Bu hafta gelin Beşiktaş’a gidip Resim Müzesi’ne, Beyoğlu’nda Sinema Müzesi’ne ve Mustafa Kutlu’nun aynı adlı hikayesinden uyarlanan Mavi kuş’a konuk olalım. Müzelerdeki izlenimlerim ve Mavi Kuş’taki değerlendirmelerim sizinle…
Herkese sağlıklı ve sanat dolu bir hafta diliyorum. İlk sanat ajandası köşemde sizlere üç farklı öneriyle katkıda bulunmak istiyorum. Bu hafta sunmuş olduğum bazı önerileri hayata geçirmenizi çok isterim. Sizlerle bu hafta Beşiktaş’ a gidip resim müzesine, İstiklâl Caddesi’ne giderek de Atlas Sineması’na konuk olacağız. Bir de konuk olduğum ve olmanızı istediğim bir tiyatro oyunu var ki o da çok özel: Mavi Kuş.
Yeniden Mavi Kuş!
Geçtiğimiz hafta Esenler Belediyesi kültür sanat etkinlikleri kapsamında bir tiyatro oyununu izleme fırsatı buldum. Bu oyunun benim için önemi birkaç kat fazlaydı. İBB yönetiminin değişmesinden sonra Şehir Tiyatroları repertuvarından çıkartılan Mavi Kuş oyunundan bahsediyorum. O dönem çok şiddetli tepkiler gösterilmişti. İBB, Mustafa Kutlu, İskender Pala ve Necip Fazıl Kısakürek gibi mütedeyyin diyebileceğimiz yazarların oyunlarını diskalifiye etmişti. Tiyatronun karşılaştığı bu darbe karşısında Başakşehir Tiyatro Akademisi durmadı ve oyunu tekrar ele aldı ve sahneledi. Usta yazar Mustafa Kutlu’nun “Mavi Kuş” adlı eserinden aynı isimle uyarlanan oyunu Özgür Kayma oyunlaştırdı.
Oyun, bozkırda uzak bir kasabada “Mavi Kuş” otobüsünde yolları kesişen bir grup yolcunun trene yetişmeye çalışırken yaşadıkları sürprizli bir yol hikâyesini anlatıyor. Oyunun yönetmeni Özgür Kaymak, Mavi Kuş’u şöyle anlatıyor: “Gerçek yaşamdan beslenen sanat, bizden ve keyifli hikâyeleriyle karşımıza çıkıyor. İşte bu hikâyelerden biri olan “Mavi Kuş” tiyatro ile buluştuğunda “Tuhaf Bir Yol Hikâyesi”ne dönüşüyor. Bu dönüşüm, görsel aktarım göz önüne alındığında, sinemaya nazaran daha kısıtlı olan tiyatro sanatının ne kadar özel olduğunu bize hatırlatıyor.”Tuhaf Bir Yol Hikayesi” hayatın, yaşadığımız ülkenin kendini tamamlayıp, tekrar başa dönen bir döngünün çok tanıdık durumlarını ve kişilerini bize gösteriyor. Bu sebeple bizi görüyoruz. Değişen ya da hiç değişmeyen yönlerini keşfediyoruz.”
30 kişilik dev bir kadrodan oluşan Mavi Kuş oyununda; Alican Turan, Aykut İspir, Barış Bilgiç, Begüm Akkaya, Deniz Akkaya, Evrim Artut, Harun Özüağ, İbrahim Baybara, Kasım Özgürbüz, Mehmet Akif Yılmaz, Mehmet Solmaz, Mukaddes Kurmuş, Mücahit Koçak, Hakan Kahraman, Oğuz Cabir Arslan, Oğuzhan Özcan, Servet Oğuzyer, Sevilay Şimşek, Yağmur Şayir, Yakup Denli, Yusuf Sırma ve Yusuf Türk rol aldı. Oyunun sahne arkasında büyük bir ekip yer aldı. Oyuncuların kostümlerini Neşe Hatun tasarlarken ışık yönetiminde ise Zafer Karaduman yer alıyor.
Oyun oldukça eğlenceli ve hepimizin aşina olduğu otobüs yolculuğuna, harika bir hatırlatma yapıyor. Ufak bir spoiler verecek olursam doktorundan öğretmenine esansçısından turistine harika karakterler ile tanışacaksınız. Başakşehir Tiyatro Akademisi’nin Instagram hesabını takipte kalın! Bakalım Mavi Kuş nerelere uçacak ve kimlerin gönlünde sahici izler bırakacak?
En yakın zamanda Mavi Kuş ile tanışmanız dileğiyle.
Yemyeşil manolya ağaçlarıyla süslenmiş müze
Resim Müzesi, pandemi şartlarına ve kısıtlamalara rağmen her yaştan ziyaretçinin uğrak noktası oldu. 11 bin metrekarelik kapalı alanda düzenlenen 34 salon ve 553 eserle kültür sanat hayatına yeni bir soluk getiren Müze, restorasyon atölyeleri ile modern saklama ve koruma alanlarıyla da dünyadaki benzerleriyle eşdeğer bir nitelik kazandı. Müze, Boğaziçi’nin engin maviliğine bakan, kıyısından Şehir Hatları vapurlarının ve martıların eksik olmadığı bahçesiyle de ön plana çıkıyor. Milli Saraylar Resim Müzesi’ne her yaştan yerli ziyaretçi kar kış demeden, pandemi şartlarına rağmen ilgi gösteriliyor. Padişah portrelerinin resim koleksiyonun içerisinde önemli bir yer tuttuğunu gezi sırasında gözlemleyebilirsiniz. Bu portrelerde Osmanlı’nın izlerini görebilirsiniz. Bazı ziyaretçiler Ayvazovski’nin tablolarını görmek istiyorken bazılarının Zonaro gibi Chlebowski gibi saray ressamlarının resimlerini görmek için geldiğini gözlemledik. Bazıları da Türk ressamların natürmortlarına ilgi gösteriyordu. Resim Müzesi’nin 34 tematik bölümüyle farklı zevklere ve farklı beklentilere hitap ettiğini söyleyebiliriz. Resim Müzesi’ni sadece bir müze olarak nitelendirmek yanlış olur, Resim Müzesi aynı zamanda bir kültür sanat ve tarih atölyesi. Resim Müzesi, Osmanlı resim sanatının tek mirasçısı. Beşiktaş’ın merkezindeki Resim Müzesi’nin yemyeşil manolya ağaçlarıyla süslü iki büyük bahçesi ve şehrin huzur mekânı olduğunu söyleyebiliriz. Sizler de Milli Saraylar Resim Müzesi’ne ziyaret edebilirsiniz. Ziyaretler; maske, mesafe ve hijyen kurallarıyla sağlanıyor. Resim sanatının değişen süreçlerine seçkin eserler üzerinden tanıklık etme imkanı sunan Resim Müzesi’ne pazartesi hariç her gün 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyorsunuz.
İstanbul Sinema Müzesi’nde keşif
70 yıllı aşkın tarihiyle İstanbul kültür sanat hayatının bellek mekânlarından biri olan Atlas Sineması küllerinden yeniden doğdu diyebiliriz. Tarihi sinema artık izleyicisi ile buluşuyor. Atlas Sineması içerisinde bulunan İstanbul Sinema Müzesi’ndeki özel koleksiyonda geçmişten günümüze sinema tarihine de ışık tutuluyor. Dünya sinemasına ilişkin önemli bilgi ve belgeler ve Türk Sineması’ndan baş yapıtlara ait özel ayrıntılar da burada sergileniyor. Sinema tarihine ilişkin dev bir hafıza havuzu oluşturulduğunu gözlemleyebilirsiniz
İstanbul Sinema Müzesi, birbirinden özel üç bölümden oluşuyor. Bunlardan ilki “Sinema Tarihi Müzesi” bu özel bölümde yer alan eserlere baktığımız da: “Müzenin her giriş tarafında mutlaka Yeşilçam’ı onurlandırdığımız bir bölüm var. Yeşilçam bizim sinema kültürümüzün en önemli çıkış noktalarından bir tanesi. Yirminin üzerinde yönetmenin uluslararası yarışmalarda aldığı film ödülleri burada sergileniyor. Necip Fazıl, Atıf Yılmaz gibi isimlerin el yazması senaryolarına burada rastlıyoruz. Film çekmeden önce yaşanan film vesikaları, kütüphane kartları, reddedilmeler, senaryodan çıkarılan bölümler gibi onlarca ıstıraplı sahneye yer veriliyor. Bu bölümde yer alan en önemli eserlerden biri ise şüphesiz 29 Ekim 1933 tarihinde, Ankara Hipodromu’nda Mustafa Kemal Atatürk tarafından okunan 10. Yıl Nutku’nun çekildiği kamera…
Yeşilçam’a arttırılmış gerçeklik ile bakış
Müzenin ikinci bölümü “İnteraktif Dijital Müze” Gençler ve çocukların büyük rağbet gösterdiği bölümde Türk Sineması’nın birbirinden özel filmleri dijital masa uygulamasıyla gelecek kuşakların bilgisine sunuluyor. 8 bin 406 film, 31 bin 106 oyuncu, yönetmen, senarist, yapımcı ve sinema emekçilerini genç kuşaklarla buluşturuyor.
“Artırılmış Gerçeklik” bölümü sayesinde hafızalara kazınan film sahneleri, tabletler yardımıyla oynatılıyor. Bu bölümün en dikkat çeken yeri kuşkusuz yeşil perde… Yeşilçam’ın sevilen film sahnelerine yeşil perde uygulamasıyla konuk oyuncu olmak mümkün.
Türk sinemasının en eğlenceli telefon sahnelerinin nostaljik telefon ahizeleriyle dinlenebildiği “Yeşilçam Telefonda” bölümü de ziyaretçilerin keyif aldığı bir diğer kısım olarak dikkat çekiyor.