Seçim anekdotu

5 dakikada okunur

Annem akşamdan sıkıca tembihlemişti sakın geç kalma diye. Seçim sabahı sekizde arayıp nerede kaldınız dediğinde hemen pencereye koştum ve akasya ağacının altından heyecanla geçen insanları farkettim. Kadınlar eşlerinin koluna girmiş bayram havasında oy kullanacakları okula gidiyorlar. Annem Devrek’ten hediye gelen bastonuna tutunarak merdivenlerden inerken fikri sorulan bir yurttaş olmanın gururu içinde. Güçlükle yürüdüğü için yerimiz çok uzak olmasa da arabayla çıkmıştık. Akşam beşe kadar vaktimiz olduğunu söyledim ama muhtarlıktan gelen sandık kağıdını bulamadığından, endişesi dinmek bilmedi. Okulun bahçe duvarında coşan şey böğürtlen mi, bu harika eflatun çiçeklere şehrin göbeğinde rastlamak ne büyük mutluluk, doğa nasıl da sevinçle kendi gündemini takip ediyor ve kan dökücü insanın gelgitlerinden bağımsız, bildiği gibi bahara eriyor. Zihnim mor salkımlara, envai çeşit çiçeklere, betonlara rağmen boy veren kiraz, zeytin ağaçlarına takılı, annemin kolunda yürüyorum. 

Okulun bahçesine ulaştığımız andan itibaren ipek eşarbını örtmüş, kovit maskesini takmış, metanetle yürüyen yaşlı seçmen dikkat çekiyor. Kimi az yaşlı kişiler hafif gülümsemeyle genç kişi ruhuna bürünüyor, kimileri de annemi mezardan çıkarıp getirmişim gibi alayvari bir bakışla beni kınıyor. Yaşlılık bu ülkede ne kadar zor, sinemaya tiyatroya konsere gitmeye layık görülmedikleri gibi, neredeyse oy kullanmaları da evlatlarının zorlamasına hamledilecek. Allahtan annem sadece düşmeden sandığa varmaya odaklandığı için bu kem bakışları fark etmedi. Sonra on farklı sınıfın kapısında asılı olan listelere bakmamız gerekti. Sandıklarda görev yapan her partiden insanlar nazikti fakat bulundukları yeri terk edemezlerdi. Farklı tercihleri olan seçmenlerin yerimizi bulmak için seferber olmaları duygulandırdı. Ortamda siyasetle ilgili hiçbir şey konuşulmuyor, herkes birbirine iyi bir komşu gibi davranıyordu. Biz birbirimizin arkasından iş çevirmez, yalan söylemez, dedikodu ve kıskançlık yapmazsak, yüz yüze çok güzeliz. Hepimiz tertemiz giyinmişiz, yaşlılar için seferber olunuyor, kadınlara çocuklara yer açılıyor, yazılı olmayan bütün kalpli kurallar saat gibi işliyor.  

Farklı adaylara oy verecek aile fertlerinin aynı arabaya binip seçim sathı mahalline gelmesi de nadir rastlanan olaylardan değildi. Çocukluktan itibaren bunu kendi ailemde de defalarca yaşamışımdır. Gerçi kendileri gibi düşünmeyen yaşlı anne babalarını seçim günü bir odaya kapatanları da duyduk, inşallah doğru değildir temennisiyle. Öte yandan her seçimin hayat memat meselesi, ölüm kalım savaşı olmaması için uzlaşılmış eşit yurttaşlık hukukunu inşa etmek zorundayız. Asgari bir adap, nezaket, adalet ve tartışma ortamı bizi sağlam bir toplumsal sözleşmeye götürecektir. Atılacak her adımda bize şahitlik eden akıllı büyülü fakat sessiz tanıklar var. Basiret üstün gelsin, dağlar, nehirler, ağaçlar, her yerden fışkıran çiçekler, mahzun bakışlı kediler, köpekler, kirpiler, bizi seyreden yıldızlar ve daha niceleri gibi şehrin öteki ahalisi ve yurttaşları hürmetine.  

Önceki Yazı

Demirkubuz “hayatı” anlattı

Sonraki Yazı

Geçmişin yağmuru

Son Yazılar