Oruç Gazi Kutluer: “Dolma kaleminizi kimseyle paylaşmayın, dolma kalem ucu size göre şekil alır. Bir başkası kullandığında anında yabancılık hissedersiniz. Kaleminizi yine de paylaşmanız gerekirse kapağı muhakkak sizde kalsın ki kalem geri gelsin. Dolma kalem kullanmak kişisel bir deneyimdir.”
Oruç Gazi Kutluer, Türkiye’nin profesyonel anlamda ilk el yapımı dolma kalem markası Kilk’in kurucusu. Ustası olmadan, deneme yanılma yoluyla ve kalemseverlerin dönüşleriyle beraber bu zanaatı yaşatmaya çalışıyor. Kendisiyle dolma kalemlerin incelikleri, yapım sürecindeki aşamaları ve milletler arasındaki dolma kalem farklılıklarını konuştuk. Röportajın sonunda ilk kez dolma kalem alacaklara Kutluer’in birkaç önerisi de bulunuyor.
Dolma kalem severlerin kalemleriyle bir ünsiyet kurduğunu, kalemin seçilme aşamasından bakımına kadar her safhasında duygusal bir ilişki yürütüldüğünü görüyorum. Dolma kalemi diğer kalemlerden ayıran şey nedir? Cazibesini hassaslığından mı alıyor?
Dolma kalemler yazı gereci olarak kendini tutan el ile benzersiz bir bağ kuruyor. Öncelikle, kolayca hissedilebilen bir yazma deneyimi sunmalarıyla diğer kalemlerden ayrışıyorlar. Uçları kağıda temas ettiğinde tecrübe edilen his, dolma kalemin kendince şairane yanını yazdığınız metne de yansıtıyor. Günümüzde bir çok yazı gereci, kullan-at anlayışından dolayı ucuz ve özensiz yapılıyor. Görece daha bilinçli tercih edilen bir kalem cinsi olarak dolma kalemlerin imalatında kullanılan kaliteli malzeme ve el işçiliği, bu kalemlerin sadece yazı aracı olmanın ötesine geçmesini sağlıyor.
Dolma kalem ayrıca muhakkak bakım yapmanız gereken bir yazı aracıdır. Bu bakım iki yönlüdür; siz kaleminize bakım yaptıkça o da sizi terbiye eder. Günümüz insanlığının içinde bulunduğu çıkmazlara cevap verebilen bir yazı gerecidir.
Dolma kalem seçerken kişiselleştirme seçenekleri de tercihte büyük bir rol oynuyor. Kalemsever kendi zevkine ve tarzına uygun mürekkep, kağıt ve tasarım seçenekleriyle, kendisini yansıtabilecek kalemi tercih ediyor. Bu da kullanım sürecini daha kişisel ve özel kılıyor. Bu sebeple kalemler günümüzde bir sosyal statü ve aksesuar olarak da tercih ediliyor.
Ayrıca dolma kalemler bir nesilden diğerine aktarılan aile mirası haline gelebiliyor. Bir kalemde yazmak, belki ailenin geçmişiyle birleşmiş anıları canlandırabilir, bu da o kaleme özel bir değer katar. Bir neslin yazı tecrübesinin diğerine aktarımı medeniyetin kurulması ve gelişmesi için çok önemli bir rol oynuyor.
Serüvenim annemin aldığı dolma kalemle başladı
Sizin dolma kalemlerle tanışmanızın ve bir dolma kalem severe dönüşmenizin hikâyesi var mı? Sonrasında dolma kalem üreticiliğine nasıl başladınız?
Türkiye’de bir yaşın üstündeki hemen herkesin tecrübe ettiği gibi ben de ilkokul sıralarında dolma kalem ile tanıştım. Babamın akademisyen olması sebebiyle yazılabilir her şey ile çok yakın temas kurabiliyordum. Serüvenim annemin güzel yazı dersi için aldığı dolma kalemle başladı. Her zaman tek bir kalemim oldu, birden çok kalemle yazmaya alışamadım doğrusu. Muhtemelen kurduğum bağ ile ilgiliydi. Tabii bu durum kalem yapmaya başlayınca biraz değişti. Kendi tasarımınız kalemleri kullanıyor olmanın yaşattığı his tarif edilemez. Üreticiliğe geçmem birkaç sanatkâr arkadaşımla kurduğumuz sanat atölyesinin bir köşesinde başladı. Harflerin üzerinde kurulmuş medeniyetlerin beşiği olan bu topraklarda kalem üretiminin bu denli az olması tarihsel bir sorumluluk da veriyor. Sanat atölyesinin köşesinde başlayan serüvenimiz rağbet ve iltifat görünce müstakil bir marka olan Kilk’i kurarak ülkemizdeki kalem üretim tecrübesine bir katkı sağlamış oldum.
Türk dolma kalemleri genellikle altın ve gümüş işlemelerle bezemelidir
Her yiğidin yoğurt yiyişi gibi her milletin dolma kalem yapışı da farklı bildiğim kadarıyla. Farklı milletlerin dolma kalem tarzlarından ve Türkiye’deki kullanıcıların tercihlerinden bahsedebilir misiniz?
Doğrudur, nasıl ki farklı milletlerin ve medeniyetlerin mutfakları çeşitlilik arz ediyorsa kalem üretim ve tüketim tercihleri de farklıdır. Aslında sadece tercih demeyelim, imkân da bu farklılıkta önemli bir faktör. Bu farklar genellikle kültürel ve tarihsel farklılıklardan kaynaklanır. Türkiye’de dolma kalem üretimi genellikle geleneksel formlara atıf yapar ve el işçiliğine dayalıdır. Hititlerden Kayzerlere, Osmanlı, Selçuklu, Beylikler dönemlerine yüzü dönük tasarımlarda Anadolu’daki zengin tasavvurun etkisi görülür. Türk dolma kalemleri genellikle altın ve gümüş işlemelerle bezemelidir. Bu ayrıca bölgenin kuyum işçiliğini tarihsel olarak en iyi yöneten yerlerden birisi olmasına bağlıdır.
Alman kalemleri mühendislik ürünü yüksek kaliteli dolma kalemleriyle ünlüdür. Alman dolma kalemleri genellikle dayanıklılık, endüstrinin her safhasının kullanımı ve işlevsellik ile öne çıkar. Fransız dolma kalemleri genellikle estetik ve zarafetleriyle tanınır. Lüks markalar, genellikle el yapımı ve özel tasarımlar sunarak kullanıcıları cezbetmeye çalışır. Tasarımları genellikle sofistike ve şık olup, birçok koleksiyoncu için prestijli bir tercih olabilir. Ama günümüzde Fransız markaları çok ön plana çıkmıyor.
Japon dolma kalemleri, incelik, hafiflik ve minimalist tasarımlarıyla bilinir. Teknolojik yenilikler ve kaliteli malzemeler Japon markalarının alamet-i farikasıdır. Kullanıcılar, yazarken sağladıkları ince çizgiler ve rahat tutuşları nedeniyle Japon dolma kalemlerini tercih edebilirler. Japon uçları Avrupa uçlarından bir nebze daha incedir mesela.
İtalyan dolma kalemleri, renkli ve sanatsal tasarımlarıyla dikkat çeker. Üreticiler, cesur renkler ve zarif detaylarla kullanıcılara estetik bir zenginlik sunar. Dolma kalemi sadece bir yazı aracı değil, aynı zamanda bir sanat eseri olarak görme eğilimi İtalyan geleneğinde belirgindir. Akdeniz havzası ve Roma mirasının paylaşılmasından mıdır bilemem ama Türk kalemleri de bir nebze İtalyan kalemlerine benzer.
Kavramsal yönü ağır basan tasarımlar tercihimdir
Dolma kalemin yapım süreci kaç aşamadan oluşuyor? Yapımı ortalama ne kadar sürüyor? Yaparken en keyif aldığınız bölüm hangisi?
Süreç her şeyden önce okumak, izlemek, tanımak ve bilmek ile başlıyor. Akabinde insan teması vazgeçilmez olanı; nihayetinde bu kalemi de bir el tutacak, belki bu kalem birinin elinden tutacak… Esprisi ve kavramsal yönü ağır basan tasarımlar her zaman tercihimdir. Bu sebeple en zorlu ve keyifli aşama da burada başlıyor. Kavramsal tasarım ana çizgiyi belirledikten sonra sıra kalemin gövde kısmının tasarımına geliyor. Bu noktada kavramsal yaklaşımı zorlayan çok farklı parametreler var. Dayanıklılık, ergonomi, estetik ve işlevsellik tasarıma dahil olduğu aşamada kavramlarla mücadele başlar. Bu mücadeleden hasıl olan en suhuletli sulh en iyi tasarımdır.
Akabinde malzeme seçimi ve prototipleme süreci başlıyor. Bu aşamadan sonra tasarım ve uygulama ekibiyle beraber kalemi bir süre kullanıyoruz. Yakınlarımızla ve tecrübeli kalem severlerle paylaşıyoruz… Olumlu-olumsuz geri bildirimleri değerlendirdikten sonra kalem severlerin beğenisine sunuyoruz.
Alet işler, el övünür; lakin esas dokunuşu yapan ustadır
El yapımı dolma kalemin fabrikada üretilen dolma kalemden farkı nedir?
Bu tamamen kalemden ne beklediğinize bağlı. El yapımı süreçlerin çeşitli handikapları var. Bu noktada en bariz mesele bütçe meselesidir. Doğru bir şekilde yapılmış kalemin el işçiliği ve özgün tasarım olması bütçeleri hayli zorlayabiliyor. Bununla beraber kişisel tercihlerin daha uygulanabilir olduğunu görüyoruz. Ayrıca deneme yanılma ve kalite-kontrol süreçleri çok daha zorlu oluyor. El yapımı kalemlerde malzeme seçimi en büyük avantaj. Beğendiğiniz malzeme ile beğendiğiniz bir tasarımın buluşması çok keyifli. Tabii doğru malzemeyi sunabilecek ustaların bulunması lazım. Alet işler, el övünür; lakin esas dokunuşu yapan ustadır. Biz de kalemlerimizi tornada yapıyoruz ama her torna ustası kalem yapamıyor. Biz de gümüş ve altın işçiliği yapıyoruz ama her sadekâr kalem yapamıyor. Uluslararası bir marka olarak Kilk’te, mücevherlerimizi kalem gibi yapmak yerine, kalemimizi mücevher gibi yapmayı tercih ediyoruz. Torna işçiliğimizi kalemde konuşturmak yerine, kalemimizin doğru konuşmasını istiyoruz. Bu önemli bir fark.
Yaptığım işi öğrenebileceğim bir ustam olmadı
Türkiye’deki ilk el yapımı dolma kalem üreticisisiniz. Kendinizi kalemler ve kalemseverler ile geliştirdiğinizi söylüyorsunuz. Bu zanaatı aktarmak, başkalarına öğretmek gibi bir isteğiniz var mı?
Türkiye’de profesyonel olarak bu işi ilk yapan benim. Elbette benden önce kalem yapan olmuştur ama evde yemek yapan herkes aşçı olamaz. Bu benim işim. Dolayısıyla bu durumu rahatça söyleyebiliyorum.
Kilk ekibi olarak benimle beraber çalışan her arkadaşıma bildiğim her şeyi aktarıyorum. Tabii ki ilmin ve sanatın tevarüs etmesinde bir ahlak ve edep anlayışı var. Ben de bu anlayış çerçevesinde bilgimi aktarıyorum. Ekip olarak yeni bir kelime öğrenmeden kapattığımız bir günümüz olmuyor. Burada bir noktanın altını çizmek istiyorum: Yaptığım işi öğrenebileceğim bir ustam olmadı, deneyerek yanılarak, danışarak, kalem severlerden aldığım geri bildirimlerle yapabildiğim kadarıyla kalem yapıyorum. Bir ustadan el almadığım için kendimi geleneksel anlamda bir usta olarak tanımlayamam. Kalem severler bana “usta” dediği için ustayım. Geleneksel anlamda bir çırak aramıyorum; zaten arasanız da birkaç heveskârım hevesinden öteye talip bulamazsınız. Profesyonelleşen arkadaşlarımla kalem yapım geleneği ve pazarı oluşturmak en büyük mücadelem.
Dolma kalem kullanmak kişisel bir deneyimdir
İlk kez dolma kalem alacaklar, dolma kaleme yeni merak salanlar için tavsiyeleriniz var mı?
İlk kez dolma kalem alacaklara ilk tavsiyem kendinize bir bütçe belirleyin. Alın terinizle aldığınız görece pahalı kalemlerden beklenti yüksek olduğu için hayal kırıklığı ile karşılaşabilirsiniz.
Dolma kalemler farklı uç tiplerine sahiptir. Yumuşak ve geniş uçlar daha fazla mürekkep akışına izin verirken, ince uçlar daha hassas yazma imkanı sağlar. Kullanım amacınıza uygun bir uç seçmek önemlidir. Dolma kalemle yazmak bazen alışma süreci gerektirebilir. Sabırlı olun, yeni bir yazma alışkanlığı edinmek zaman alabilir. Unutmayın ki dolma kalem kullanmak kişisel bir deneyimdir. Herkesin tercihleri farklıdır, bu nedenle kendi yazma alışkanlıklarınıza ve zevklerinize uygun bir dolma kalem bulmak önemlidir.
Kalem tutuşu kişiseldir, ancak genellikle rahat bir tutuşun ve doğru yazma pozisyonunun sağlanması önemlidir. Deneme yanılma yoluyla kendi rahatınıza uygun bir tutuş bulun. Dolma kaleminizi düzenli olarak temizlemek ve bakımını yapmak önemlidir. Kullanılmayan bir kalemde kuruyan mürekkep, performansı etkileyebilir. Kullanmadığınız zamanlarda kapağını kapatmayı unutmayın.
Dolma kaleminizi kimseyle paylaşmayın, dolma kalem ucu size göre şekil alır. Bir başkası kullandığında anında yabancılık hissedersiniz. Kaleminizi yine de paylaşmanız gerekirse kapağı muhakkak sizde kalsın ki kalem geri gelsin. Dolma kalem kullanmak kişisel bir deneyimdir. Herkesin tercihleri farklıdır, bu nedenle kendi yazma alışkanlıklarınıza ve zevklerinize uygun bir dolma kalem bulmak, bu yazı gerecini sürekli kullanabilmek için başat nedendir.