Sinemanın ‘Şen’ Yüzü

Özcan ÜNLÜ

Biz onu “Çiçek Abbas”ın Şakir’i olarak çok sevdik…

Filmin yayınlanma tarihi 1982. O kadar yer etti ki içimize, filmin ana karakterleri muavin Çiçek Abbas (İlyas Salman) ile bir diğer baş kahraman Şoför Şakir (Şener Şen) ile yatıp kalktık nerede ise…

Minibüs arka yazısı olarak yıllardır devam eden bir geleneğin de başlangıcı idi bu film. Daha doğrusu filmde Çiçek Abbas ile Şakir’in söz düellosu…

“Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza” diye başlayan Şakir’e, “Sevene can feda, sevmeyene elveda” diye cevap veren Çiçek Abbas’ın film boyunca devam eden repliklerini hatırladıkça bugün bile tebessüm yayılıyor yüzlerimize…

En çok da İlyas Salman’la oynadıkları onlarca film ile kazındı hafızalarımıza Şener Şen (asıl adı Ali Haydar Şen)… Ardından Kemal Sunal’la rol aldıkları ortak projeler ile…

Sonra “Hababam Sınıfı”nın sakar beden eğitimi hocası olarak…

“Züğürt Ağa”daki ibretlik hayat hikayesiyle…

“Neşeli Günler”in sakar helikopter pilotu olarak…

Hep güldüren ve hüzünlendiren rolleri ile değil…

Biz onu “Gönül Yarası”, “Kabadayı”, “Av Mevsimi”, “Yol Ayrımı”ndaki ciddi rolleri ile de çok sevdik Şener Şen’i…

BADİ EKREM YOLUNU AÇTI

Koronavirüs illeti, bu dünya çapındaki büyük oyuncunun kapısını da çalınca, hafızalarımızı tazeledik yeniden…

26 Aralık 1941’de Adana’da başlayan hayat yolculuğunda öğretmenlik ve tiyatro oyunculuğu da olan Şener Şen, yine Türk sinemasının büyük oyuncusu Ali Şen’in oğlu… Babası, o doğduğu yıllarda marangozluk yapıyordu memleketinde…

Şener Şen, marangozluktan sinemaya geçen babasının yolunda gitmek istememişti. İyi bir öğretmen olarak hizmet etmek istiyordu ama bir yandan da tiyatro onu kendine çekiyordu. Dayanamadı ve İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın kapısından içeriye adımlarını attı. Bu arada radyo oyunları da oynuyordu ama her iki çalışmadan elde ettiği gelirle geçinemiyordu. Hatta öyle ki, dublajdan tanıdığı yönetmenlere “Figüran olarak da olsa beni de çağırın ama yevmiyemi o gün içinde ödeyin” diyordu sürekli…

Böyle olunca sinemanın her alanında her işi yaptı. Hatta ilginçtir… Tam beş yıl boyunca filmlerin bazı bölümlerindeki dans sahneleri ile başrol oyuncularından dayak yemekle geçirdi hayatını… Daha küçük rolleri bile elinin tersiyle itmedi…

Kader yüzüne 1975’te gülecekti büyük sanatçının: Ünlü yönetmen Ertem Eğilmez’in “Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı” filmindeki beden eğitimi hocası “Badi Ekrem” tiplemesiyle bir anda adından söz ettirdi.

YOLUNU ‘NAMUSLU’ İLE AÇTI

O filmdeki rol arkadaşı Kemal Sunal ile öyle başarılı bir ikili oldular ki… Ardından “Süt Kardeşler”, “Şabanoğlu Şaban”, “Tosun Paşa”, “Kibar Feyzo”, “Çöpçüler Kralı” ve “Davaro” gibi filmler geldi. Bu filmlerin her biri büyük gişe rekorları kırdı.

1984’e kadar hep ikinci rollerde oynadı. Artık başrol oynaması gerektiği konusunda Ertem Eğilmez’in de yönlendirmesi vardı ancak o “Eğer başrol oynayacaksam kendi seçtiğim filmde oynarım” dedi. Ve ardından Başar Sabuncu’nun “Namuslu” filminde ilk kez başrole çıktı.  Filmde Ali Rıza Bey karakteri ile işine son derece bağlı bir mutemeti canlandıran Şener Şen nihayet istediğini almıştı.

Sonrası ardı ardına gelmeye başladı…

Nesli Çölgeçen’in “Züğürt Ağa”sında saf bir köy ağasını, “Milyarder”de piyangodan büyük ikramiye kazanan istasyon şefini, “Muhsin Bey”de şöhret olmak isteyen bir gence yardım eden organizatörü başarı ile oynadı.

Bu yıllarda moda olan müzikallerde de gözüktü.
Ertem Eğilmez’in son filmi olan ve Türk sinema seyircisinin sinema önlerinde uzun kuyruklar oluşturduğu taşlamalarla dolu “Arabesk” filminde Müjde Ar ile başrolleri paylaştı.

1996’da ise Türk sinemasında büyük bir devrim gerçekleştiren “Eşkıya” filminde Uğur Yücel ile birlikte oynadı. Yavuz Turgul’un senaryosunu yazdığı ve yönettiği bu film Türk sinema sektöründe o dönem için bir rekor kırarak 2,5 milyonu aşkın seyirciyi sinemalara çekti.

Gaziantepli kebap üstadı Ali Haydar’ı canlandırdığı “İkinci Bahar” (1998-2001) dizisinde diğer başrol oyuncusu Hanım adlı Trakyalı bir mezeciyi canlandıran Türkan Şoray’dı.
Yönetmenliğini Yavuz Turgul’un yaptığı “Gönül Yarası” (2005) filmindeki emekli öğretmen Nazım rolüyle 42. Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandı.

Senaryosunu Yavuz Turgul’un yazdığı, ‘nesli tükenen bir kabadayıyı’ canlandırdığı “Kabadayı” (2007) ile başrollerini Çetin Tekindor ve Cem Yılmaz’la paylaştığı “Av Mevsimi” (2010) rol aldığı son filmler arasında yer aldı.
Önemli bir notu da paylaşmamız gerekiyor. 28 Aralık 2016’da Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü kendisine verildi.

Son olarak…

40 yıl sonra ramp ışıklarına döndüğü “Zengin Mutfağı” ile ayakta alkışlandı büyük sanatçı. 1978’de İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarında da aynı oyunla sahneye çıkan Şener Şen, aynı isimli filmle de (1988) dikkatleri üzerine çekmişti. (Bu arada sanatçının rol aldığı oyunlardan bazılarını da hatırlamakta fayda var: Othello, Oyun Nasıl Oynanmalı, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, Hababam Sınıfı Müzikali, Sade Vatandaş Şvayk Hitler’e Karşı, Keşanlı Ali Destanı, Mucizeler Komedisi). Zengin Mutfağı, pandemi sürecine kadar büyük sahnelerde izleyicileri ile buluşuyordu.

40 YIL SONRA ‘ZENGİN MUTFAĞI’

Şener Şen’i 40 yıl aradan sonra tiyatro sahnesine döndüren ‘Zengin Mutfağı’ seyircilerin yoğun ilgisiyle DasDas’ta her ay sahnelenmeye devam ediyor. Oyun sadece İstanbul değil, başka şehirlerde de izleyiciyi selamlıyor.

“Zengin Mutfağı”, Cumhuriyet tarihinde görülmüş en büyük işçi hareketi olan 15-16 Haziran 1970 olaylarının zengin bir ailenin mutfağına yansımasını anlatıyor.

Vasıf Öngören’in imzasını taşıyan oyunda Şener Şen’e Gizem Ergün, Onay Kaya, Uğur Arda Başkan ve Kutay Sandıkçı gibi yetenekli ve genç oyuncular eşlik ediyor.