Litros Sanat’ın yeni sayısı için Contemporary İstanbul’un bu yıl ilk edisyonunu 10-15 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği ve Türkiye’deki çağdaş sanat ortamına odaklandığı yeni sanat fuarı CI Bloom’daydık. Haliç kıyısında hem birbirinden değerli eserleri inceledik hem de katılımcı sanatçı ve galeri temsilcilerinin yanı sıra Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli ile konuştuk.
Bu yıl 17-23 Eylül tarihlerinde 17. kez düzenlenecek olan uluslararası sanat fuarı Contemporary Istanbul, baharı yerel çağdaş sanat ortamına odaklandığı yeni sanat fuarı CI Bloom ile karşıladı. Bu yıl ilk kez gerçekleşen CI Bloom, 10-15 Mayıs tarihleri arasında Tersane İstanbul’da binlerce sanatseveri ağırladı. Akbank Sanat ana partnerliğinde, Türkiye’deki 23 çağdaş sanat galerisini ve galerilerin temsil ettiği pek çok sanatçıyı bir araya getiren CI Bloom, Haliç’in kıyısında İstanbul’un tarihi atmosferinde sanatseverlere keyifli bir deneyim yaşattı. Biz de Litros Sanat olarak bu deneyime dahil olmak amacıyla soluğu Tersane İstanbul’da aldık. Fuarda hem farklı biçimsel formlardaki yüzlerce sanat eserini inceledik hem de Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli, sanatçı Jochen Proehl, Ferda Art Platform Kurucusu Ferda Dedeoğlu, Galeri 77 Direktörü Buğra Uzunçelebi, Bilgili Holding Kültür ve Sanat Projeleri Yöneticisi ve Küratör Begüm Güney ile bir araya geldik. Türkiye’nin yeni sanat fuarı CI Bloom hakkında konuştuk.
Ali Güreli
(Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı):
CI Bloom’u uluslararası bir fuara dönüştürmeyeceğiz
Fuar nasıl gidiyor? Her şey yolunda mı, galerilerden geri dönüşler nasıl?
CI Bloom ilk gününden itibaren gayet başarılı bir şekilde devam ediyor. Özellikle sanatseverlerin, koleksiyonerlerin ve bütün ilgililerin ziyareti devam ediyor. Aynı zamanda galerilerin satışları da yolunda gidiyor. Onlar da memnun. Zaten bizim için de memnuniyetin ölçütü galeriler ve onların satışları. Kendileriyle konuşuyorum ve onlarla her zaman iç içeyiz, bundan çok memnunlar. Geçen yıl da aynı şey oldu. Haziran ayında yaptığımız fuarda galeriler çok iyi satış yaptılar. Ve biz hepsine, “Ekim’de yapacağımız fuarın size bütün maliyetlerini hediye ettik ya da siz kazandınız.” demiştik. Şimdi de aynı şey oluyor. Yaza çok iyi duygularla ve motive bir şekilde girecekler. Aynı zamanda 17-23 Eylül tarihlerindeki 17. Contemporary Istanbul’da da işte bu duygularla ve çok daha iyi bir şekilde yerini alacaklar. CI Bloom’da doğrudan sanatçılarla da iletişimdeyiz ve onlar da fuar sürecinden çok mutlular. Burada hepimiz bir bütünüz ve aynı gemideyiz. Dolayısıyla sanatçı memnun, galerici memnun ve biz de organizasyon olarak memnunuz.
NFT sergisi Ankara’ya “Sığınak”a gidecek
NFT Konferansı ve sergisine ilgi nasıl?
Ayrıca NFT Konferansı da çok başarılı gidiyor. Çok iyi konuşmacılar var ve izleyici çok ilgili. Bundan da memnunuz, doğru bir iş yaptık. NFT alanını herkesin çok iyi öğrenmesi ve eğitim amacıyla sorular soruluyor, konuşmacılar da cevaplar veriyor. Diğer taraftan koleksiyonerlerle yaptığımız NFT sergisi de kendi yerini buldu. Hatta bu sergiyi, görülen ilgi nedeniyle de 28 Eylül’de Ankara’da, “Sığınak” adlı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yaptığı yeni sergi alanına taşıyacağız ve orada sergilenecek.
CI Bloom ilerleyen süreçte uluslararası bir hal alacak mı?
CI Bloom’un uluslararası bir fuara dönüşeceğini düşünmüyoruz. CI Bloom her zaman kendi içinde kendisini tamamlayan ve kendisini Türkiye’deki çağdaş sanatın gelişmesi için geliştirecek olan bir fuar olacak. Ancak uluslararası boyut şu noktada belki içine girebilir ama henüz kararlı değiliz. Şöyle ki Contemporary Istanbul’un kuruluşundan beri amacı da budur, biz yabancı galerilerin Türk çağdaş sanatçıları ve galerileriyle yani uluslararası kardeşleriyle, arkadaşlarıyla ve kendi meslektaşlarıyla bir araya gelip iş birlikleri kurmasını istiyoruz. Dolayısıyla Türkiye’de de Türk çağdaş sanatçılarının yabancı galerilerle daha fazla iş birliği yapmalarını, yurtdışında da belki onlar tarafından temsil edilmelerini öngörüyoruz. Bir Türk sanatçıyı Türk galeriler temsil edebilir ama yurtdışında da söz konusu sanatçıyı temsil etmesi mümkün olabilir. Bunun için bu iş birliklerinin artması ve o Türk çağdaş sanatçılarını temsil eden, sergileyen, kendi bünyesinde bulunduran ve portfolyolarında taşıyan yabancı galeriler de belki zaman içinde gelebilir ama sadece Türk çağdaş sanatını sergilediği sürece gelebilir…
Ferda Dedeoğlu
(Ferda Art Platform Kurucusu):
Sanat fuarları bu ekosistem için önemli
Ferda Art Platform, 2019 yılında kurulmuş, çağdaş sanatın çeşitli örneklerini izleyiciyle buluşturmayı amaçlayan bir galeri. Nişantaşı’nda bulunan tarihi Ralli Apartmanı’nda faaliyetlerini sürdüren galeri, ana sergi alanının yanı sıra aynı mekânda yer alan proje alanıyla eş zamanlı olarak farklı sergilere yer veriyor. İstanbul’da faaliyet gösteren bir galeri olarak, özellikle son dönemde çeşitlenen sanat fuarlarının bu ekosistem için oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz. Birçok farklı galeriden çeşitli sanatçıların işlerini aynı mekânda deneyimleme fırsatı sunan bu fuarlar hem izleyiciler hem galeriler açısından önemli bir buluşma noktası. Ferda Art Platform olarak CI Bloom edisyonuna toplamda 11 sanatçı ile katılıyoruz. Diğer aktörler için olduğu kadar, sanat fuarlarının sanatçılar için de işlerini daha geniş bir kitleyle buluşturmak açısından önemi büyük.
Jochen Proehl (Sanatçı):
Sanatımda beni asıl ilgilendiren insanın doğadaki izi
Alman’ım fakat uzun zamandır İstanbul’da yaşıyorum. Sanatımı burada yürütüyorum ve çalışıyorum. Resim, tablo ve fotoğraf alanında işler üretiyorum. Ancak özellikle son yıllarda çalışmalarımdaki ağırlığı tablolara verdim. Benim sanatımda peyzaj önemli bir yer kaplıyor. Bu alanla çok ilgileniyorum. Ama beni asıl ilgilendiren insanın doğaya ya da peyzaja, toprağa bıraktığı izler. Fakat bugün CI Bloom’da sergilediğim eserler farklı. Gerçekten son bir buçuk yıldır doğayı gördüğümüz gibi ele alıyorum. Doğanın zenginliği ve ağaç altı gölgeleri önemli bir yer kaplıyor bu çalışmalarımda. Bunu bir blok gibi düşünürsek, devamında ne olacağını öngöremiyorum ama benim kendi açımdan çalışmamı zenginleştiren bir ufuk bu. Öte yandan CI Bloom benim açımdan çok güzel bir fuar. İstanbul odaklı bir fuarın bence önemli bir anlamı var. Contemporary İstanbul’un zaten uluslararası fuarı da yapılıyor. Dolayısıyla bu fuarın yerel odaklı olmasında bir anlam var.
Buğra Uzunçelebi (Galeri 77 Direktörü):
Fuarlarda kültürlerarası iletişim çok değerli
Galerimiz 2012 senesinde kuruldu. O yıldan bu yana İstanbul Karaköy’de faaliyet gösteriyoruz. Daha çok Ermeni çağdaş sanatıyla ilgileniyoruz. Bu anlayışla yola çıktık. Çünkü oradaki ortamla ve sanatçılarla iletişimimiz iyiydi. Burada da yeni bir galeri olarak oluşma aşamasındayken farklı bir kulvardan giriş yapmak istediğimiz için süreç böyle başladı. CI Bloom anladığım kadarıyla ilerde daha uluslararası bir yapıya bürünecek. Ama tabii bu ilk senesi… Davet usulü olarak Türk galerilerle bir başlangıç yaptı. Uluslararası olmanın şöyle de bir avantajı var, ulusal ve uluslararası galerilerin bir arada olması kültürel etkileşimi de beraberinde getiriyor. Biz bunu en iyi test eden ve hisseden galerilerden bir tanesiyiz. Çünkü biz bu coğrafyaya, farklı coğrafyalardan da sanatçılar getirdiğimiz için kültürel iletişimin ve alışverişin aslında ne kadar değerli olduğunu görüyoruz. Biz galeri olarak burada ne kadar Ermeni sanatçıları sunuyor olsak da Ermeni sanatçıların bir kısmı aynı zamanda dünyanın farklı bölgelerinde de yaşayan sanatçılar. Elbette biz sanatçılarımızı sunuyoruz ama takdir tabii ki izleyicinin. CI Bloom’da şu ana kadar gayet güzel geri dönüşler aldık. İzleyiciler fuar içinde çok güzel bir seçki sunduğumuzu düşünüyorlar. Bu da bizi gururlandırıyor aynı zamanda hoşumuza gidiyor, doğru bir şey yaptığımızı kanıtlıyor.
Begüm Güney
(Bilgili Holding Kültür ve Sanat Projeleri Yöneticisi ve Küratör) :
Sanatımıza sahip çıkarsak dünyada var oluruz
Tarihi alanlar içerisinde sanatın gösterilmesi beni çok etkiliyor. Burada daha farklı bir yaklaşımla sanatı izliyoruz. CI Bloom’da kürasyonu genel olarak iyi buldum. Zaten galerilerin kendi içlerindeki yerleşimleri söz konusu. Ayrıca burada çağdaş sanatta en ileri gelen Türk galerilerini görüyoruz. Bu nedenle kürasyona söylenecek herhangi bir laf yok. Bunun yanı sıra galerinin karşılıklı yerleşimleriyle de çok iyi bir diyalogta olduğunu düşünüyorum kendi içlerinde. Açıkçası CI Bloom keyifli bir fuar olmuş. Özellikle de ortak alanlardaki geçişler, aradaki nefesler ve sonra tekrar beklemediğimiz bir yerde başka bir eserle karşılaşmak çok güzel bir durum.Şunu her zaman dile getiriyorum, dünyadaki Çin sanatı, Çinli iş insanlarıyla birlikte var oldu. Bundan önce Çin ilk 10’da görmediğimiz bir ülkeydi. Bu nedenle CI Bloom’un ilk edisyonuyla Türkiye’deki sanat ortamına bu ulusal ve yerel desteği çok kıymetli. Türk galerileri, Türk sanat ortamını ve koleksiyonerlerini var edecek. Bu nedenle biz, bizim sanatımıza sahip çıkarsak dünyada da böylelikle bir yer bulacağımıza inanıyorum. Bu yaklaşım muhteşem, sonrasında da bunun globale taşınmasıyla da daha geniş bir pencereden bakıyor olacağız.