Son beş yıldır televizyon ve beyaz perdenin tarihe karıştığı söylemleri çoğalarak artıyor. Bu artış akıllara kaçınılmaz bir soruyu getiriyor: Dijital platformların azalan etkisi kullanıcıları geleneksel medya tercihlerine geri mi döndürüyor? Disney Plus’un yerli kullanıcıları kızdıran hamleleri, Netflix’in yıl içerisinde 2 kere yaptığı abonelik zamları, birçok kullanıcıyı tatmin etmeyen tekrara düşen içerikler vb. negatif hamleler dijital platform üyelerinin tercih yönlerinde değişikliğe sebep olacak yönde ivme kazanıyor. Özellikle Netflix, Prime Video, Disney Plus gibi uluslararası platformların Türkiye temsilcilikleri eleştiri oklarını üzerlerine çekmiş durumdalar. Satış stratejilerinin sürekli değişimi, içerik çeşitliliğin azalması gibi etkenler bu eleştirilerin başlıca konuları. Bu durumun artarak devam etmesi ilerleyen zamanlarda kullanıcıların geleneksel izleme alışkanlıklarıyla barışacaklarının habercisi olabilir. Eskiye göre rekabet çeşitliliğin arttığı bir dijital platform dünyasında daha az sürelerde reklamsız ve çeşitliklilik beklentisiyle dijital platformlara başvuran seyircinin umduğunu bulamadığı bir dönemdeyiz.
2022 yılının sonlarında Netflix ve Disney Plus’un peşinden Exxen’in reklam destekli içeriklere başlaması kullanıcıların hoşuna gitmemişti. Geçtiğimiz hafta Prime Video’nunda reklam katmanlı üyelik sunacağını açıklaması bu furyanın devam edeceğini gösteriyor. Reklamsız izlemek isteyen kullanıcılar artık Prime Video için de ek ücret vererek üyeliklerini arttırması gerekecek. Tüketici kısmındaki bu soğuk rüzgarlar elbette üretici kısmında da fark edildi ki yeni hamleler gündemde. Risksiz bazı içeriklerin devamı, yeni içeriklerin dahili, zaten beğenilen içeriklerin dönüşüp yeniden sunulması olumlu yönde geri dönüş beklentisi için yapılan hamlelerden. Netflix bu konuda ilk harekete geçenlerden. Hali hazırda tarihinde en çok izlenen dizilerinden biri olan Squid Game’i dönüştürüp yarışma olarak kullanıcılarına tekrar sunmaya hazırlanıyor. Bir ay gibi kısa bir sürede 110 milyon izlenmeye ulaşan dizinin yarışma formatı 22 Kasım’da yayınlanması planlanıyor. Bir başka hamle olarak yerli yapımlardan Çağan Irmak’ın yazıp yönettiği 8 bölümlük Yaratılan dizisi de Netflix’in Ekim ayı yayın takvimde merak uyandıran içeriklerden. Son gelişmelerden 29 Eylül’de yayınlanan Cem Yılmaz’ın yazıp yönettiği Do not Disturb komedi filmi de kullanıcıların ilgisini çekmeye talip. Önümüzdeki aylarda dijital platform cephesinden başka yeni hamleler de bekleniyor ama bu gidişata karar verecek olan elbetteki kullanıcı tutumları.
MUBİ
İnek
Andrea Arnold’ın ilk gösterimini Cannes Film Festivali’nde yapan İnek belgeseli 1.5 saat boyunca dünyayı bir ineğin gözünden tasvirliyor. Alışılmışın dışında diyalogsuz ama tecrübeli bir oyuncu gibi hareket eden inek Luma’nın rutinlerini doğal olmasına rağmen planlanmış kurmaca bir film tadında. Onun doğum yaptığı andan otlandığı anlara kadar bir ineğin gelişimini üçüncü bir kişi olarak şahitlik ediyoruz. Bu belgesel bize insan ve hayvan yaşamı arasından birçok benzerlik olduğunu hatırlatıyor. İnsanoğlu ve hayvan oğlunun birçok ortak noktaları olduğunu hatırlatan İnek belgeseli Mubid’de.
Sıradan Bir Kadın
2005 yılında Almanya’nın gündemine oturan Hatun Aynur Sürücü’nün gerçek hikâyesi üzerine kurmaca bir film. Kendi tarzı ve imzasıyla yaşanmış bir olay üzerinden türk aile toplumunu, namus cinayetini sebep sonuç ilişkisiyle ele alıyor. “Sıradan” bir olay gibi görülsede karakterin kendi ağzından hikâyesini anlatıyor olması bir merak uyandırıyor. Sherry Hormann’ın önemli yönetmen dokunuşuyla sürükleyici ve sorgulatan bir bakış açısı da kazandırıyor. Geleneklerine bağlı bir ailenin zorunlu göç sonrası köklerinden kopmaya çalışan kızı ve toplumsal değerleri arasında bir tercih yapması gerekiyor. Bu tercih evin en küçük erkeği Nuri’ye düşüyor ve kendi için en dayanılmaz olan durumda kardeşi Aynur’u sokak ortasında öldürüyor. Oyuncu Almila Bağrıaçık’ın Hatun Aynur’a olan benzerliğide filmin gücünü arttırıyor.
Dokuz
Şahsına münhasır eleştirel bakış açısına sahip yönetmen Ümit Ünal’ın sorgu odasında verdiği ifadeler üzerinden sınıfsal kimlik tanımlamalarının yapıldığı 9 filmi izleyicisini Mubi’de bekliyor. Film, İstanbul’un kenar mahallelerinden birinde tanıdıklar tarafından kimsesiz olarak bilinen ‘kirpi’ lakaplı bir kadının cinayeti ile başlar. Cinayetin yaşandığı yer alışagelmiş küçük kendi içinde aile gibi yaşayan bir mahalledir. Herkes tarafından böyle bilinen mahallede şüpheli 6 kişinin verdiği ifadelerle bazı sırlar ortaya çıkar. Bu ifadeler bizi sadece katilin kim olduğuna değil aynı zamanda mahallede saklanan gizli sırları, toplumsal sorunları, kimlik arayışları üzerinden tozlanmış kodlara götürür. Filmin sonunda katilin kim olduğuna dair bazı tahminler olsada net bir cevap verilmeyen final sahnesiyle son bulur.
NETFLİX
Kayıp Kız
David Fincher’in Gillian Flynn’ın aynı isimli kitabından uyarlanan Kayıp Kız, bireysel haz ve benlik eylemlerinin kendisine ve çevresine doğrudan etkisi üzerinden negatif etkilerini yansıtıyor. Ben Affleck’in canlandırdığı Nick isimli yazarın, gizemli bir şekilde kaybolan eşi Rosamund Pike’nin canlandırdığı Amy’i aramasıyla başlar. Amy’nin kaybolması polisin araştırmalarıyla kısa sürede şüpheleri eşi Nick’in üstünde toplar. Bu yönlendirmeyle karakterlerin yeni kilitleri açılır ve karı-koca arasında yeni çelişkiler ortaya çıkar. Sadece evlilik üzerine değil sahtekarlık, medyatik algılar ve bireyler arası iletişimin incelendiği film başarılı bir dünya üzerine kurulur. Yönetmenin müzik ve montaj tekniklerini kullanarak yaptığı bilinçli ilizyonlar filmin başından sonuna kadar gergin havayı koruyor.
The Lobster
Yorgos Lanthimos’un ilk ingilizce filmi olarak bilinen The Lobster, yakın gelecekte olması beklenen toplum yapısının incelendiği distopik bir film. Bekar olmanın yasal olmadığı bir dünyada terkedilmiş David, ayrılığın hemen ertesinde yeni bir eş bulması için otele yerleştirilir. Kendisine 45 günün verildiği otelde onun gibi başka bekarlarda bulunuyordur. Uygun bir eş bulduğunu düşünen David’in başına gelenler beklediği gibi gitmez. Farklı seçimler vermek zorunda kalır ve zaten yasal olmayan bir dünyada kendi ihlallerini oluşturmayı dener. Aile kavramı, bireyin iktidar karşısında yeni yollar arama eğilimi ve başkaldırı içgüdüleriyle David’in değişim sürecine şahitlik edilir. Başarılı oyuncu kadrosuyla dikkat çeken filmde şüphesiz başrolü üstlenen tecrübeli oyuncu Colin Farell’in etkisi büyük.
Oregon
Oregon, Ümit Ünal’ın senaristliğini yaptığı Kerem Ayan’ın yönetmen koltuğunda oturduğu çok taze 2023 yapımı bir film. Vizyona girmesinin hemen ardından Netflix’te gösterime giren Oregon, 80’li yıllara ayna tutan özenle kurulmuş bir atmosfere sahip. Gaye ve Hakan’ın bir müzik kasetini arkadaşlarına ulaştırmaya çalışma yolculuğu filmin ana konusunu oluşturuyor. Bodrumda yaşayan Gaye ve Hakan kaset teslimi için İstanbul’a gider fakat bu gelişleri onları beklemedikleri bazı olayların içine düşürür. İstanbul’da bir gün içinde çeşitli maceralara atılırlar. Filmin hatrı sayılır bir kadrosuda var. Başrolleri Aslı İnandık ve Serkan Çayoğlu paylaşırken Nejat İşler, Zihni Göktay ve Nevra Serezli gibi usta oyuncular onlara eşlik ediyor.
GAİN
Cezailer
Gain’in orjinal yapımlarından Cezailer bir deney için hastaneye yatan Psikiyatr Mert Gürel’in başına gelenleri anlatır. Psikiyatr David Rosenhan ile kendisi gibi aklı başında olan yedi arkadaşı, bilim tarihinin en sarsıcı deneylerinden olan Rosenhan Deney’i için farklı psikiyatri hastanelerine yatar ve doktorların kendilerini gerçekten hastalarda ayırt etmelerini bekler. Mert Gürel’de bu deneyi Türkiye’de yapmak ister. Kendi isteğiyle bir akıl hastanesine yatar ve olaylar gelişir. Dizinin başrolünde Yiğit Özşener yer alırken kadroda yer alan diğer isimler Rıza Kocaoğlu, Esra Bezen Bilgin, Onur Ünsal ve Şerif Erol eşlik ediyor. Tek sezonla kalan dizi Gain’de yer alıyor.
Parade’s End
- dünya savaşı esnasında muhafazakâr bir ingiliz aristokrat, onun lüks düşünü eşi ve feminist kadın hakları savunucusu bir genç kadın arasında geçen aşk üçgeninin dönemin koşullarını yansıtarak çekilmiş bir dizi: Parade’s End. Shakespeare In Love ile Oscar kazanan senarist Tom Stoppard’ın kaleminden çıkan 5 bölümlük mini dizinin başrolleri sevilen isimlerden oluşuyor. Aristokrat Christopher Tietjens rolünde Benedict Cumberbatch, eşi Sylvia rolünde Rebecca Hall, Valentine Wannop rolünde ise Adelaide Clemens. Film Ford Madox’un 1924 yılında yazdığı aynı isimli kitap serisinden uyarlandı. Parade’s End şimdi Gain’de.
Beyaz Yaka
Kendilerini olduklarından daha zengin ve kültürlü gören beyaz yakalıların aslında işçi sınıfının birer parçası olduğuna dair gerçeklerden bahseden Beyaz Yaka belgeseli Gain’de meraklılarını bekliyor. 3 bölümden oluşan belgeselde kurumsal hayat ve beyaz yaka sektörüyle ilgili tespitleri ile tanınan komedyen Kaan Sekban başta olmak üzere, akademisyenler, ajans sahipleri, alanında yetkin birçok kişinin görüşlerine başvurulmuş. Yetkin araştırmacıların yanı sıra beyaz yakalı olmaktan memnun yada kendini beyaz yaka mağdurları olarak adlandıran tecrübe sahibi işçi sınıfının da yorumları belgesele farklı bir perspektif kazandırmakta. Uzun mesai saatleri, terfi alma telaşı, tüketim alışkanlıkları gibi birçok sorun farklı beyaz yaka işçileri tarafından değerlendiriliyor.
BLU TV
Kumbara
Ferit Karol’un yönetmenliğinde çekilen Kumbara filmi baba, eş ve oğul olmanın yükünü taşıyan Orhan’ın karşılaştığı zorlukları konu ediyor. Orhan arkadaşından kalan borcu ödemeye çalışırken ayrıca bilinci kapalı annesinin hesabındaki paraya yasal yollarla ulaşmaya çalışıyor. Engelleri aşamayan Orhan, banka hesabına ulaşabilmek için bazı kararlar alıyor fakat genelde aldığı kararlar başarısızlıkla sonuçlanıyor. Farklı sektörlerde ek iş denemeleriyle durumu düzeltmeye çalışsa da zamanla bazı rollerini kaybedip bedeller ödemek zorunda kalıyor. Bu bedellerin ona getirisi filmin sonunda saklı. Filmin en güçlü yanlarından biride oyuncu seçimleri. Şimdilerde bağımsız sinema filmlerinde oldukça gördüğümüz başarılı oyuncu Gülçin Kültür’ün ilk başrol filmi olması filmde hiç hissedilmiyor. Aksine Orhan karakteriyle eşini canlandıran Murat Kılıçla uyumu da gözlerden kaçmıyor.
Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi
Saygın profesör Celal Tan, genç eşi Özge ve tüm ailenin önünde yaşanan trajikomik bir cinayet. Bu olay Celal Tan ve ailesinin hayatını bir anda değiştirir ve absürt olaylar silsilesini beraberinde getirir. Ailesini kurtarmak için kendini kandırmaya çalışanlar, kendini kurtarmak için hiçbir şeyden çekinmeyecek insanlara kadar karakter çeşitliliği oldukça zengin bir film. Alışılmadık senaryo yapısının yanında başarılı oyunculuklarla taçlanan bu kara komedi filmi, kendine has bir tarza sahip Onur Ünlü absürtlüğüne başarılı bir örnek. 2011 Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film, En İyi Senaryo Ödülü alan filmin oyuncu kadrosu özenle seçilmiş. Yönetmenin daha öncede birlikte çalışmaya alışık olduğu oyuncular Tansu Biçer ve Türkü Turan’ın yanı sıra cinayetteki gizemi çözmeye çalışan görme engelli ağabey rolüyle Bülent Emin Yarar dikkat çeken isimlerden biri.
Paydos
Zeliha, çelik tencere fabrikasında çalışan iki çocuk annesi, yoksul bir işçidir. Bir gün beklemediği bir anda işten atılır. Zeliha, bir yandan yeni bir iş aramaya başlar bir yandan da fabrikada yaptığı işten dolayı her zaman benzin kokusuna alışkın olan çocuklarına işsiz kaldığını fark ettirmemek için bir çözüm bulur. Kısıtlı sürede derdini temiz bir şekilde anlatılan konu birçok işçi kadının ortak noktalarından. İşçi sınıfının maruz kaldığı zor şartlar, tek başına yaşayan bir kadının çocukları için aldığı kararlar ve hayat mücadelesi aşina olduğumuz bir konu fakat yönetmen bunun kendi dünyasında farklı bir matematikte tekrar izleyiciye başarılı şekilde sunuyor. Öykü Orhan’ın ilk kısa filmi olmasına rağmen Clermont Ferrand Kısa Film Festivali başta olmak üzere birçok festivalden olumlu geri dönüşlere sahip. Paydos BluTV’de izleyicisini bekliyor.
Prime Video
Milyon Kilometre Uzakta
Meksikalı NASA mühendisi José Hernández’in gerçek yaşam öyküsünden esinlenerek çekilen film göçmen çiftçi bir ailenin Meksika’dan Amerika’ya uzanan yolculuğunu konu ediniyor. Bu yolculuk inanç ve azmin başarı getirdiğini kanıtlar nitelikte. Mühendis José’nin hedefi, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda çalışmaktır. Bu hedefi sandığı kadar kolay olmaz ve engellerle mücadele ederken çevresindekileri de kendisine inandırması gerekir. Biraz sabır ve azimle José, ailesi ve toplumunun desteğiyle kendine olan inancını asla kaybetmez. Film, hayal kurmanın cesaretini ve azmini vurgulayarak, José’nin nihai hedefine ulaşma mücadelesiyle son bulur. Alejandra Márquez Abella’nın yönetmenliğindeki yarı biyografik bu film Prime Video’da.
Çiçero
İlyas Bazna, 2. Dünya Savaşı sırasında Ankara’daki İngiliz Büyükelçiliği’nde uşak olarak çalışmaktadır. İçeriden birçok bilgiye ulaşabilen Bazna, Almanlar için casusluk yapmaya başlar ve kendisine “Çiçero” kod adı verilir. Filmin, yönetmenliğini Serdar Akar, senaristliğini Ali Can Yaraş, yapımcılığınıda Mustafa Uslu yapıyor. Erdal Beşikçioğlu’nun başarılı şekilde canlandırdığı İlyas Bazna savaşın seyrini değiştirmesine rağmen T4 uygulamasıyla engellilerin gaz odalarına gitmelerine, iğneyle uyutulmalarına engel olamaz. Türk toplumu için önemli bir figür olan Çiçero’nun hayatı biyografi filmi olmasıyla kalıcı bir belge niteliği taşıyor. Aynı zamanda Churchill, Hitler, Stalin, İsmet İnönü’nün aynı filmde olması açısından bir ilk olma niteliğinde.
Dayı: Bir Adamın Hikâyesi
Uğur Bayraktar ve Serkan Öztürk’ün birlikte senaristliğini yaptığı, Ufuk Bayraktar’ın başrolünde yer aldığı aksiyon ve dram filmi: Dayı: Bir Adamın Hikâyesi. 2021 yapımı olan film, gerçek bir karakterden ilhamla çevresi tarafından sevilen bir kabadayının hikâyesini konu ediniyor. Küçük bir köyde doğup büyüyen yaramazlıklarından dolayı ailesi tarafından İstanbul’a gönderilen Cevahir bir kahvehanede çalışmaya başlar. Yanında çalıştığı Seyfi’nin karanlık işler yapmasıyla kendini kabadayı dünyasında hızlı bir yükselişte bulan Cevahir’in zorlu hayat mücadelesi ve yükselişi filmin ana konusudur. Dayı: Bir Adamın Hikayesi Prime Video’da.