Esenler Belediyesi, Türkiye’de öykü türünün kurucusu yazar Ömer Seyfettin’in vefatının 100. yılına özel olarak “Esenler Öykü Günleri” düzenledi. Türk edebiyatının önemli isimleri öykü türünün farklı alanlarındaki düşüncelerini izleyicilere aktardı.
Türk Edebiyatı’nın en önemli öykücülerinden Ömer Seyfettin’in vefatının 100. yılına özel olarak Esenler Belediyesi, Ömer Seyfettin anısına “Esenler Öykü Günleri” düzenledi. Salgın tedbirleri kapsamında çevrim içi olarak “www.sehirekrani.com” ve “Şehir Ekranı” YouTube kanalından canlı yayınlanan etkinlik, 24- 26 Aralık tarihlerinde Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.
“Çocuğun Öyküsü”, “Bizim Öykümüz”, “Öykünün Yükselişi”, “Ömer Seyfettin’in Öyküsü”,“- Kadının Öyküsü” ve “Ali Haydar Haksal’ın Öyküsü” başlıklarıyla 6 farklı oturumda gerçekleşen Öykü Günleri’nde öyküler, alanında uzman isimlerle birlikte konuşuldu.
Şair ve Yazar Özcan Ünlü’nün yönettği “Ömer Seyfettin’in Öyküsü” başlıklı oturumda Ömer Seyfettin’in “Eski Kahramanlar” kitabını 1917-1918 yıllarında yazmaya başladığını ve 2 yıl sonra da vefat ettiğini belirten Naime Erkovan, “O kadar çok şey görmüştür ki aslında birçok savaşa katıldı biliyorsunuz. Balkanlar’da yer aldı, her şeyden önce bir askerdi, babası askerdi. Öyle bir zamanda yaşayıp, o kadar çok şey görüp, çokça şey biriktirmişti bence Ömer Seyfettin” ifadesini kullandı.
BİLDİĞİ VE İNANDIĞI HER ŞEYİ AKTARDI
İdealist tarafı da düşünüldüğünde Ömer Seyfettin’in anlatacak çok şeyi olduğunu bu nedenle durmaksızın yazdığını dile getiren Erkovan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelecek nesillere bir şeyler bırakabilmek ve onun baktığı yerden görebilmelerini sağlayabilmek adına yazmaya daha fazla odaklanmış. Belki de hastalığının ilerlemesi ve kıyıcı hale gelmesini biraz da kendini çok fazla yazmaya adamasına da bağlayabiliriz. Son döneminde tek başına kalıyordu. Gördüğü şahit olduğu şeylerin getirdiği travmatik bir durum ama yazdığı, bildiği ve inandığı her şeyi aktarmaya çalıştı Ömer Seyfettin.”