Esenler Film Festivali’nin bu yıl dördüncüsünü gerçekleşirken her yıl bir öncesine göre çok daha büyük bir emekle bizleri karşılıyor. Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen festival bu yıl 15-19 Aralık tarihlerinde izleyiciyle buluşuyor. Bizler de büyük bir emekle organize edilen Esenler Film Festivali kapsamındaki kısa film yarışması jüri üyeleriyle keyifli bir sinema sohbeti gerçekleştirdik.
Sinemaseverleri ve sinema emekçilerini bir araya getiren Esenler Film Festivali’nde sinemacılara Kısa Film Yapım Desteği kapsamında destek sağlanırken, festivalde gerçekleşecek Kısa Film Yarışması’nda da on film ödüller için yarışacak. Hal böyleyken ulusal ve uluslararası film festivalleri, kısa film yarışmaları sinemaseverleri bir araya getirirken aynı zamanda farklı objektiflerden başka öykülerin penceresini aralıyor. Genç sinemacılar için film yapım desteği, kısa film yarışmaları sinema yapma hayallerinin peşinden gitmek için çok önemli bir avantaj sunuyor. Ödüller ise bir motivasyon kaynağı olmasının yanı sıra genç sinemacılar için sanat hayatlarını devam ettirebilecekleri yeni projelerin adımları demek. Sinema her daim kendini ifade biçimlerinin en güçlüsü olarak karşımıza çıkıyor, unutamadığımız ve unutamayacağımız kült filmlerle belleğimizde yer ediyor. Sanıyorum herkes ilk sinemaya gidişini, ilk izlediği filmi, küçükken olmak istediği o oyuncuyu gülümseyerek hatırlar. Kimileri yalnızca izlerken kimileri o filmin bir parçası olmak ister. Sinemaseverleri aynı noktada buluşturan en önemli unsur ise tam da bu oluyor. Sinemayı sevmek…Sinemaya dair ve pek tabii izlenen her filmin kişi üzerinde farklı bir etki uyandırdığı aşikâr. Her yönetmen her senarist de bu farklılıkların ve yorumların büyülü ve eşsiz olduklarını bilir. Her filmin bir sanat eseri oluşu izleyici üzerinde etkilerini tartışmasız ve biricik kılıyor. 4. Esenler Film Festivali ana jürilerimizden Yıldız Ramazanoğlu, Sinan Albayrak, Andreas Sinanos ve Banu Sıvacı ile de sinemanın insana bu özel hissettiren yanı üzerine konuştuk…
GERÇEK VE BÜYÜLÜ HAYAL DÜNYASI
Ana jüri üyelerimizden öykü ve sinema yazarı Yıldız Ramazanoğlu sinemayı insana dair kayda değer bir hikâye olarak adlandırıyor ve “Gerçek ve büyü arasında hayal dünyamızı genişleten sinema, bizi başka insanlarla, farklı olanlarla buluşturmada imkanları çok geniş olan bir sanat. Perdede gerçeğin izdüşümünü yaratırken olanla olması gereken arasında ince dengeler kuran, adaletin ışığını sızdırması ise beni derinden etkileyen başka bir yanı. Kelimelere gelmez oluşlar görüntü yoluyla zihinlerde iz bırakıyor.” diyor. Değerli jüri üyelerimizden güzel sanatlar akademisi resim mezunu, disiplinlerarası anlatımı geliştirmek için sinema anlatısını kullanan deneyimli yönetmen Banu Sıvacı ise sinemayı, “Sinema benim için zamanla gerçek bir dil ve varolma sebebi oldu.” şeklinde tanımlıyor.
SİNEMA GEÇMİŞ, BUGÜN VE GELECEK DEMEK
Bir diğer jüri üyemiz Yunan görüntü yönetmeni Andreas Sinanos ise sinemayı daimî bir yolculuk olarak görüyor ve sözlerine, “Sinema dünyanın her yerinde sorunlara yolculuk demek. Sinema benim bir parçam ve bu işi yapmadığımda kendimi iyi hissetmiyorum.” şeklinde devam ediyor. Yine değerli jüri üyelerimizden oyuncu Sinan Albayrak ise sinemanın onun için geçmişi, bugünü ve geleceği ifade ettiğini söylüyor: “Geçmişi hatırlamak için nostaljik filmler seyretmek benim için büyük bir keyif. Bugün için özellikle kara mizah filmler çok büyük bir değere sahip, bugünü bize görmediğimiz yanlarıyla beyaz perdeye taşıyor. Geleceğin sineması ise bize düşlemeyi sağlıyor, hayal dünyamızı zenginleştiriyor.”
FİLM FESTİVALLERİ SEYİRCİYLE BULUŞMA İMKÂNI TANIYOR
Ülkemizde film festivalleri ulusal ve uluslararası olmak üzere birçok şehirde gerçekleştiriliyor. Bazı film festivalleri uzun yıllardır devamlılık gösterirken bazıları sinema severler için yeni bir alan oluşturuyor. Festival sürecinde dördüncü yılı organize edilen Esenler Film Festivali ve film festivallerinin önemi hakkında Banu Sıvacı, “Film Festivalleri dünyada ve ülkemizde benim için öncelikle seyirciyle buluşabilme imkanıdır. Bunun dışında sinema kolektif ilerleyebilen bir alan olduğu için birlikte üretebileceğimiz insanlarla tanışabilmemiz için bir alan sağlar” diyor. Albayrak ise konuyla ilgili, “Film festivalleri benim için çok değerli. Farklı ülkelerin, farklı yönetmenleriyle, farklı oyuncularıyla oluşmuş sineması benim için çok kıymetli. Festivaller bu süreçlerde keşif duygumu da ortaya çıkartıyor.” şeklinde konuşuyor. Ramazanoğlu ise film festivallerini film çekmek isteyen fakat imkân bulamayan sinema tutkunları için büyük bir fırsat olarak adlandırıyor: “Maddi desteğin yanı sıra görülme ve değerlendirilme şansı veriyor. Bu da genç sinemacıları yüreklendirmek için çok önemli. Bu festivallerde birçok film izleme ve her seviyeden, meşrepten sektör emekçisi ile buluşmak mümkün. Yarışmalarda ise dereceye girmeseniz de bilirsiniz ki görülüyor biliniyorsunuz ve birileri sizin için emek veriyor. Toplumun eserlere erişimi bakımından da güzel bir fırsat.”
SANAT HEPİMİZ İÇİN ŞİFADIR
Sanatçıların geldiği yollar geçtiği şehirler ve tabii ki kesiştikleri hikayeler büyük ölçüde yazacakları ve gerçekleştirecekleri sanat eserleri için önemli hale gelmekte. Yıldız Ramazanoğlu Anadolu’da bir ilçedeki lise öğrencileriyle kesişen yolunu şöyle aktarıyor: “Ben sinema yazarlığından önce hikâye yazarıyım. Anadolu’daki bir ilçemizin teknik lise öğrencileri okudukları hikayelerim hakkında mektuplar yazıp bir karton kutu dolusu mektubu bana yollamışlardı. Bu en unutamadığım ve etkilendiğim, esinlendiğim anılarımdan biridir. Sanatın iki tarafındaki iletişim hepimiz için şifadır çünkü.”
FİKİRLERİN VE PROJELERİN OLGUNLAŞMIŞ OLMASI ÖNEMLİ
Sinemaseverleri sinema emekçileri ve oyuncularıyla bir araya getiren Esenler Film Festivali ana jüri üyelerimizin genç sinema tutkunlarına deneyimledikleri bu yolculuk hakkında öneri ve tavsiyelerini de sorduk. Genç sinemacılara ve oyuncu adaylarına önerilerde bulunan Banu Sıvacı: “Sinema bir başlangıç ve bitiş saati olan bir mesai değildir. Eğer gerçekten sinema yapmak istiyorsanız onu yaşam biçiminiz haline getirmelisiniz” diyor. Ramazanoğlu ise genç sinemacılara filmlerini ortaya koymaları için projelerin olgunlaşmasını öncelik sıralamasında en öne almaları gerektiğini vurguluyor: “Filmleri müziğinden kamera açısına, tekniğinden senaryosuna ve kurgusuna kadar her yönüyle izlemeleri, kendilerinden önce yapılanlara hâkim olmaları gerekir. Bu örnek almak taklit etmek anlamında değil, işin ruhunu kavramak manasınadır. Belli bir olgunluk oluşmadan aceleyle işe koyulup yolun başında hayal kırıklığına uğramalarını, yorulmalarını istemem. Önce kendileri mutmain olmalı yaptıkları işten. Öteki bilinçlerde nasıl yankılanacağı sonraki iştir. Zaten başkalarının ne diyeceğini fazla önemseyenler ortaya yaratıcı bir şey koyamazlar”. Andreas Sinanos ise bir görüntü yönetmeni olarak genç sinemacı adaylarına daima çok çalışmaları ve pes etmemeleri gerektiğinin altını çiziyor: “Sinemacı adayları için, ödül almadıklarında pes etmemelerini, kendilerine inanmalarını ve hayallerinin peşinden koşmaya devam etmelerini özellikle söylemek isterim. Bazen insan olarak jüri üyeleri sandığımız kadar objektif davranamıyor olabilir. Yeteneğin ve isteğin her zaman yeterli olmadığını bilmek önemli ama mümkün olduğunca çok çalışmak daha önemli.”
HERKESTEN DAHA FAZLA OKUMALARI GEREKİYOR
Uzun yıllardır sinema ve televizyon dünyasından tanıdığımız deneyimli oyuncu Sinan Albayrak ise televizyon ve sinema dünyasının göründüğü kadar büyülü ve kolay olmadığının altını çiziyor. Bu işte olmak isteyen adaylar için, “Genç arkadaşlara öncelikle perdede gördükleri dünyanın göründüğü kadar muazzam bir dünya olmadığını söylemek isterim. O dünyaya girmek istiyorlarsa çok çetrefilli, çok zor ve mücadele gerektiren bir yola girmeleri gerektiğini muhakkak bilmeleri gerekiyor. Donanımlı olmaları gerekiyor. Bilgili olmaları gerekiyor. Herkesten daha fazla okumaları, herkesten daha fazla dünyayı takip etmeleri gerekiyor. Hem vicdani hem duygusal anlamda gelişmeyi asla bırakmamaları gerekiyor” şeklinde önerilerini sıralıyor.
JÜRİLERDEN ESENLER FİLM FESTİVALİEKİBİNE TEŞEKKÜR!
Esenler Belediyesi’nin büyük bir özen ve özveriyle gerçekleştirmiş olduğu 4. Esenler Film Festivali hakkında Yıldız Ramazanoğlu, “Esenler Film Festivali kendi geleneğini ilkelerini oluşturmaya başladı. Herkesi kuşatma ve açık yürekli olma tavırları takdire şayan. Hayırlara vesile olsun daima” derken, yönetmen Banu Sıvacı ise “Festivale fikirler ve biçimler açısından seçtiği filmlerde çeşitlilik olmasına özen gösterdiği için çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuşuyor. Oyuncu Sinan Albayrak da “Bana bu yıl ayrı ayrı yerlerden film festivallerinde jüri üyeliği için çeşitli tekliflerde bulundular. Yoğunluğumdan dolayı çok fazla değerlendirme imkanımın bulunacağını düşünmüyordum. Esenler film festivalinin yapmış olduğu tekliften sonra geçmişteki çalışmaları, organizasyonları gözden geçirdim ve hoşuma gitti. Sonrasında değerlendirmek durumunda olduğumuz filmleri seyrettikten sonra ne kadar doğru bir karar verdiğimi anlamış oldum. Gerçekten çok mutlu oldum. İzlediklerimizin hepsi çok ciddi çok profesyonel çalışılmış işlerdi. Bu anlamda bu programı uygulayan ve uygulanmasına yardımcı olan herkese çok teşekkür etmek istiyorum. Böylesi ciddiyet ve hassasiyet ile hazırlandıkları için” diyor.