Kısa film dünyasına yeni bir soluk

//
21 dakikada okunur

Sinema alanında festivallerden tutun da dijital platformlara kadar pek çok yenilik, imkan ve kolaylıklar getirilirken kısa film ve belgeseller gösterim açısından yeterince imkâna ve alana sahip değildi.  Kısa film ve belgeselin talihi ise Esenler Belediyesi tarafından Dr. Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde sinema alanında Türkiye’de bir ilk olan Mesut Uçakan Kısa Film ve Belgesel Salonu’nun açılmasıyla değişti. Bizler de salonun fikir babası oyuncu Hakan Karsak’a, sinema eleştirmeni Suat Köçer’e ve yönetmenler Ramazan Kılıç, Belkıs Bayrak ve Mert Erez’e salonun sektöre olan katkısını sorduk.

Güzel bir yapıt izlemek ve seyir keyfi alabilmek bizler için önemlidir. Bir yönetmen içinde filminin iyi bir kalitede izlenmesi, ilgiyle karşı­lanması değerlidir. Çünkü yönetmen, filmi sadece kendisi izlemek için çekmez. Aksine eserinin daha çok insana ulaşmasını, yüksek sanat değeri taşımasını önemser. Kısacası emeğine, fikirlerine saygı duyulmasını ve değer verilmesini ister. Bu durumu sadece yönetmenlere, sinema sektörüne indirgememek lazım. Çünkü her üretici, sanatkar bir fikir ya da bir eserinin toplumda bir karşılığı yani alıcısı olsun ister. Bu noktada sanatkarın hareket alanlarına, ruhlarını beslemelerine ve gerekli imkanları onlara sağlamak gerekiyor. Özetle sanatkarlara ve üreticilere alan açmak, onları motive eden, başarı yakalayacakları bir enerjiyi sağlamak gerekiyor. Bu durum bir sinemacı için filminin ulaştığı insan sayısı ve ardından gelen değerlendirmelerle görünür olur. Sinemacıya her zaman motivasyon kaynağı olan iki önemli unsur ise şöyledir; yapımını izleyiciyle buluşturacak salon imkânının çeşitliliğine ve kendisine telif ödenmesi şeklindedir. Bir diğeri de kısa filmlerin, belgesellerin gösterim yerlerinin sayısının azlığıdır.

Kısa film ve belgesellerin kendine bir gösterim alanı bulması hem yönetmenler hem sinemaseverler için sevindirici ve heyecanlandırıcı bir durum. Türkiye’de bir ilk olan Mesut Uçakan Kısa Film ve Belgesel Salonu geçtiğimiz yılın Kasım ayında Esenler Film Günleri kapsamında açıldı. Sinemaseverlerden tam not alan salonda aylık programa göre çeşitli günlerde kısa film ve belgeseller gösteriliyor. Gösterim sonrasında yönetmenlerle filmlere dair soruların cevaplandığı kısa söyleşiler düzenleniyor.

Türkiye’de sinema ve tiyatro salonları hep vardı fakat böyle spesifik bir alan için ayrılmış ve hayata geçirilmiş bir salon maalesef mevcut  değildi.  Bu eksiklik ise  kısa film ve belgesel çeken yönetmenlerin motivasyonlarının  düşmesiyle beraber ve yapımların  görmesi gereken değerinin çok altında bırakıyordu. İnsanlık için küçük sinema için büyük bir adım olan bu salonu fikir babası oyuncu Hakan Karsak’ı ve projeyi hayata geçiren  Esenler Belediyesini tebrik eder ve  bu tür salonların sayısının artmasını temenni ederiz. Mesut Uçakan Kısa Film ve Belgesel Salonu’nun hayata geçirilmesini, sinema için önemini, yönetmenler için anlamını; fikir babası oyuncu Hakan Karsak’a, sinema eleştirmeni Suat Köçer’e ve yönetmenler Ramazan Kılıç’a, Belkıs Bayrak’a ve Mert Erez’e sorduk.

Bu salon bir başlangıç

Hakan Karsak  (Sinema ve dizi oyuncusu): Kısa film ve belgesel salonu, Suat Köçer ile benim bir hayalimdi. Türkiye’de böyle bir ilki yapıyor olabilmek ve kısa filmcilerin ve belgeselcilerin bir salonun olmasını sağlamak inanılmaz duygusal bir his. Burada seyircilerle beraber film izledik. Seyirci sayısı, gelen insanlar ve yaş grupları bunlar çok güzel şeyler. Bu hayali hızlı bir şekilde koordine ederek hayata geçirdiği için Esenler Belediyesi’ne teşekkür ediyorum. Gerek sorunları konuşmak gerek başarılar yakalamak için bu salon bir başlangıç. Bu salonların sayısı arttığı ve üretimler burada değer gördüğü sürece sorunları tartışarak aşacağız. Kısa film ve belgesel salonları kısa film ve belgesel alanındaki sinemacılara belki ileride fon doğuracak ya da alan yaratacak, imkânlar sunan yerler olacak.

Sinema içimizde bitmeyen bir kültür

Seyircilerden gördüğümüz üzere bu başlangıç giderek büyüyecek. Seyircilerin burada çeşitli olmasına çok mutlu oldum. Gençlerin sinemaya gittiği ve dijital platformlarda kısa filmleri takip ettiği başka bir kültür oluştu. Fakat ben sinema makinesi görmüş ve seksenli, doksanlı yıllarda yazlık ve kışlık sinema salonlarında büyümüş bir çocuğum. Evdeki annelerimiz, babalarımız, dedelerimiz giyinip kuşanıp sinemaya giderlerdi ve o zaman öyle bir kültür vardı. Çünkü televizyon yoktu ve sinema başka bir kültürdü. Bugünde burada anneleri, teyzeleri görünce çok mutlu oldum çocukluğuma gittim. Kısacası sinema bizim içimizde  hala bitmeyen bir kültür.

Kısa filmciler seyirciyle bir araya geliyor

Suat Köçer (Sinema Eleştirmeni): Mesut Uçakan Kısa Film ve Belgesel Salonu beklenen ilgiyi görüyor. Kısa filmciler kendilerine böyle bir alanın açılmasından duydukları memnuniyeti sıklıkla dile getiriyorlar.  Bu kısa filmciler arasında salonda filmleri gösterilen yönetmenler de var. Türkiye’de kısa filmcilerin kısa filmlerini gösterebilecekleri ortamlar ne yazık ki çok az. Sadece festivaller ve bazı sinema etkinliklerinde sınırlı gösterim alanları var. Bu yönüyle yıl boyunca kısa filmlerin düzenli gösterildiği bir alanın açılmış olması kısa filmciler açısından büyük bir şans. Kısa filmciler bu salonda belirli periyotlarla filmlerini gösterebilecekler. Ayrıca salon yalnızca gösterimle sınırlı değil. Yönetmenler burada seyirciyle bir araya gelebilecekler ve onlarla iletişim kurabilecekler bu bağlamda da mekânın önemli bir eksikliği doldurduğunu düşünüyorum. Elbette ki salon yeni açıldı ve film gösterimlerine başlayalı da henüz kısa bir zaman oldu ve biz de burada daha çok isme ulaşabileceğimiz ve gösterimlere dâhil edebileceğimiz bir program üzerinde çalışıyoruz. Herhangi bir tür, sınıf, süre ve tema sınırlamamız da yok.

Bu salon önemli bir boşluğu dolduruyor

Film gösterimleri başladı ve her ay belirli bir program dâhilinde gösterimler devam ediyor. Zamanla sistem daha da olgunlaştırılacak ve bu yolla daha geniş kitlelere ulaşacağımızı düşünüyorum. Salonun şimdilik işlevi sadece kısa film ve belgesel gösterimlerini yapmak ama bizim için bunlar dışında önemli bir husus da ileride burada yapımcı, yönetmen ve film üretim aşamasındaki diğer emekçileri de ağırlayacağımız söyleşi, panel, sempozyum gibi kapsamlı çalışmalar yapmak. Çünkü bu çok değerli bir platform. Bu işi üreten yapan insanların yapım süreçleriyle ilgili seyirciyle iletişim kurmaları, seyircinin beğeni ve eleştirilerini birinci ağızdan duymaları her iki taraf açısından da bir kazan. Bir sinema eleştirmeni olarak Türkiye’de kısa film alanında geniş imkânların oluşmasını arzu ediyorum. Mesela televizyonlar kısa film kuşakları koyabilsinler ve dijital platformlardaki mevcut alanları artsın. Kısa filmin bir deneme alanı olarak değil de kendine özgü bağımsız bir alan olduğunu geniş kitleler kabul etsin. Bu yönüyle de kısa film ve belgesel salonunun Esenler’de açılmış olması çok önemli bir adım. Salonda bazı gösterimlere katıldığımda seyircinin meraklarını dile getirdiklerini gördüm, hatta gösterim sonrasında yeni gösterimleri beklediklerini dile getiren insanlar oldu. Bu alanı ilginç bulduklarını ifade ediyorlar. Salon dikkat ve ilgi çekmeye başladı. Ayrıca salonu duyan kısa film yönetmenleri filmlerinin salonda gösterimi için bana ve belediyeye ulaşıyorlar. Bu da kısa film ve belgesel salonunun sinema sektörü içerisinde önemli bir boşluğu doldurduğunu ve zamanla da öneminin artacağını gösteriyor. Şunu da eklemeden edemeyeceğim; Bu proje genç sinemacıları yüreklendirdi ve bunun diğer kurum ve kuruluşları da bu alana dair adımlar atmaya teşvik edeceğine inanıyorum.

 Bu salon çok kıymetli

Ramazan Kılıç (Yönetmen): Türkiye’de ilk kez açılan kısa film ve belgesel salonun birçok katkı sunacağını düşünüyorum. Kısa filmler için böyle kalabalık bir sahne bulmak Türkiye’de zor bir şey. Festivallerde bile  böyle bir imkân az oluyor takdir edersiniz ki. O yüzden bu salon çok kıymetli bir şey. Kısa film ve belgesel filmlerin sadece festivallerde değil festivaller dışında da gösterim yerlerinde gösterim imkanı bulması lazım. Buna da  ön ayak olduğu için Esenler Belediyesine  teşekkür ediyorum. 

 

Kısa film seyirciyle doğru düzlemde buluşuyor

Belkıs Bayrak (Yönetmen): Mesut Uçakan Kısa Film ve Belgesel Salonu’nun Esenler’de bağımsız kısa film ve belgesellerinin gösterimine imkân sağladığı için kıymetli buluyorum. Bağımsız yapımların gösterim imkân ve olanaklarının arttırılması her zaman ihtiyaç duyulan bir alan. Tabii bu sadece bir mekan inşa etmekle bitmiyor. Bu mekanı izleyicinin benimsemesi, katılım sağlaması lazım. Bunun için de mekanın erişilebilir olması gerekiyor. Kısa filmimin gösterimi vesilesiyle yaşadığım deneyimim çok kıymetliydi. Güneşli bir pazar gününde salonun tamamen dolu olması, bazı izleyicilerin ayakta da olsa filmi izlemek için salonda olması beni çok mutlu etmişti. Yukarıda saydığım tüm bu nedenlerden dolayı, Mesut Uçakan Kısa Film ve Belgesel Salonu’nu  izleyiciyle doğru düzlemde buluşmayı sağladığı için değerli buluyorum.

Kısa film salonların öncülüğünü yapacaktır

Mert Erez (Yönetmen): Mesut Uçakan Kısa Film ve Belgesel Salonu’ndan haberdar olanların böyle bir çalışmayı olumlu karşıladığını düşünüyorum.  Bu salonunun var olduğuna dair bilginin daha çok insana ulaşması gerek ve insanlar bu konuda bilgi sahibi olmalılar. Mesut Uçakan Kısa Film ve Belgesel Salonu dışında bildiğim kadarıyla, İzmir Karaca Sineması var ve bunlar dışında böyle hizmet veren bir kısa film salonu yok. Bu nedenle bu alanda oldukça önemli bir eksiklik var. Bundan dolayı bu salonla elbette önemli bir adım atılmış oldu. Aslında kısa film ve belgesel için bir salon olduğunu ilk duyduğumda şaşırdım. Ülkemizde kısa filmlere maalesef yeterince önem verilmiyor bu nedenle Esenler Belediyesinin Mesut Uçakan Kısa Film ve Belgesel Salonu ile hayata geçirdiği proje kısa filmciler ve benim için çok anlamlı bir hareket. Yönetmenler ve izleyiciler bu salon hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalı. Bu çalışmadan vazgeçilmez ve faaliyetlerine yoğun bir şekilde devam ettiği sürece buraya ilginin artıracağını düşünüyorum. Zaman geçtikçe artık insanların sinemaya olan ilgilerinde de azalmalar mevcut ve bu da kısa filme olan ilgiyi arttırmaktadır. Bu durumda kısa filmlerin gösterimleri için yeni bir alan ihtiyacını doğurmaktadır.  Esenler  Belediyesinin Mesut Uçakan Kısa Film ve Belgesel Salonu sayısı artacak yeni kısa film salonların öncülüğünü yapacaktır.

Belki bu salon yeni yönetmenlere gebedir

Sinema sektöründe yer alan isimlere ve yönetmenlere kulak verdiğimizde Mesut Uçakan Kısa Film ve Belgesel Salonu’nun kısa film ve belgesel  alanına çok katkı sunacağını ve çok kıymetli bir çalışma şeklinde olduğuna dair  değerlendirmelere yer verdiler. Aslında kısa film ve belgesel türlerinin film türleri gibi imkânlara ve değere kavuşabilmesi için onlara uygun şartların oluşturarak üretkenliği doğuracak motivasyonu sağlamak gerekiyor. Bu  motivasyonun bir meşalesi Esenler Belediyesi vesilesiyle Mesut Uçakan Kısa Film ve Belgesel Salonuyla yakılmış oldu. Sinema kültürünü çağa göre çeşitlendirmek ve yeni türlere  yaşam alanları sunmak sanata bir hizmet vazifesi görüyor. Sanat için reddetmek, yeniliğe  açık olmamak ve belli bir çerçevede sınırlandırmak yeni ürünlerin gelişimine ket vurur. İnsanların yeteneklerini, fikirlerini göstermeleri için açılan her bir alan verilen her bir imkan yeni ufuklar doğurur. Unutmayalım sanat, açılan yeni ufuklardan yeni dünyalar yaratır. Bu dünyanın renkleri ise sanatçının elindeki tuvalde saklıdır. Gelin sizde bir sanatçının renklerini muhafaza ettiği ve yeniden şekillendirdiği tuvali olun, onlara yeni ufuklar açın. Kim bilir belki bu salon yeni yönetmenlere, sanatçılara gebedir. 

 

Önceki Yazı

Senaristler grevde şimdi ne olacak?

Sonraki Yazı

“Afgan Kızı” İstanbul’da

Son Yazılar