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nde öğretim üyeliği görevinde bulundu. 1986 ile 1987 yıllarında Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Başkanlığı yapan Adnan Turani 1990 yılında emekli oldu.

 

Önceki Yazı

Dijital platformların yeni projeleri gün yüzüne çıkıyor

Sonraki Yazı

Sır, Giz ve Kapatılan Hayatlar: Örtü

Son Yazılar