Özcan ÜNLÜ
Son günlerin en tartışmalı konusu hiç şüphesiz ABD Başkanı Biden’in, 1915 olaylarına ilişkin kullandığı ‘soykırım’ ifadesi oldu. Bütün dünya Ermenilerin yalan ve iftiralarına kapılmış giderken onların işlediği insanlık suçuna kulaklarını tıkıyor. İşte, bu duyarsızlığa en büyük cevabı, 106 yıl aradan sonra Türk musıkisinin büyük üstatlarından Kemani Tatyos Efendi’nin eserleri veriyor.
ABD Başkanı Joe Biden, Ermeni diasporasının tehdit ve şantajlarına boyun eğerek, 1915 olaylarına ilişkin ‘resmi’ görüşünü açıkladı. Osmanlı’nın güvenlik sorunu nedeniyle Ermeni nüfusunu devlet sınırları içindeki başka bir yere nakli ile başlayan olaylar sırasında ortaya çıkan hadiseler sırasında hayatını kaybedenlerle ilgili Ermenilerin yıllardır yürüttüğü soykırım yalanı ve iftirasına teslim oldu. 1915 olayları için ‘soykırım’ ifadesini kullandı. Bu sonuç aslında bekleniyordu.
ABD ile birlikte sözde soykırım ve yalan mıknatısına yakalanan ülke sayısı 30’u aşmış oldu.
Bu kararın hukuki olarak bir yaptırımı bulunmuyor ancak NATO’nun iki büyük ülkesinin, hem de stratejik ortaklık belgesine imza atmış iki ülkenin bu noktaya gelmiş olması ciddi bir kırılmanın da başlangıcı anlamına geliyor.
Ermeniler, büyük Osmanlı’nın birinci sınıf muamelesi gören diğer azınlık üyeleri gibi yüzlerce yıl barış içinde yaşadı. Devletin en üst makamlarına değerli bürokratlar verdi, sanatın zirvesinde yer alan imzaları ile bugüne yansıyan büyük eserleri koleksiyonlara kazandırdı.
Ülkemizde akla ilk gelen Ermeni sanatçılar arasında olan Toto Karaca, Ara Güler, Onno Tunç, Arem Tigran, Rober Hatemo, Maide Arel, Kemani Sarkis Efendi, Nubar Terziyan, Arem Ateşyan, Arto Tunçboyacıyan, Artun Yeres, Asu Maralman, Can Arat, Cem Karaca vb. isimler Türk sanatının bütün dünyada bilinmesini sağlayan çok kıymetli isimler…
ASALA’dan Hocalı’ya…
Ermenilerin, zaman içinde Fransa, Rusya, İran ve ABD’nin kışkırtma ve sırt sıvazlaması ile bugüne geldiğini belirtmek isteriz. Türkiye’nin “karşılıklı olarak arşivleri açalım, gerçekler ortaya çıksın” teklifine bugüne kadar direnen Ermeniler, dünya kamuoyunu bu gerçekten uzaklaştırmak için de arka yollardan dolaşarak soykırım virüsünü dünyaya bulaştırmaya devam ediyor.
Ermenilerin Doğu illerimizde hunharca katlettiği 550 bine yakın Müslümanı, yakın geçmişte en eli kanlı terör örgütü olan Ermeni ASALA’nın dünyanın birçok yerinde katlettiği onlarca diplomatımızı ve vatandaşımızı kimse hatırlamak istemiyor.
Hatta 1990’lı yıllarda, bine yakın şehit verilen Hocalı katliamı bile dünyanın gündeminde değilken soykırım yarışına giren “dost” ve “müttefik” ülkeleri anlamak hiç de zor olmasa gerek…
Reha bulamayan adam
Bu kültürün yetiştirdiği en büyük bestekarlardan Kemani Tatyos Efendi’nin de Türkiyeli bir Ermeni olduğunu belirtelim.
Hani;
“Gamzedeyim deva bulmam,
Garibim bir yuva kurmam,
Kaderimdir hep çektiğim,
İnlerim hiç reha bulmam” diye başlayan şahane uşşak şarkının da bestekarı olan Tatyos Efendi için var olmak, içinde yaşadığı topluma ihanet tohumu ekmek değil, sanatın gücüyle farklılıkları bir arada tutmaya çalışmaktan başka bir şey değildi. Bu eser, yakın dostu Ahmet Rasim’in tespitiyle, “ömrünün hasılıdır.”
Sofyan usulündeki bu şarkıyı yazıp besteledikten bir ay sonra, “reha bulamadan” dünyaya gözlerini kapayan Tatyos Efendi, üstelik Ortaköy doğumlu bir İstanbulludur. 1858 doğumlu… Gerçek adı Tateos Enserciyan… Mart 1913’te, yani 1915 olaylarına iki yıl kala hayatını kaybetti.
Kemani Tatyos Efendi, musıki tarihimizin en renkli simalarından biridir. Babası Manokyan (Manuk Ağa), Ortaköy Kilisesi’nin müzisyenleri arasında idi. Henüz öğrenim çağında iken, Ortaköy Ermeni Mektebi’nde okurken onun yeteneğini ilk keşfeden dayısı Movzes Papazyan olmuştur. İlk musıki derslerini dayısından alan Tatyos Efendi, ondan kanun meşk etmişti. O sıralar bir çilingirin yanında çırak olarak çalışan genç Tatyos, musıki alanında kısa sürede çok büyük bir gelişme göstermiştir. Dayısı, dahi yeğenini elinden tutarak dönemin en büyük Ermeni müzik adamlarından Civan ve Andon kardeşler ile Asdik Efendilere (Asadur Hamamcıyan) götürmüştür. Bir yandan da İstanbul’un değişik semtlerindeki fasıllara giderken yanından ayırmamıştır.
Kanundan kemana…
Enstrüman olarak dayısı ona kanun çalıştırsa da gönlü kemandan yanadır. Parmakları keman çalmaya uygun olmamasına rağmen dönemin usta ismi Kemani Kör Şebuh’dan aldığı derslerle kısa sürede kemanı ustalık derecesinde öğrenmiştir. Hatta dönemin en büyük keman üstatları arasına girmeyi başarmıştır. Ardı ardına bestelediği eserler de fasıllarda okunmaya başlamış, bu arada ekonomik olarak da durumu düzelmiştir. Ancak evde üç kız kardeşi vardır. Onların bakımını da üstlenmiştir.
Tanınan bir bestekar olmuş, fasıllarda eserleri çalınmaya başlamıştır. Kendisi de fasıllarda sık görülmektedir. Divanyolu’nda Raufpaşazade Said Bey Gazinosu’nda Kemençeci Vasil’in (Vasilaki) fasıl takımında yer almıştır. Çıktığı ilk musiki sahnesi dönemin en gözde eğlence mekanı Galata’daki Pirinççi Gazinosu olmuştur. Hanende Karakaş, Tanburi Ovakim, Kanuni Şemsi, Udi Hapet Mısırlıyan ile aynı sahnede çalmıştır.
Bazı eserleri kayıp
Fasıl yöneticiliğine ise Şehzadebaşı Direklerarası’nda Alyanak Mehmed Efendi’nin kıraathanesinde başlamıştır. Daha sonra yine aynı yerdeki Kazım’ın kıraathanesi ve Divanyolu’ndaki Arif’in kıraathanesinde devam etmiştir. Boğaziçi’ndeki mehtap gezilerinde Kemani Aleksan Ağa, Kanuni Şemsi, Tanburi Cemil Bey, Lavtacı Andon, Udi Basri Bey ve Kemençeci Vasilaki ile birlikte sahne almıştır.
Ünlü yazar Ahmet Rasim, Civan ve Andon kardeşler, Şevki Bey, Kemençeci Vasilaki, Tanburi Cemil Bey yakın arkadaşları olmuştur. Onlarla da aynı sahneleri paylaşmıştır.
Sözlü eserlerin yanı sıra saz eserleri ile de dikkat çekmiştir. Karcığar, suzinak, rast peşrevlerinin yanı sıra hüseyni, suzinak, rast saz semaileri ile de meşhur olmuştur. Nota bilgisi vardır ancak kayıt altına alınmadığı için bazı eserleri bugüne gelememiştir.
Kemani Tatyos Efendi, 50’li yaşların ortasına doğru kara sarılık yüzünden yatağa düşmüştür. Birkaç dostundan biri de yazar Ahmet Rasim’dir. Karaciğer hastalığından kurtulamayan Tatyos Efendi 16 Mart 1913 hayatını kaybetmiştir. Cenazesine sadece 15 kişi katılmış, arkadaşları cenazesini Uzunçayır (Kadıköy) Ermeni Mezarlığı’nda toprağa vermişlerdir.
47 sözlü eseri kaldı
Tatyos Efendi’nin bugün de keyifle dinlenen birbirinden büyük besteleri vardır. Öldükten sonra kilise kayıtlarına mesleği “çalgıcı” olarak kaydedilmiş olmasına rağmen 8 peşrevi, 6 saz semaisi, 1 taksimi ve 47 şarkısı ile arşivlerdeki yerini ilk günkü gibi korumaktadır. Klasik musıkimizin ifade gücü onun eserlerinde çok başarılı biçimde hissedilmektedir.
Yaşadığı hayatın zorluklarından kaynaklanan hüzünlü hali, “çatık kaşlı, pos bıyıklı, kısa boylu, tıknaz yapılı, kalender yaradılışlı, hafif şehlâ gözlü” olan Tatyos Efendi’nin “Gamzedeyim deva bulmam” şarkısı kadar meşhur olan “Mani oluyor halimi takrire hicabım”, “Bir gönlüme bir hal-i perişanıma baktım”, “Bu akşam gün batarken gel”, “Çektim elimi gayri bu dünya hevesinden”, “Affetme sakın hançer-i müjganını nagah” isimli şaheser besteleri gönüllerimizi doyurmayı sürdürüyor.
Tatyos Efendi’nin Bazı Şarkıları
Bilsen ne bela geçti şu bi-çare serimden (Hicaz şarkı)
Gülşen-i zevk-i hayatın şimdi mehcurlardan (Hicaz şarkı)
Nev-bahar-ı dehr içinde harsız gül olur mu (Hicaz şarkı
Neydi maksudun senin bu hale koymaktan (Hicaz şarkı)
Şu mahzun gönlümü yar yad eylesin (Hicaz şarkı)
Yok mudur ey mah-peyker zerre insafın bana (Hicazkar şarkı)
Çektim elimi gayrı bu dünya hevesinden (Hüseyni şarkı)
Ölürüm terk edemem ey gül-i nev-reste seni (Hüseyni şarkı)
Açtım yüzünü talat-ı didarına baktım (Hüzzam şarkı)
Gözüm hasretle giryandır (Hüzzam şarkı)
Akl-u sabrım gitti mahzun oldum ah (Isfahan şarkı)
A gözüm bakma hevayi sözüne (Karcığar şarkı)
Göz süzüp yan bakışınla yine aldatma beni (Karcığar şarkı)
Hatırım rahatsız etmezse seni (Karcığar şarkı)
Hoş geçen eyyamı cana her nefes ah özlerim (Kürdilihicazkar şarkı)
Uyandı bahtım artık etmem şekva felekten (Muhayyer şarkı)
Gel ela gözlüm efendim yanıma (Suzinak şarkı)
Güzelim gözlüğünü çeşmine tak (Suzinak şarkı)
Mavi atlaslar giyersin (Rast şarkı)
Mey-i lalinle dil mestane olsun (Rast şarkı)