Bir metafor olarak Horasan harcı

7 dakikada okunur

Çimentonun icat edilmediği dönemlerde, binalardaki yapı malzemeleri nasıl bir arada tutuluyordu? Bugün dahi asırlık yapıların restorasyonunda yüzyılın buluşu olan çimento neden kullanılmaz? 50-60 yıllık beton binalar yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya iken devasa tarihi binaları sağlam tutmanın sırrı nedir? Horasan harcı diye ünlenen tarihi yapı malzemesi neden halâ vazgeçilmezdir? 

Horasan harcı, yapısal özellikleriyle bir metafor olarak toplumsal, siyasal ve iktisadi konulara uyarlanabilir mi? Aslında yukarıdaki tüm soruları bu ana suale cevap arayalım diye sorduk. Bunun için önce, Horasan harcının yapısal ve teknik bilgilerini hatırlayalım.

Horasan harcı; mimarideki önemli bileşenin üretildiği yer olarak ismi Horasandan geldiği kabul edildiğinden bu isimle meşhur olmuştur. Özellikle tarihi yapılarımızın restorasyonunda kullanılmakta ve alternatifi bulunmamaktadır. Günümüz yapıları için çok önemli bir buluş olan çimento bile onu tahtından edememiştir. Aksine tarihi yapıların restorasyonunda çimento kullanılması asla kabul edilemez. Çünkü Horasan harcının taşla ortaya koyduğu uyumu çimento gösteremiyor.

Şimdi Horasan harcının teknik özelliklerini sıralayalım ve bunları topluma uyarlayabilir miyiz ona bakalım. Horasan harcının bileşenleri; bağlayıcı maddesi olan kireç, tuğla veya kiremit tozu, yumurta akı, incirin sütlü suyu gibi bazen de doğal katkı maddelerinden oluşur. Kireç, harca bağlayıcı özellik kazandırırken, tuğla tozu ise harcın su geçirimsizliğini artırır ve dayanıklılığını sağlar. Horasan harcının yapıştırıcı olma özelliği çok kuvvetli, hidrolik bir harçtır. Çekme gerilmesi iyi olduğu için de sarsıntılarda çatlamaz. Deniz suyuna karşı direnci çok yüksektir. Osmanlı döneminde inşaat ustaları sınıflandırılırken uzmanlık gerektiren ve Horasancı denilen bir usta grubu da bulunurmuş. Horasan harcının ana özellikleri şunlardır:

  1. Dayanıklılık: Zamanla sertleştiği için çok dayanıklı ve güçlü bir yapı malzemesi haline gelir.
  2. Elastikiyet: Yapılara belirli bir esneklik kazandırarak, küçük yer hareketlerine karşı dayanıklılığı artırır. Bu da depremlere dayanıklılık demektir.
  3. Birleştiricilik: Farklı malzemeleri bir arada ve dayanışma halinde tuttuğu için birleştirici özelliği vardır. 
  4. Suya ve neme dayanıklılık: Horasan harcı, suya ve neme karşı oldukça dayanıklıdır. Bu sebeple suyla temas eden ve nemin eksik olmadığı hamam, köprü gibi yapılarda özellikle kullanılır.

Şimdi Horasan harcının bir metafor olarak Millet kültürümüze uyarladığımızda ne tür benzerlikler taşıdığına bakalım. Öncelikle horasan harcının taşıdığı temel özellikler olan; sağlamlık, dayanıklılık, devamlılık, güvenirlik, geleneklilik, direnç ve birleştirici özellikleri nedeniyle millet fikrine ve devamlılığına tam bir uyum bulunmaktadır. Bu metaforu biraz ayrıntılandıracak olursak;

  1. Güçlü ve güvenilir olma: Milletin sağlam temellere dayanması gerektiğini ifade eder. Bu çerçevede, Horasan harcı gibi sağlam, güçlü ve dayanıklı olmak, Milletin temel hususiyetlerindendir.
  2. Birleştiricilik ve birlik hali: Horasan harcı, farklı türden malzemeleri bir arada tutarak dayanıklı bir yapı oluşturur. Metaforik olarak, milletimizi farklılıkları ile bir arada tutan, birleştiren ve dayanışmayı sağlayan hususları anlatır.
  3. Dayanıklılık ve direnç: Zamanla sertleşen ve güçlenen Horasan harcı, zorluklara ve dış etkenlere karşı direnç göstermeyi simgeler. Bu durum milletimizin zorluklara karşı dayanıklı olmaları, mücadeleci ruhları ve sabırları ile ayakta kalmaları anlamına gelir.
  4. Kültürel devamlılık: Horasan harcı, tarih boyunca birçok simge yapıda kullanılmıştır. Bu, kültürel mirasın ve geleneğin korunması, gelecek nesillere aktarılması ve bunun toplumu bir arada tutan bir bağ olarak görülmesi anlamını taşır.

 

Netice olarak Horasan harcına Millet karakterimizle çok örtüştüğü için sosyal anlamlar yükleyebilir bunları derinleştirebiliriz. Bu harcın sadece teknik bir kavram değil; sosyo kültürel anlamı ile Milletimizi bir arada tutan, dış etkilere karşı güçlü ve mukavemeti olan, geçmişi ile geleceğini şekillendirerek koruyan, kültürel devamlılık ile geleceğe bakan metaforik bir yaklaşım ortaya koyabilir buradan da kavramsal bir inşa yapabiliriz. 

Önceki Yazı

Sapanda açamayan güller!

Sonraki Yazı

Gönüllere dokunan filmlerin yönetmeni “Yücel Çakmaklı”

Son Yazılar