Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
Bir yıl içerisinde birçok sanatsal faaliyetler oldu. Biz de bu faaliyetler içerisinde gelenekli sanatlara sizler için şöyle bir göz attık. 2022’de gelenekli sanatlar hangi sanat merkezlerine ve galerilere misafir olmuş? İçerisine fikirsel ve evrensel anlamda neler katmış? Dönüşmüş mü, dönüştürmüş mü? Klasik çizgisiyle varoluşunu ihtişamlı bir şekilde sunabilmiş mi? Tüm bu soruların cevabını, bitirmek üzere olduğumuz 2022 yılındaki gelenekli sanatlar çerçevesinde yapılan faaliyetlerde aradık.
Gelenekli sanatı, ebru, minyatür, tezhip gibi sanatlar üzerinden tanıyor, tanımlıyor ve bu sanatların doğuşundan itibaren geliştirilmiş, belirlenmiş kuralları çerçevesinde değerlendiriyoruz. Ama zaman ilerliyor ve su gibi akan bu süreçte hiçbir şey aynı kalmıyor. Bunu sanat üzerinden düşünürsek şunu söyleyebiliriz bazı sanatlar değişime açıkken bazıları da değişime uğramadan ilerliyor bazıları ise tamamen kayboluyor. Peki bu sanatların ne kadarı modernizme ve dijital çağa ayak uydurabiliyor? Aslında bu soruyu sanatçılara da yöneltmemiz lazım. Peki sanatçılar modernizmi ve dijitaleşmeyi ne kadar anlayabildi ve sanatlarında üretecek kadar içselleştirebilmişler mi? Bu soruların cevabını 2022’de düzenlenen gelenekli sanatlardaki sergiler ve faaliyetlerde arayacağız. Çünkü ortaya konulan eserler sanatçının ve çağın ruhunu ilgilisinin beğenisine ve akli sorgulamalarına sunulur. Ayrıca sanat insanın çevreye ve insana karşı duyarlılığı konusunda duygularının bir aynası görevindedir. Bakalım aynaya yansıyan çağın sureti mi yoksa aldatıcı bir yansıması mı?
Modernizm ve dijitalleşmede gelenekli sanatlar
Modernizm ve dijitalleşme hayatımızın ana kolonlarındaki eksisi ve artılarıyla yer alırken bunları siyasi, sosyal ve fikirsel dünyaya hapsederek değerlendirmek sanata karşı yapılmış sığlaştırıcı ve kısır bir anlayıştan ibarettir. Çünkü sanat toplumun fikirsel, sosyal hatta siyasi hayatlarındaki ihtiyacına cevap veren efsunlu bir birleştirici ve üretici güçtür. Mesela sadece toplumuzu değil dünyayı ilgilendiren konular, gündemimizde zaman zaman yoğun ve kimi zamanda az olarak yer alsada bir şekilde bizi ilgilendirmiştir. Şimdi bu konulara bakacak olursak metaverse, geri dönüşüm ve modern sanatların gelenekli sanatlarla buluşmasına şahit olduk ve olmaya devam ediyoruz. Ayrıca bunların içine daha yeni konular belki de sorunlar eklenecek. İşte bunlar sanatımıza özellikle de gelenekli sanatımıza “Nasıl yansımış bir mutasyon gibi mi yoksa bir güçlendirici unsur olarak mı?” diye sorduğumuzda karşımıza çıkan 2022 tablosunun bir kısmı şöyle:
Barut tekniğini ebru literatürüne kazandıran usta ebru sanatçısı Hikmet Barutçugil’in sürdürülebilirlik temalı eserlerinin yer aldığı “Dünya Çöl Olmasın” sergisi sanatseverlerle buluştu. Türk İslam Eserleri Müzesi’nde Kuveyt Türk’ün desteğiyle açılan sergide 42 çalışmanın yanı sıra animasyonlardan oluşan NFT eserler de sergilendi. Barutçugil’in 2013’ten günümüze farklı eserlerinin yer aldığı serginin küratörlüğünü ise Mesut Bilgili üstlendi.
Gelenekli sanatlarımızdan ‘kağıt kesme’ olarak da bilinen kâtı sanatı Saliha Beyza Umurca tarafında seramik ve minyatür gibi sanatlarla birleştirilerek yeni bir bakış açısıyla sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Kâtı sanatını diğer gelenekli sanat dallarıyla birleştiren Saliha Beyza Umurca, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği 21. Devlet Türk Sanatları Yarışması’nda “Döngü” eseriyle başarı ödülüne layık görüldü. Saliha Beyza Umurca, kağıt kesme sanatıyla Pablo Picasso’nun eserlerini çalışarak eserlere de farklı bir boyut katıyor.
Çini sanatına 2001’de Ankara BELMEK kurslarında başlayan Halime Dok, çini üzerine ebru ve minyatür denemeleriyle alışılmışın dışına çıkarak bir başka sanatçının eserlerini çiniye aktardı. Dok, 400’den fazla yapıtı yurt dışı koleksiyonlarda bulunan ve 4 bine yakın yapıtı ise yerli koleksiyonlarda yer alan ressam Prof. Dr. Mustafa Ayaz’ın soyut resim eserlerini çiniye uyarlayarak dördüncü bireysel sergisini çiniye aktardığı Mustafa Ayaz resimleri ile açtı. Sanatçı ayrıca Ayaz’ın çalışmalarını çiniye aktararak tabloların yanı sıra biblo, küp ve abajurları da renklendirdi.
Atık maddelerin sanat eserine dönüştürüldüğü “Döngü Minyatür” sergisi Üsküdar Belediyesi’nin katkılarıyla sanatseverlerle buluştu. Nevmekân Sahil Galeri’de açılan sergide 19 sanatçının 67 eseri yer alıyor. Küratörlüğünü Gülşah Pestil ve Meyçem Ezengin’in yaptığı sergide sanatçılar kâğıt, beton, plastik, metal, deri başta olmak üzere çeşitli materyallerden minyatür eserler ortaya çıkardı.
Gelin bir de sergilere yakından bakalım
Gelenekli sanatlar da bildiğimiz üzere klasik tarzı devam ettiren sanatçılarımız varlar ve kendi öğrencilerini yetiştiriyorlar. Suyun dansını ölümsüzleştiren ebru, tarihten miras kalan sarayların, köşklerin duvarlarını ve tüm cephelerini seramiğe işlenen nakışlarıyla bir gelin gibi süsleyen tezhip ve küçük dünyaları öyküleştirerek resmeden minyatür ve daha nice gelenekli sanat ustalarının ve çağın yeni ellerinde hayat bulmakta. Gelenekli sanat, kimi zaman bir konu çevresinde kimi zaman ise sosyal sorumluluk çerçevesinde sanatçıya ve sanatseverlere bir bakış açısı sunuyor. Sanatçının ellerinde tohumlarını yeryüzüne atan ve sanatseverlerin gözlerindeki temaşada heyecana kavuşan, gelenekli sanatlarda 2022’de öne çıkan sergilerde küçük bir gezintiye çıkalım.
Hattat Ahmet Kutluhan ve öğrencilerinin yaptığı 53 eserden oluşan sergi, Üsküdar Belediyesi’nin desteğiyle Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki “Hatt-ı Müstakim” adıyla 15 Eylül ile 1 Ekim tarihleri arasında sanatseverleri ağırladı. Üsküdar Belediyesinin desteğiyle Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde açılan sergi Üsküdar’dan sonra Erzurum’da tarihi Çifte Minareli Medresesi’nde sergilendi. Bir hattat ve talebelerinin tarihe ve şehirlere bir hat çizgisi gibi çizilen sanat yolculuğu; hat.
Albayrak Grubu’nun 8 yıldır bir geleneği sürdürerek hayata geçirdiği hat eserleri sergisi, bu yıl ilk kez İstanbul dışında bir şehirde sergilenmeye başlandı. Zengin ve renkli kültürüyle Ege’nin güzelliklerini bir şehirde toplayan Balıkesir’de sanatseverlerin ilgisine sunulan “İman Ayetleri Hat Sergisi”nin açılışı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Balıkesir Kent Konseyi’nde gerçekleştirildi. Sergi, hat sanatının her bir çizgisinde iman ayetleri ile buluşmasının manevi atmosferini ziyaretçilerine de yaşattı
Bayrampaşa Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren; hat, tezhip, çini, ebru ve minyatür gibi gelenekli Türk-İslam sanatlarını etkinleştiren ve geliştiren Türk-İslam Sanatları Merkezi (TİSEM), yıl sonu sergisini 15 Haziran’da Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi fuaye alanında gerçekleştirdi. Sergide gelenekli sanatların her biri size sanki bambaşka bir çiçek bahçesini sunuyor ve kendinizi bir fuaye alanında değil sizi adeta bir çiçek bahçesindesiniz gibi hissediyorsunuz.
Hat, tezhip, cilt ve ebru gibi kitap sanatlarının zirve örneklerinin numunelerini içeren yüzlerce yıllık muhteşem el yazması Mushaflar, 8-29 Nisan tarihlerinde Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) sergilendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, başta İstanbul, Ankara, Bursa, Konya ve Edirne olmak üzere muhtelif şehirlerden derlediği ve tamamına yakını ilk defa sergilenen 70’ten fazla Mushaf-ı Şerif’i “Kutsal Risalet: Yazma Mushaf Sergisi”nde bir araya getirdi. Sergide ayrıca Nuruosmaniye Kütüphanesi envanterine kayıtlı 12 asırlık Mushaf-ı Şerif başta olmak üzere, Fatih Sultan Mehmet tarafından vakfedilen Mushaf-ı Şerif ile Özbek Han için özel olarak kağıt üzerine tahrirli altın mürekkeple yazılan Mushaf-ı Şerif sergideki başlıca eserler de sergilendi.
Geçtiğimiz Ramazan manevi iklimimizi zenginleştiren güzel sanat etkinliklerinden biri de “İstanbul'un Hazineleri” sergisiydi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıf Katılım’ın destekleri ve Türk Telekom'un sponsorluğunda Dokusu Sanat tarafından düzenlenen “İstanbul'un Hazineleri” adıyla 1 Nisan’da sanatseverlerle buluşan sergi 14 Nisan’a kadar misafirlerini ağırladı. Serginin ön gösterimi küratörü Meryem Veli’nin katılımıyla İstanbul Boğazı’nda Ortaköylü Teknesi’nde gerçekleştirildi. Sultanahmet’te bulunan Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde açılan sergi içerisinde ebru, hüsn-i hat, tezhip ve minyatür sanatlarına ait “İstanbul” temalı eserler yer aldı. Bu sergi eserleri ile İstanbul’u soluduğumuz bir sanat atmosferi ve ayımıza bir renk oldu.
Fatih Belediyesi Cam Küp Sanat Galeri ve Kadırga Sanat Galerisi’nde eş zamanlı açılan Nakkaş Nusret Çolpan’ın eserlerinden yola çıkarak genç sanatçıların hazırladığı “Yerle Gök Arasında Bir Nakkaş: Nusret Çolpan” sergisi 1 Nisan ile 1 Haziran tarihleri arasında sanatseverlerle buluştu.
Ebru sanatçısı Hikmet Barutçugil tarafından yapılmış ebrularla, çizer ve ressam Dağıstan Çetinkaya'nın dokunuşlarını bir araya getiren İsmail Erdoğan’ın küratörlüğünde “Hikmet-i Dağıstan” sergisi 17 Kasım’da sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Beyoğlu Belediyesi İstiklal Sanat Galerisi’ndeki serginin açılışına, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, Polonya İstanbul Başkonsolosu Witold Lesniak ve sanatçıların yanı sıra çok sayıda sanatseverin katıldığı sergi, 61 eseriyle 31 Ocak 2023’e kadar sanatseverleri ağırlayacak.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ), Hazreti Muhammed sevgisinden ilhamla yapılan eserlerin yer aldığı “Sanatımızda Hz. Peygamber” sergisini 1 Aralık’ta sanatseverlerle buluştu. Öğretim üyesi Hilal Arpacıoğlu ve öğretim görevlisi Betül Bilgin'in koordinatörlüğündeki serginin küratörlüğünü araştırma görevlisi Betül Sayın’ın üstlendiği sergide akademisyen, mezun ve halen öğrenci olan 45 sanatçının 56 eseri yer aldı. Albaraka Sanat Galerisi'nde açılan sergi, Albaraka Kültür Sanat paydaşlığındaki sergide Hazreti Muhammed’i konu alan hat, minyatür, tezhip, çini ve cilt eserlerinden oluşan sergi Aralık ayının sonuna kadar sanatseverleri misafir edecek.
Gelenekli sanatlarda eser üretimi
Sanat; kağıda, suya, mürekkebe dökülüp ardındandan bir çerçeve ile sunuma hazır hale geldiğinde tüm aşikarlığını ortaya koyuyor gibi görünsede aslında sırrını ve tüm inceliklerini saklıyor. Çünkü gelenekli sanat kısa bir sürede oluşmuş bir sanat cümbüşü değil asırları aşan bir tarihe sahiptir. Farklı bir noktası ise ustaların elinde farklı evrimler geçirip aynı kapıdan çıkabilen farklı bir bütünlüğe sahiptir. İşte bu bütünlüğü ve birikimleri kitaplara aktaran, akademik çalışma yapan akademisyen ve ustalarımız vardır. Ortaya ise bir birikimin sadece görsel değil yazınsal eseri çıkmaktadır. Bu tarz eser çalışmaları bu yılda tüm verimliliği ile devam etti. Bu yılın meyvelerinin birkaçından söz etmek gerekirse şunları örnek verebiliriz:
Bir medeniyet hülasası: İstanbul Mushafı
Kanlıca İslam Medeniyeti Sanat Bahçesi’nde bir hayali gerçeğe dönüştüren ve İslam medeniyetinin estetik birikimini tek bir eserde bir araya getiren hattat Hüseyin Kutlu, yedi yıllık büyük bir emeğin sonunda İstanbul Mushafı’nı tamamladı. Kutlu’nun yetiştirdiği hüsn ü hat talebeleri ile tezhip ve cilt gibi farklı alanlarda uzmanlardan oluşan 66 kişilik ekibin yıllar süren çalışmalar sonucu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde hazırlanan eser, Büyük Çamlıca Camii Konferans Salonu’nda düzenlenen bir törenle kamuoyuna tanıtıldı. 10 ciltlik bu yazma eser, tarih boyunca ekol haline gelmiş 10 dönemi kendi bünyesinde topluyor. Mushafta; Endülüs, Memlük, İlhanlı ve Türkmen dönemleri olarak anılan Akkoyunlu ve Karakoyunlu devri, Timur, Babür ve Safevi dönemlerini takip eden Osmanlı’nın ilk ve son dönemlerinden günümüze kadar uzanan ekolleri eserinde bir araya getirdi.
Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Berk’in 2013 yılında İnkılâb Yayınları’ndan çıkan kitabı genişletilmiş baskıyla yeniden okurlarla buluştu. “Devlet-i Aliyye’den Günümüze Hat Sanatı Tarihçe-Malzeme-Örnekler” isimli 304 sayfalık eser, hüsnü hat için temel oluşturacak bilgileri içermesinin yanı sıra Emevîler’den Selçuklu’ya, Osmanlı’dan günümüze hat sanatının geçirdiği evreleri, örnekleriyle ele alıyor. Kısacası eser, hat çalışmalarına başlamak ve yol almak isteyenler için rehber niteliğinde.
Yorum Yaz