Türk Müziği Dünyaya Arp ile Taşınacak

13 dakikada okunur

İpek TANIR

Ünlü arp sanatçımız Şirin Pancaroğlu yepyeni bir proje ile gündemde… Türk Arpı Projesi, dünya müzik kültüründe tabiri caizse parmak izimizi oluşturacak. Bu çalışmanın içinde arpı Türkiye’de yaygınlaştırmayı hedefleyen yerelde basit bir arp üretim hazırlığı da yer alıyor.

Dünyaca ünlü arp sanatçımız Şirin Pancaroğlu uzun zamandır üzerinde çalıştığı Türk Arpı Projesi ile Türk müziği eserlerini arp için düzenliyor. Pancaroğlu ve proje ekibi böylece dünya müzik kültüründe bir nevi parmak izimizi oluşturmayı hedefliyor. Ünlü sanatçı Pancaroğlu’na Türk Arpı Projesi’ne dair merak ettiklerimizi sorduk. İşte sorularımız ve sanatçımızın verdiği cevaplar…

Türk Arpı Projesi nedir? Hangi paydaşlarla hayata geçiriyorsunuz?
Türk Arpı Projesi, Türk müziği kültüründeki kadim eserler ve bu kültürle dokunmuş güncel besteler için bir nota koleksiyonu, bunu destekleyici çok yönlü bir kaynak oluşturma ve de ülkemizde bu çalgıyı yaygınlaştırma projesidir. Müzik cephesinde Türk müziği eserlerini arp için düzenleyerek, arp üzerinde yaşatıyoruz diyebiliriz. Dolayısıyla Türk Arpı Projesi, dünya müzik kültüründe bir nevi parmak izimizi oluşturacak. Bu müzikle birlikte arpı Türkiye’de yaygınlaştırmayı hedefleyen yerelde basit bir arp üretim çalışması da yer alıyor. Aynı zamanda yine bu nota koleksiyonu üzerine temellenen eğitim videoları, performans videoları gibi internet için dijital içerikler de hazırlanarak ülkemizde kuracağımız bir eğitim portaline yüklenecek. Arp Sanatı Derneği üyelerinden proje özelinde bir araya gelen ve her biri alanlarında uzman bir ekip, projenin farklı iş kollarını yürütüyor.

Batılı bir enstrüman olarak bildiğimiz bu enstrümanı Türk arpı olarak tanımlamanızın nedeni nedir?
Arpın batılı bir çalgı olduğu düşüncesi oldukça yaygın ama doğru bir bilgi değil. Arp, aslında insanlık tarihinin en kadim çalgılarından olması sebebiyle, geçmişten günümüze pek çok müzik geleneği içinde yer bulmuş bir çalgı. İcra edildiği müzik kültürünün içinde farklı ebat, biçim ve ses rengine sahip olarak karşımıza çıkabilir. Arpın Türkiye coğrafyasındaki varlığı da esasında çok eski dönemlere dayanıyor. Geleneksel müziğimiz ile de görünmez fakat işitilir bağları bulunuyor. Bu noktada zamanında müzik geleneğimiz içinde oldukça sevilen bir arp türü olarak “çeng” den bahsetmek yerinde olur. Çeng, 11.-17. yüzyıllar arasında saray kültürümüzde varlık göstermiş bir kucak arpıdır. 17. yüzyıl sonrasında teknik yapısı itibariyle müzikteki gelişmelere uyum gösterememesi sebebiyle yerini farklı çalgılara bırakmış. Bugün Türk arpı tanımıyla ifade etmek istediğimiz, çeng çalgısının günümüzde yerini alan modern arp aracılığıyla, geleneksel müziğimizle yeniden buluşma, bir kucaklaşma sağlamaktır.

Türk müziğinin arpa uyumunu ne zaman fark ettiniz?
Repertuar anlamında ne zamandır böyle bir arayış içindesiniz? Aslında süreç çeng ile başladı. 2006’ya dayanıyor. Çengi tekrar var etmek üzere yola çıktığımda tabii çalınacak müzik de önemli bir başlık olarak karşımda duruyordu. Çeng kaybolmuş bir çalgı olduğu için çeşitli desteklerle yaptığımız çalışmalar aslında onu küllerinden yeniden doğurmaya benziyordu. Çalgı üretimiyle birlikte “nasıl bir müzik?” sorusu belirdi. Eski kaynaklara bakmaya başladım. Sonra fark ettim ki eski eserlerimiz pekâla modern arplarla da çalınabilir. Çengin ayak uyduramadığı noktalarda modern arp kendi imkânlarıyla yeni kapılar araladı. Ancak uyum her daim net bir şekilde kendini gösterdi. Bir müziğin içine bir çalgı var olmuşsa, o uyum her daim vardır, belli kısıtlarla da olsa. Bu noktada Bora Uymaz ile 2013’ten beri yaptığımız çalışmalar arp-Türk müziği birlikteliğini çok farklı ufuklara taşıdı ve açılımlar sağladı. Burası bir laboratuvar gibi çalıştı. Yani çeng tüm Türk müziğini seslendiremez, keza arp da ama çeng kendine has rengi ile nağmelere çok farklı bir kimlik kazandırabilir. Öte taraftan arp çok imkânlı bir çalgı ve evet tampere seslere akortlu olduğu gibi farklı akortlarla da çalınabilir. Bir başka deyişle Türk müziğinin her türlü perde düzenine uyum sağlayamaz ancak bazı durumlarda sazın kendi imkânlarının Türk müziğinin ufkunu da genişletebildiğini gördük.

PROJENİN KİTLESİ HAZIR BİLE
Proje hangi aşamalarla hayata geçirilecek? Bu anlamda bizim müziğimizin notalarını arpla seslendirmek için nasıl bir beklenti var?
Projenin nota koleksiyonu oluşturma aşaması bir arşiv yaklaşımıyla ilerleyecek. İcra ve eğitim çalışmaları kapsamında yazılı, işitsel ve görsel materyaller hazırlanacak. Müzik ekibinin taradığı el yazmalarından başlanarak nota edisyonu, arp için düzenleme, dijital yazım ve yayın çalışmalarının ardından, performans videoları ve uzaktan eğitim modülleri oluşturulacak. Nota yazımları için aslında malumunuz biz yazmadan da çalabiliyoruz. Yurt dışında yaptığımız konserlerde farklı ülkelerden arp sanatçıları eserlerimizi dinledikten sonra notalarını talep ettiler. Bu zaten işin en başındaki itici güçtü. Dolayısıyla projenin halihazırda var olan hedef kitlesi dahi bizi heyecanlandırıyor. Öte yandan, Türkiye’deki dinleyici açısından da ilgi uyandırdığını şimdiden görüyoruz. Aidiyet hissettikleri duyguları alışık olmadıkları bir tınıyla deneyimlemek enteresan olacak onlar için, hâliyle buna yönelik bir beklentileri var. Ve çok daha fazla hevesli arp çalmaya başlayacak!

Uzun yıllardır müzikal anlamda arayışlarınız olduğunu biliyoruz. Klasik müziğin kalıplarını zorlayan bu arayışınız içerisinde Türk Arpı Projesi nasıl bir yerde duruyor?
Bu arayışın en yüksek noktası, bir tür çatısı diyebiliriz. Açıkçası tüm davamı kapsıyor! Yıllar içerisinde hem derneğimizde, hem şahsımda, hem de Arpist Meriç Dönük, besteci Bora Uymaz gibi yakın çalışma arkadaşlarımın nezdinde birikmiş deneyimlerin, geliştirilmiş çözümlerin, yaratıların birleşip hem ülkemize hem de arp dünyasına döndüğü yer olarak tarif edebilirim.

TÜRK ARPI PROJESİ 20 MAKAMDAN BESLENİYOR
Türk Arpı Projesi arp repertuarında nasıl bir yere denk geliyor? Nasıl bir katkı sağlayacak sizce?

Türk Arpı Projesi kapsamında çalışılan nota koleksiyonu, müzik kültürümüz içinde arp çalgısıyla icrası mümkün olabilen Nihâvend, Nikriz, Rast, Kürdî gibi yaklaşık 20 makamdan besleniyor. Koleksiyon kapsamında Abdülkadir Meragi, Gazi Giray Han, Ali Ufkî, Kantemiroğlu, Neyzen Tevfik, Bora Uymaz gibi 14. yüzyıldan günümüze, değerli müzisyenlerin eserlerini çalışıyoruz. Türk Müziği’nin kadim ve güncel eserlerini arp çalgısına uyarlayarak, dünyanın bambaşka noktalarında yaşayıp da müzik geleneğimizi tanımayı heyecan duyarak bekleyen arpistlere yönelik bir nota yayını dizisini hayata geçiriyoruz. Projemizde bu koleksiyonun yanı sıra icrâ çalışmalarını desteklemek üzere görsel ve işitsel içeriklerden oluşan ve çok önemsediğimiz bir eğitim başlığı da bulunuyor. Eğitim başlığına ilaveten arpı Türkiye’de yaygınlaştırmak için bir dizi çalışmayı da proje kapsamında çalışacağız. Bunlar çalgı yapımı ve eğitmen eğitimi gibi başlıkları içeriyor.

Önceki Yazı

Van Gogh Artık Çevrimiçi

Sonraki Yazı

Salgına Rağmen Umut Var

Son Yazılar