Hayal Ettim Ve Yazdım

7 dakikada okunur

Geçen yıl genç yaşına rağmen (21) dört farklı yarışmada ödüle layık görülen Esenler Sinema Akademisi öğrencilerinden Zeynep Hilal Demirci ile sinema ve senaryo üzerine hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Senaryo yazmaya bir tiyatro oyununda karar verdiğini söyleyen Demirci, “Oyunu izlemeyi bıraktım, gözlerimi kapadım, kendi yazdığım öykünün sahnelendiğini hayal ettim ve sonra da yazmaya başladım” ifadelerini kullandı.

TOLGAHAN SAÇIKARA

Zeynep Hilal Demirci genç bir senarist. Girdiği yolculukta şimdiden başarılı işler yapıyor ama kalıcı eserler üretmek de istiyor. Demirci ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik…

Seni yazmaya iten sebep ne oldu? İlk yazma isteği nasıl oluştu?

Senaryo yazmadan evvel öykü yazıyordum, o kısmın pek bir hikayesi yok. Okuya okuya yazmaya öykü/nüyor insan diyebilirim. Aslında senaryo yazmaya başlamamın hikayesi fena değildir. 2018’in şubat ayında Üsküdar Stüdyo Sahne’de “Huzur” oyununa gitmiştik. Oyunu şu an anlatmam gerekse muhtemelen anlatamam çünkü oyunun yarısında seyretmeyi bırakıp gözlerimi kapatmıştım. Kendi yazdığım bir öyküyü sahnede izlediğimi hayal etmiştim sahne sahne. İlk hayalimi orada kurdum yani, çok güzel hissetmiştim. Sonra o hissin peşinde giderken tiyatro oyunu yazmak, senaryo yazmak gibi şeyler doldu hayallerime. Hâlâ o sahnenin önünden geçerken şöyle bir bakar, aynı hayali kurarım.

İŞİN BAŞI SAMİMİYET
Esenler Sinema Akademisi sana ne kattı?

Esenler Sinema Akademisi’nde öncelikle Yeşim Hoca, Abdülhamit Hoca, Ahmet Hoca ve Özgür Hoca gibi kıymetli hocalarla tanışma ve çalışma fırsatım oldu. Dönemin en güzel yerinde pandemiye yakalandık, dersleri hızlı bir şekilde online’a taşıdık. Hatta bir ay boyunca her gün çeşitli kısa film yönetmenleri ile üç saati bulan ZOOM buluşmaları yaptık. Bu kadar çok kısa filmin yönetmeniyle bir araya gelmek, sorular sormak ve tecrübelerini dinlemek harika bir süreçti. Bununla beraber sınıftaki kişilerin de önemli olduğunu düşünüyorum. Aynı hayali kuran ve bunun uğruna çalışan insanlarla birlikte olmak güzel. Biz sınıfta güzel bir samimiyet yakaladık. Birbirimizi güzel destekledik hala da destekliyoruz. Örneğin geçtiğimiz ay bir gönüllülük projesinin tanıtım filminde ben yönetmenlik yaptım, Esenler Sinema Akademisi’nde tanıştığım Ergün (Aydoğan) abi görüntü yönetmenliği yaptı. Yanımıza akademiden ziyarete gelenler oldu. Gelemeyenler tebriklerini iletti. Kullandığımız ekipmanların birçoğunu akademiden aldık. Kısacası hem hocalar, hem akademi, hem de sınıf arkadaşları ile böyle ilişkilerin gelişmesi oldukça önemli. Esenler Sinema Akademisi bunu güzel sağlıyor.

Hangi yazarları örnek alıyorsun? İlham aldığın kişiler kimler?

Örnek almak bazında değil ama etkilendiğim iki yazarı söyleyebilirim: Ahmet Hamdi Tanpınar ve Feyyaz Kayacan. Ahmet Uluçay’ı da çok severim, onun yeri ayrıdır bende.

ÇOK İZLEMEK GEREKİYOR
Senaryo yazmaya yeni başlayanlara ne tavsiye etmek istersin?

Tavsiye verecek konumda olduğumu düşünmüyorum ama beni motive eden, bana katkısı olduğuna inandığım şeyleri söyleyebilirim. Öncelikle çok izlemek, sonra yine çok izlemek en önemli noktalardan biri diye düşünüyorum. İzlediklerimiz üzerine düşünmek, konuşmak ve yazılanları, çizilenleri okumak da işin en keyifli yanlarından biri bana kalırsa. Artık hem online hem yüz yüze çeşitli kurslar ve atölyeler oluyor. Hem Türkçe, hem İngilizce çeşitli içeriklere ulaşmak her an mümkün. Bu gibi kanallara başvurulabilir. Bunun yanında yarışmaları sıkı bir şekilde takip etmek önemli. Bir yarışmanın çeşitli kriterleri olması insanın yaratıcılığını besliyor. Başta belli bir konu üzerine yazmanız gerekiyor, özgün olmanız gerekiyor. Sonra bir yarışma için bir sayfa yazmanız gerekirken diğer bir yarışma için on beş sayfa yazmanız gerekiyor. Birinde diyaloglar üzerinden akışı sağlarken diğerinde diyalogsuz deniyorsunuz. Tüm bunları yaparken kendinize bol bol “nasıl?” sorusunu soruyorsunuz, haliyle gelişiyorsunuz da. İnsan daha da motive oluyor. Jürideki senaristlere, sinema yazarlarına senaryonuzu okutmak da cabası. Son önerim ise iyi arkadaşlar edinmek. Senaryonuz sadece fikir aşamasındayken ya da bitmişken, ama o acabalar kafanızda daima dolaşırken okutup yorum alabileceğiniz birilerinin olması çok önemli. Bir senaryoyu bitirdiğinizde sevincinizi, bir yarışmanın heyecanını paylaşmak da epey motive ediyor insanı.

Önceki Yazı

‘Nasrettin Hoca Kimliğimizdir’

Sonraki Yazı

Gazete bizim neyimiz olur?

Son Yazılar

Sahnede kör oluyorum

Özellikle komedi yapımlarından tanıdığımız ama ters köşe yapan işlerle de seyircilerinin karşısına çıkmayı seven oyuncu Gökhan