Plak satışlarından yalnızca 2021 yılında ABD’de 1 milyar dolar gibi yüksek bir gelir sağladı. Son yıllarda plak dünyasına olan yoğun ilginin sebepleri ve plağın bize hissettirdikleri ile ilgili; TRT Müzik Kanal Koordinatörü Kenan Bölükbaş, Müzisyen Sedat Anar ve Müzikolog Doç. Dr. Bilen Işıktaş ile konuştuk.
Amerika Kayıt Endüstrisi Birliği (RIAA)’nın yayınladığı istatistiklere göre 2021 yılında ABD’de CD satışları yirmi yıl sonra ilk kez artış göstermiş. 2020 yılında 21,6 milyon olan CD satışları 2021 yılında 46,6 milyona kadar yükselmiş. İnternet üzerinde Spotify, YouTube Music gibi platformlardan müzik dinleme oranları oldukça fazla gözüküyor. Milyonlarca tık alan müzikleri ve sanatçıları gözlemliyoruz. Bu milyonlarca tıka rağmen yaşanan bir istatistik dikkat çekici durumda. 2021 yılında CD satışlarında bir canlanma meydana geldi. Plak satışlarından yalnızca 2021 yılında ABD’de 1 milyar dolar gibi yüksek bir gelir sağladı. Kovid-19 salgını nedeniyle günlerinin büyük bir bölümünü evlerinde geçiren kişiler de plağa bir ilgi oluşturmuştu. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de plak satışları %40 oranında artış göstermişti. Bu durumu yalnızca popüler bir durumun peşinden giden yığınlar olarak görmenin plak kültürüne ciddi bir haksızlık olacağını düşünüyorum. Bizlere yansıtmış olduğu ses performansıyla plaklar müzik terapi kutusu gibi değil mi? Bireyselleşen ve kendini daha iyi hissetmek isteyen bizlerin müzikten aldığımız lezzetin bir gurme kıvamına eriştiğini görüyorum. Müzik ruhumuz için bir meditasyon aracı haline geliyor.
Plaklar içimizi gıcıklıyor
Ben plakların dünyasına hayran bir müzikseverim. Çünkü müzik dinlemeyi ve bu durumla dinlenmeyi çok severim. Müzik gerçekten ruhun gıdası ise bizler bu gıdayı fast food şeklinde tüketmemeyi öğreniyoruz belki de. Bir pikabın kapağını açıp sevdiğiniz plağın yüzünü çevirip iğnesini doğru yöne bırakmanız romantik bir rutin değil sizin için! Bu rutin dinlediğiniz sese duyduğunuz saygının tezahürüdür. Plak meraklısı bir müziksevere çok büyük saygı duyulur. Zevkli ve estetik yönü yüksek biriyle karşı karşıyasınızdır. Bir plak dükkanında eski ve yeni plakların anologdan kayıt olup olmadığını inceleyen bir deli olabilirsiniz. Denemeden almayan ve seslerin renklerini dinlemeden seçmeyen bir kişilikte de olabilirsiniz. Mesela ben MFÖ’nün gençlik yıllarında yapmış olduğu bir albümü dinlerken onların genç seslerini ve enstrümanlarıyla olan o yıllardaki bağlarını merak edip dinlemeye gayret ediyorum. Plağın içerisindeki magazin dünyası kişinin içini gıcıklıyor.
Yukarıda anlattıklarımdan da anlaşılacağı üzere plak meraklısı olmak şahane bir şey olmakla birlikte zor ve nadir görülen bir eylem. Fakat son yıllarda da bahsedilen derecede belki de daha fazla oranla plak dünyasına bir merak söz konusu. Hem dünyada hem de Türkiye’de plak satışlarının artmasının birçok sebebi olabilir. Pandemi sürecinde kendilerine hobi yapan geçici heveslerin olduğu kadar izlenilen filmin etkisi altında kalan kitlelerinde ciddi bir yansıması olmuştur mutlaka. Hem bu yoğun ilginin nelerden kaynaklandığı hem de plağın dijital sesten nasıl ayrıştığını merak ederek işin ilgililerine ulaşmak istedim. Konuyu hem iyi birer plak dinleyicisi olan hem de bu konuda duygusal çağrışımları bulunan; TRT Müzik Kanal Koordinatörü Kenan Bölükbaş, Müzisyen Sedat Anar ve Müzikolog Doç. Dr. Bilen Işıktaş ile konuştuk. Sedat Anar’ın “Bir filmde plak alan iki aşığı izleyip bir anda patlıyor plak satışları. Kalıcı olamayacak diye düşünüyorum.” Sözünü son derece çarpıcı buluyorum. Doç. Dr. Bilen Işıktaş ise “Arşivimdeki Tanburî Cemil’in, Udî Nevres Bey’in, Şerif Muhiddin’in, Denizkızı Eftalya veya Safiye Ayla’nın plaklarını evimde dinlerken âdeta tarih canlanır.” Derken ciddi bir gerçekliği vurguluyor. TRT Kanal Koordinatörü Kenan Bölükbaş’ın ise “Günümüzün gösterme furyasının müzikteki karşılığı “plak sevgisi” olarak karşımıza çıkmaktadır.” cümlesinin çok önemli sosyopsikolojik bir tespit olduğunu düşünüyorum.
Plak merakı kalıcı olmayacak
Sedat Anar – Müzisyen – Santuri
“Popüler bir akım oldu. Bence plak devri gidecek ve sonra kaset popüler olacak. Sonra da yine CD.”
Kesinlikle plak dinlemeyi bir nostalji olarak görmüyorum. Hissettiğim şey duyduğuma yani müziğe bağlı. Bu yüzden plakta müzik dinlemek müzisyenlerin sanki odamda bana canlı çalıyormuş gibi hissetmemi sağlıyor. Bu durum da beni mutlu ediyor.
Plak alımı -şaka gibi- “Issız Adam” filminden sonra patladı. Yoksa çok az plak meraklısı vardı. Artık kitap satışı yapan sitelerde bile pikap satılıyor. Popüler bir akım oldu. Bence plak devri gidecek ve sonra kaset popüler olacak. Sonra da yine CD. Kapitalist sistemin içine girmiş müzik piyasası. Bir filmde plak alan iki aşığı izleyip bir anda patlıyor plak satışları. Kalıcı olamayacak diye düşünüyorum.
Plak dinlerken piyanistin nefesini duyarım
Bir ses aralığı genişliğini en fazla plakta duyarız. Benim pikabın hoparlörleri de çok iyi olduğu için bir piyano kaydı dinlerken piyanistin nefesini bile duyuyorum. Bunu CD de zor duyarım. Bu arada 5000’nin üzerine CD arşivim de var. Onun tadı başka. Kasetin başka ama plak en temiz sesi duyurur dinleyiciye
Plak dinlerken adeta tarih canlanıyor
Doç. Dr. Bilen Işıktaş – Müzikolog – Ud Sanatçısı
Çünkü bir plağı gördüğünüzde ve ona dokunduğunuzda başka bir duyguya ortaklık ettiğinize şahit olursunuz ve bundan böyle kopamazsınız ondan. Tabii kolektif bir ilişkidir bu. Gitmek istediğiniz yere kadar size rehberlik eder plaklar. O adresi bulduğunuzda da artık içinizdeki sestedir sıra.
Plak, bir zamanlar Türkiye’sinin musiki dünyasının bir parçası, bugün ise geçmiş ve şimdi arasındaki bağların yadigârı gibi. Açıkçası plak dinlerken kültürün genetik ve müziksel etkileşiminden yepyeni renklerin doğduğunu, her birinin ise farklı tınılarda olduğunu hissederim. Arşivimdeki Tanburî Cemil’in, Udî Nevres Bey’in, Şerif Muhiddin’in, Denizkızı Eftalya veya Safiye Ayla’nın plaklarını evimde dinlerken âdeta tarih canlanır. Yalnızca seslerini duymakla kalmam, onların yaşantılarını düşünür ve hangi şartlarda bu plakları doldurduklarını tahayyül ederim.
Gitmek istediğiniz adrese kadar eşlik ederler
Plak bana çok eskiyi hatırlatır; mümkün olmayacağını bilsem de görmeyi arzuladığım, ud çalıp da refakat etmek istediğim o dönemi. Gramofonuyla, hışırtısıyla güzeldir plak. Ona bu şekilde tarihî anlamı atfederiz. Belki teknolojik iyileştirmelerle dinlemeyi daha iyi duruma getirme yöntemleri avantaj sağlar diye düşünülebilir ancak dijital hissi yer yer bağlamından koparılmış bir cümle tadında kalmakta benim için. Plaklar aynı zamanda tanıktır, yaşanmışlıkları vardır. Ne zorluklar çekerek size gelmişlerdir. Kimlerin evinde misafir olmuşlar ise onların sohbetlerinden bir parça da sizlere getirir. Bunlar müziğin içine yerleşmiş melankoli duygusuyla açıklanabilir. Elektronik olarak dijitalleşen bir ortamda bu hareketler dizisini tasavvur edebilir misiniz?
Evet, plaklara talebin artmasını doğal karşılıyorum. Çünkü bir plağı gördüğünüzde ve ona dokunduğunuzda başka bir duyguya ortaklık ettiğinize şahit olursunuz ve bundan böyle kopamazsınız ondan. Tabii kolektif bir ilişkidir bu. Gitmek istediğiniz yere kadar size rehberlik eder plaklar. O adresi bulduğunuzda da artık içinizdeki sestedir sıra. Bunların ötesinde alışkanlık hâline gelir mi plak dinlemek, toplamak ve saklamak? Bunu bilmek kolay değil lakin şunu söyleyebilirim ki bu sevgi bir bilinç gerektirir. Sessiz bir biçimde dururlar bir kenarda ama kolektif ruh kültürü içerisinde hayat bulurlar. Tüketim aracı veya nesnesi olarak görmemek lazım plağı yoksa sıkıntı çekmeden popüler bir sürecin parçasına dönüşür gerçekte iş. Kalıcı olmaları da yine zamana bağlı. Aslında müziğin üretim ilişkilerinde doğal bir akış var zaten. Dikkat edersek 1900’lerin başında fonograf yerini gramofona, gramofon da çok geçmeden özellikle 1940’larda ses iletme görevini radyoya bırakır. Üstlendikleri misyona göre her dönem bu ilişki kendini güncelleyerek devam edecektir.
Plak dinlemek içsel bir yolculuk
Kenan Bölükbaş – TRT Müzik Kanal Koordinatörü
Plak, daha çok müzikal altyapıyı öne çıkaran ve buna dair detaylara önem veren, akustik melodileri daha net bir şekilde duymak isteyen müzikseverler tarafından tercih edilmektedir.
Plak dinlemek, dinleyende “İçsel bir yolculuk hissi” uyandırdığı gibi onun için özel bir vakit ayırma gerekliliği ile de daha öznel ve derin bir atmosfer sunmaktadır.
Plak sesinin insan sesine en yakın seslerden biri olduğu söylenir. Bu nedenle plak sesi, doğal oluşu ile öne çıkmakta, bu sebeple şarkı söyleyene dair “yanımızdaymış” gibi bir algı oluşturmaktadır. Plak, daha çok müzikal altyapıyı öne çıkaran ve buna dair detaylara önem veren, akustik melodileri daha net bir şekilde duymak isteyen müzikseverler tarafından tercih edilmektedir.
Son yıllarda plaklara olan ilginin artmasının arkasında, çoğunluk tarafından beğenilmesi umulanları sunma isteği ve popüler olana duyulan ilginin de payı olabilir. Günümüzün gösterme furyasının müzikteki karşılığı “plak sevgisi” olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer yandan doğaya hasret, dijitalleşmeden dolayı öze dönme arayışı, yaygın olanın dışına çıkma isteği, özgünleşme, kendine dönme, bireysel zevkleri farklı yollardan geliştirme ve gösterme isteği, farklılaşma çabası gibi faktörler de olabilir.
TRT arşivi plaklara basılıyor
Müzik arşivimiz titizlikle korunmakta ve radyo-TV yayınları ile yaşatılmaktadır. Ayrıca müzik arşivimiz dijitale aktarım ile “ölümsüz” hâle getirilmektedir. TRT’nin güncelleştirme çalışmaları sonucunda arşivdeki sesler, “İstanbul Radyosu Tasavvuf Müziği Topluluğu-İlahiler”, “Dünden Sesler”, “Ustalardan Seçmeler” gibi isimlerle plaklara basılmaya devam etmekte, bu plaklar TRT Market uygulaması üzerinden müzikseverlerin beğenisine sunulmaktadır.