Cumhuriyet’imizin 100. yılını idrak ettiğimiz şu günlerde sınırlarımıza pek de uzak olmayan, gönül coğrafyamızınsa en mühim yerlerinden biri olan Filistin’de yaşananlar Cumhuriyet sevincimizi kursağımızda bıraktı. 75 yılı aşkın bir süredir devam eden Filistin Meselesi, bazen bir din mensuplarının, bir ulusun, bir bölgenin sorunu olarak algılanıyor fakat esasında küresel bir sorun olarak tüm ülkeleri, ulusları ve insanları ilgilendiren ve tehdit eden bir sorun… Filistin davası/meselesi çerçevesinde ülkemizde yıllardır politik bazı girişimlerde bulunulmakta, belki daha da önemlisi sivil toplum kuruluşları, basın mensupları ve sanatçılarımız bu meseleyi gündemde tutmak için önemli bir çaba sarf etmektedir. Ne yazık ki halen “hak yerini buldu” ve “adalet tecelli etti” diyebileceğimiz, vicdanları rahatlatan bir netice elde edilemedi. Ülkemizde ve vicdan sahibi insanların yaşadığı, dünyanın her yerinde eylemler, yardımlar ve çabalar devam ediyor, etmelidir de. Yıllardır edebiyat dünyamızdan birçok kıymetli isim Filistin ve özelde Kudüs temalı şiir, deneme ve öykü ve diğer birçok türde eser kaleme aldı. Onlarca dergi Filistin ve Kudüs’ü ya dosya konusu yaptı ya da özel sayılar hazırladı. Sezai Karakoç’un; Ve Kudüs Şehri / Gökte yapılıp yere indirilen şehir / Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri / Altında bir krater saklayan şehir, Cahit Zarifoğlu’nun; Filistin bir sınav kâğıdı / Her mümin kulun önünde, Mehmet Akif İnan’ın; Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde / Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu / Varıp eşiğine alnımı koydum / Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu, Nuri Pakdil’in Tûr Dağı’nı yaşa / Ki bilesin nerde / Kudüs / Ben Kudüs’ü kol saati gibi taşıyorum / Ayarlanmadan Kudüs’e / Boşuna vakit geçirirsin / Buz tutar / Gözün görmez olur / Gel / Anne ol / Çünkü anne / Bir çocuktan bir Kudüs yapar / Adam baba olunca / İçinde bir Kudüs canlanır / Yürü kardeşim / Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin, dizeleri yıllardır dilimizde ve gönlümüzdedir. Bir de hiç unutmadığım, yine Filistin ve Kudüs’ün bugün olduğu gibi gündemde en canlı şekliyle olduğu günlerde lise öğretmenim şair Adem Turan’ın editörlüğünde hazırlanan ve Mehmet Ragıp Karcı, Nurettin Durman, Metin Önal Mengüşoğlu, Cahit Koytak, Abdülkadir Budak, Arif Ay, Olcay Yazıcı, A. Vahap Akbaş, Mustafa Özçelik, Ahmet Efe, Ferman Karaçam, Rıdvan Canım, Ahmet Mercan, Haydar Ergülen, Recep Garip, Yaşar Bedri, Bestami Yazgan, Mevlüt Ceylan, İbrahim Eryiğit, Şeref Akbaba, Âdem Turan, Celâlettin Kurt, Nurullah Genç, Gökhan Akçiçek, Müştehir Karakaya, Şinasi Tepe, Tayyib Atmaca, Hasan Akçay, Şaban Abak, Mürsel Sönmez, İlhami Atmaca, İsmail Karakurt, Cengizhan Orakçı, Hüseyin Akın, Hicabi Kırlangıç, Mevlâna İdris, İrfan Yıldız, Ali Emre, Hakan Albayrak, Özcan Ünlü, Ali Ayçil, Mehmet Can Doğan, Mehmet Kurtoğlu, Mustafa Oğuz, Orhan Tepebaş, Bünyamin K., İbrahim Tenekeci, Sıddık Ertaş, Yunus Nadir Erarslan, Mehmet Aycı, Selçuk Küpçük, Suavi Kemal Yazgıç, Fatma Esti, Muammer Yavaş, Mustafa Uçurum, Selehattin Yusuf, Ünsal Ünlü, Vural Kaya, Akif Kuruçay, M. Ali Köseoğlu, Mehmet Şamil, Onur Caymaz, Serkan Türk, Mehmet Şah Erincik, Mustafa Celep, Alper Gencer, Hüseyin Cahid Doğan, Esra Elönü, Said Ercan, Cahid Efgan Akgül, Elif Bilge Doğan, Eyyüp Akyüz gibi önemli isimlerin eserlerinden oluşan Şairlerin Gazze’si & Geride Kalanların Türküsü kitabını tavsiye etmek istiyorum. Tabii Filistin ve Kudüs temalı belki binlerce kitabımız var. Bunlardan bir kısmını sizler için derledim ve Filistin meselesinde önemli belgesel ve kitap çalışmalarına imza atmış olan Peren Birsaygılı Mut Hocam’dan da konu hakkında kitap tavsiyeleri aldım. İyi okumalar dilerim.
Önerdiklerim
Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları / Prof. Dr. Fahir Armaoğlu / Kronik Kitap
“Filistin üzerindeki Arap-Yahudi mücadelesi, modern çağın en uzun kavgasını teşkil etmektedir. Diğer taraftan, 20. yüzyılda hiçbir mesele veya anlaşmazlık, Filistin meselesi kadar ağırlıklı olarak, milletlerarası politikanın bir mihveri, bir ekseni haline gelmemiştir. Son 40 yılda dünya politikasının en sıcak bölgesi Orta Doğu olmuştur. Milletlerarası politikaya bu kadar uzun süre ve bu kadar yoğun bir şekilde tesir eden başka bir mesele gösterilemez. Burada mühim bir noktayı da belirtmemiz gerekiyor. Bu da Osmanlı İmparatorluğu’nun, Balkanlarda olduğu gibi, Orta Doğu’da da bıraktığı boşluğun, hâlâ istikrarlı bir şekilde doldurulamamış olmasıdır. Filistin meselesi, Türk’ün Orta Doğu’dan çekilmesinin bıraktığı boşluğun yarattığı ve günümüze kadar ulaşan sarsıntıların ancak bir parçasıdır.”
Kudüs… Ey Kudüs / Larry Collins & Dominique Lapierre / Kronik Kitap
Kudüs… Ey Kudüs, 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında iki kesim tarafından parçalanan Kutsal Kent’in, Kudüs’ün dramatik ve olağanüstü öyküsünü anlatıyor. Larry Collins ve Dominique Lapierre, titiz ve sıkı bir araştırma süreci elde ettiği bilgileri etkileyici bir üslupla okuyucuya aktarıyorlar. Filistin’i bölmek için Birleşmiş Milletler’deki oylama ve oylamanın Yahudiler arasında yarattığı sevinç ve Araplar arasında yaşanan keder, Tel-Aviv – Kudüs karayolu boyunca yaşanan savaşlar, 1948 yılı Mart ayı sonlarında Kudüs’ün neredeyse aç bırakılması, Hurva’nın tahrip edilmesi ve Eski Şehir’in yıkılmasına neden olan saldırılar, İsrail Devleti’nin ilan edilişi, Arap Lejyonu’nun Kudüs’e girişi, Deir Yassin ve Hadassah Hastanesi katliamları gibi dramatik, önemli ve günümüze dek yankıları devam eden olayları Arap ve Yahudi aktörler üzerinden tüm ayrıntılarıyla anlatıyorlar. Kudüs… Ey Kudüs, sizi hem bir roman gibi peşinden sürükleyecek hem de bir belgesel gibi sarsacak.
Filistin’i Bölüşmek Kral Abdullah, Siyonistler ve Filistin’i Taksim Siyaseti: 1921-1951 / Avi Shlaim / Küre Yayınları
Bu kitap, Avi Shlaim’in hayli olumlu eleştiriler alan önceki çalışması Collusion across the Jordan’ın (1998), halen çok doyurucu olmakla birlikte gözden geçirilerek kısaltılmış bir baskısı. Kitap, Doğu Ürdün Emiri Abdullah ile sonradan İsrail hükümeti olacak olan Yahudi Ajansı’nın lider kadrosu arasındaki ekseriyetle gizli ilişkilere odaklanmak suretiyle, talihsiz Arap-İsrail sorununun en önemli öğelerini gayet okunabilir ve parlak bir anlatımla ortaya koyuyor. Sempati ile menfaat birliğini, anlaşmazlık ile bir uzlaşı yakalamaya giden yolda trajik bir biçimde kaçırılan fırsatları yan yana resmettiği bu sıradışı ilişkinin etkileyici bir tablosunu çiziyor. Ağırlıklı olarak İngiliz, Arap ve İsrail yazılı kaynaklarını kullanan Shlaim, 1921’den 1951’e kadar 30 yıllık bir ilişkinin izlerini sürüyor.
Yahudilik / Salime Leyla Gürkan / İSAM Yayınları
Hiçbir din Yahudilik, hiçbir topluluk Yahudiler kadar tartışılmamıştır. Bunun en önemli sebebi Yahudilikte din ile etnisitenin şaşırtıcı ölçüde iç içe geçmiş olmasıdır. Başlangıçta “tek tanrılı din” adına putperestliğe karşı mücadele veren Yahudiler, daha sonra İbrâhimî geleneği ve “sahih din”i temsil etme iddiasıyla Hıristiyanlık ve İslâm ile karşı karşıya gelmiştir. Çağımızda ise Yahudiler, özellikle Siyonist düşünceyle beraber dünya siyasetinin önemli aktörlerinden biri olarak görülmektedir. Dolayısıyla Yahudiliğin anlaşılması insanlık tarihinin anlaşılması bakımından da önemlidir. Bu kitap Yahudiliğin oluşumunu, tarihî gelişim sürecini, dinî kavram ve uygulamalarını, diğer dinlerle ilişkilerini ve günümüzdeki durumunu ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Yeni Çıkanlar
Cumhuriyet’in Doğuşu Kurtuluş ve Kuruluş Yılları / Prof. Dr. İlber Ortaylı / Kronik Kitap
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran insanlar basit maceracılar, küskünler veya kendine yer arayanlar değildir. Her birinin imparatorlukta komutan olarak, bürokrat olarak, münevver olarak seçkin bir yeri zaten vardı. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran insanların idealini takip etmemiz gerekiyor. Çünkü onlar devrin modası olan demokrasi düşmanlığına değil, kurdukları cumhuriyetin demokrasi niyetli bir devlet olarak devamına çalıştılar. Hepsini şükranla anıyoruz ve anmalıyız.” – İlber Ortaylı. 100 yıllık tarihimizin en hassas konularının en anlaşılır biçimde yorumlandığı Cumhuriyetin Doğuşu, kurtuluşun ve kuruluşun tarihini bir araya getiriyor. Tarihi bizlere yeniden sevdiren İlber Ortaylı hocamızdan, cumhuriyetimizin 100. yılına unutulmaz bir armağan…
Bir Yahudi Doktorun Harem, Saray ve İstanbul Hatıraları / Domenico Herosolimitano / Yeditepe Yayınevi
Osmanlı padişahlarının harem hayatı her zaman merak edilen bir konudur ve olmaya da devam edecektir. Buna mukabil bu dünyanın kapılarını aralayabilen ve gördüklerini eserlerinde anlatan çok az insan vardır. Bunlardan biri de 1574-1595 yılları arasında III. Murad’ın hekimliğini yapan Domenico’dur. Bugüne kadar harem hakkındaki birçok asılsız söylentinin de kaynağı olan Domenico’nun eseri ilk defa Türkçe’ye çevrildi. Bu çeviri sayesinde asılsız söylentilerin çoğunun aslında Domenico’nun orijinal eserinde olmayıp, sonradan ilave edildiklerini göreceksiniz. Domenico, III. Murad’ın kız kardeşi Gevheri Müluk Sultan’ın doktoru olarak hacca da gitti. Bunun yanında özellikle Topkapı Sarayı’nın yapısı ve işleyişi, padişahların gündelik hayatları; İstanbul’daki binalar, toplumsal, siyasi, iktisadi, adli ve askeri yapıya dair de değerli bilgiler aktarır.
İttihat ve Terakki’nin Fikri Doğuşu / Stefano Taglia / Fol Kitap
İmparatorluğun en uzun yüzyılı yerini ulus devletler çağına bırakırken “Osmanlı İmparatorluğu nasıl kurtulur?” sorusu tüm aydınların zihnen ve bedenen Batı’ya gidiş bileti oldu. İmparatorluğun tüm unsurlarını bir arada tutma düşüncesi, Jön Türk kongrelerinden İttihat ve Terakki’ye ve bugünkü ulus devlete gidişin yollarını belirledi. Abdülhamid istibdadından kaçan aydınların Batılı fikirlerle temasları ve bu fikirlerden bir Osmanlılık üst kimliği yaratma gayreti ideolojik farklılıkların sınırlarını belirledi. Kongreler öncesi dönemde muhaliflere göz açtırmayan Abdülhamid baskısından kaçan aydınların daha özgür bir imparatorluk inşa etme ideali, kongreler sırasında farklı yollara saparken çoğulculuk imkânı yerini hiziplere bıraktı. Stefano Taglia, o dönemin panoramasını gözler önüne sererek farklı ideolojilerin öncü isimleri ve fikirlerini irdelerken bugünün siyasetinin tarihsel geçmişini, kökenlerini ve izlerini sürüyor.
Casusu Yakalamak & Karşı İstihbarat Sanatı / James M. Olson / Yeditepe Yayınevi
Casusu Yakalamak: Karşı İstihbarat Sanatı’nda, CIA’in eski karşı istihbarat şefi James M. Olson, Amerikan halkı için bir uyandırma çağrısı niteliğinde olan ve aynı zamanda ülkesinin ulusal güvenliğini korumak için nasıl daha iyi bir iş çıkarılabileceği konusunda meslek sırlarını paylaşmaktadır. Olson, okuyucuyu CIA’deki otuz yıllık kariyeri boyunca deneyimlediği karşı istihbaratın gizemli dünyasına götürmektedir. Çin, Rus ve Küba casus servislerinin Amerika Birleşik Devletleri’ne ne yaptığına dair bir genel bakışın ardından, karşı istihbarat ilkelerinin ve yöntemlerinin esasını açıklamaktadır. Bu kitapta okuyucular, karşı istihbaratın çifte ajanlı operasyonları ve gözetleme gibi belirli yönleri hakkında bilgi edineceklerdir.
Peren Birsaygılı Mut’tan Tavsiyeler
Zeytin Ağaçlarının Arasında & Filistin Direniş Edebiyatından ve Portreler Kalem ve Tüfek Büyük Filistin İsyanı’ndan Portreler (1936-1939) eserlerinin yazarı Peren Birsaygılı Mut’a “Hangi kitapları okuyalım?” diye sordum. İşte aldığım cevaplar:
Kudüs’ten Beyrut’a Hatıratım ve Mücadelem / Hacı Emîn el-Hüseynî / Ketebe Yayınevi
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Kudüs’te öne çıkan eşraf ailelerinden Hüseynîlerin pek çok mensubu, siyasî ve dinî açıdan üst düzey makamlarda görev yapmıştı. Onlardan biri olan Hacı Emîn el-Hüseynî hem Kudüs müftüsü sıfatıyla hem de Filistin tarihinde oynadığı belirleyici rollerle, tarihe adını yazdırdı. İngiliz mandası ve Siyonist işgale karşı örgütlediği direnişten Almanya’da Adolf Hitler’le bizzat görüşmesine, Arap liderlerle kurduğu yakın münasebetlerden İslâm coğrafyasının dört bir yanına Kudüs’ün kurtuluşu için yaptığı çok sayıda sefere, Hacı Emîn günümüzde hâlâ araştırılan, tartışılan ve konuşulan bir isim… Elinizde tuttuğunuz kitap, tüm bu meselelerde sözü konunun esas muhatabına, Hacı Emîn’in kendisine bırakarak Filistin’in yakın tarihindeki birçok hadisenin iç yüzünü okurla buluşturuyor.
Kudüs Yazıları / Taha Kılınç / Aşina Yayınları
Kudüs, söylemlerimizin coşkusuna ve iddialarımızın büyüklüğüne rağmen, hakkında pek az bilgi sahibi olduğumuz bir şehir aslında. Çok önemli ve yaygın birkaç anekdot dışında, Kudüs’le ilgili malumatımızın tamamen ezbere dayalı olduğu söylenebilir. Bunun üzerine, bir de herkes söz ettiği, siyasi sloganlara konu olduğu ve çok gündeme taşındığı için konunun “eskimesi” ve “sıradanlaşma sonucu dikkatimizin dağılması” tehlikelerini eklediğimizde, Kudüs’ü hak ettiği ilmî ihtimamdan epey mahrum bıraktığımız, su götürmez bir gerçeğe dönüşüyor. Kudüs konusunda mikrofonun ilk uzatılması gereken kişilerden biri olan Taha Kılınç’ın bu kitabı, bugünlerde şahit olduğumuz Kudüs seferberliğine “bilgi temelli” bir katkıda bulunmak amacıyla hazırlandı. “Kudüs Yazıları”nı oluşturan 34 metin, elbette Kudüs’le ilgili söylenmesi gereken her şeyi söylemek iddiasında değil. Ancak kitap, “Nerden başlayalım?” sorusuna mütevazı bir cevap denemesi olarak görülebilir. İçerdiği okuma önerileri, gündeme taşıdığı bazı isimler ve olaylar, tamamen bu başlangıç noktasının bulunabilmesi hedefine yönelik.
Azrail’in Vilayetine Yolculuk / Celal Al-i Ahmed / Ketebe Yayınevi
Jack London’ın yarı otobiyografik romanı Martin Eden, 20. yüzyıl başında sosyal ve ideolojik meseleler ağırlıklı içeriğiyle Amerikan edebiyatında büyük ölçüde kabul görmüştür. London farklı sınıflar arasındaki zihniyet ve değer farklarını gözlerimizin önüne sererken, statü ve servetin Amerikan toplumundaki hayati önemine işaret eder. Romanın ana temalarından biri, başarı ve refah yolunun sosyal sınıf farkı gözetilmeksizin herkese açık olduğu şeklinde özetlenebilecek Amerikan Rüyası’dır. Ya da bu idealin yarattığı muazzam hayal kırıklığı… London, romanı bir sanatçının çıraklıktan olgunluğa geçiş sürecini işleyen Künstler roman geleneğinde yazmıştır. Martin’in aşkı uğruna eğitimsiz genç bir işçiden başarılı ve rafine bir yazara dönüşüm mücadelesini anlatır. Kahramanı hedefine ulaştığında ise motivasyonunu ve heyecanını çoktan yitirmiş, trajik bir sona doğru sürüklenmektedir artık… “Martin, bir maceraperest ve aksiyon adamıydı, bunu becerebilen pek fazla yazar da yoktur.” Orwell
Filistin’e Musevi Göçü ve Siyonizm (1880-1914) / Ömer Tellioğlu / Kitabevi Yayınları
Bu çalışma ile Filistin’e Yahudi göçünün ve Filistin arazilerinin el değiştirmesinin ne şekilde gerçekleştiği, bütün bu olaylara karşı Osmanlı idaresinin tavrının ne olduğu, Kudüs mutasarrıfları ve Beyrut valilerinden, en alt kademedeki memurlara kadar mahalli idareciler ile Filistin’e yerleşmeye çalışan Siyonistler arasında ne gibi yolsuzlukların cereyan ettiği ve bölgeden yükselen şikâyetler ile ellerinden arazileri alınan arazi sahiplerinin bu şikâyetlerine karşı hangi işlemlerin yapıldığı gibi konular Osmanlı arşiv belgeleri ışığında aydınlatılmaya çalışılmıştır. Filistinliler arazilerini gönüllü olarak mı Siyonistlere satmıştır? Sultan II. Abdülhamid Filistin’de Yahudilere arazi satılmasını engelleyebilmiş midir? Abdülhamid’e rağmen 450 bin dönüm arazi nasıl Siyonistlerin eline geçmiştir? Ve yine ona rağmen bu arazilerde kurulan kolonilere binlerce kaçak Yahudi göçmen nasıl iskân edilebilmiştir? Theodor Herzl Siyonizm hareketinin gerçek babası mıdır? Yahut o sadece daha önce de saraya projeler sunmuş aracıların sonuncusu mudur? Kısacası okuyucu bu kitapta Siyonizmin ve Filistin meselesinin tarihi kökenlerini bütün ayrıntılarıyla bulacak, günümüze kadar devam eden bu mesele hakkında derinlemesine fikir sahibi olacaktır.