Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
Hayat Holding ve İVA Sanat Platformu iş birliğiyle hayata geçirilen “Sanatta Hayat Var” projesi, bu yıl ikinci kez sanatseverlerle buluşuyor. Sürdürülebilirliği sanatla somutlaştırmayı hedefleyen proje, üretimden arta kalan malzemelere yeniden “hayat” veriyor.
48 sanatçının eserlerinin yer aldığı sergi, Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda sanatseverlerle buluşuyor ve sergi 19 Ekim’e kadar sanatseverleri bekliyor.
Sanatın insanla, doğayla ve hayatla bağını güçlendirmeyi amaçlayan “Sanatta Hayat Var” projesi, bu yıl ikinci edisyonuyla sanatseverleri bir araya getiriyor. Hayat Holding ve Hayat Finans ortaklığıyla, İVA Sanat Platformu koordinasyonunda gerçekleştirilen proje; genç yeteneklerin eserleriyle, sürdürülebilirliğe farklı bir bakış açısı sunuyor. Günlük yaşamda çoğumuz “atık malzeme” bilincine sahip olsak da, bu malzemeleri bir sanat eserine dönüştürmek hem farkındalık hem de yeni bir soluk kazandırma açısından büyük önem taşıyor. Serginin öne çıkan eserlerinden biri olan “Filizlenmek”, Marmara Üniversitesi Heykel Bölümü öğrencileri tarafından yalnızca atık malzemeler kullanılarak üretildi. Yeniden doğuşu ve umudu temsil eden bu eser, yarışmada birinciliğe değer bulundu ve sürdürülebilirliğin sanattaki yansımasını gözler önüne serdiğini söyleyebiliriz.
Biz de bu özel karma sergiyi gezdik ve İVA Sanat Galerisi Genel Koordinatörü Seçil Aydın, Hayat Holding Kurumsal İletişim Direktörü Çağlayan Hayat ve “Filizlenmek” adlı eserin sanatçılarından Ayşegül Karababa ile konuştuk.
İnsanların birbirine dokunduğu bir buluşma
İva Sanat Galerisi Seçil Aydın: Bu sergi, sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda insanların birbirine dokunduğu bir buluşma. Biz İVA Sanat olarak dijital bir platformuz; normalde çevrimiçi buluşmalar yapıyorduk. Ancak zamanla fark ettik ki sanat tam olarak öyle bir şey değil. Sanat, insanların birbirine gerçekten dokunmasını gerektiren bir alan. Bu yüzden fiziki ortamlarda buluşmaya karar verdik ve bunu da Hayat Holding’le bu proje çatısı altında gerçekleştirdik. Geçen yıl 40 sanatçıyla yola çıkmıştık. Bu yıl öğrencilerimizle birlikte 48 sanatçıyla çok daha güçlü bir edisyon oluşturduk. Sergimizde bir değil birçok sanatçının eseri var. Her birinin ifade etmek istediği duygu farklı ama işte sanat tam da böyle bir şey: hüznü, mutluluğu, endişeyi, merakı bir arada barındırıyor. Aslında sanatçının ne anlattığı kadar, izleyicinin oradan ne aldığı da çok önemlidir.
Hayat Holding Kurumsal İletişim Direktörü Çağlayan Hayat: Sürdürülebilirlik kavramı artık bir moda etiketi haline geldi. Oysa mesele, teknik göstergelerin ötesinde insanın kalbine dokunmak. Bugün iklim krizine dair çok fazla veriyle karşılaşıyoruz ama bu verilerin bizde yarattığı duygusal karşılık hâlâ zayıf. Çünkü bu mesele bize genellikle rakamlarla anlatılıyor. Oysa sanat, bu soyut kavramları somutlaştırma, insanın kalbine ve zihnine dokunma gücüne sahip. Sanatın dönüştürücü yönü tam da burada devreye giriyor. Bu anlayışla hayata geçirilen “Hayattan Arta Kalan” projesi, Hayat Kimya’nın üretim süreçlerinde artık kullanılamayan malzemeleri sanat öğrencilerinin yaratıcı dokunuşuyla yeniden değerli hale getiriyor. Bu proje, atık olarak görülen malzemelerin yeniden ‘hayat bulduğu’ bir süreci temsil ediyor. 58 öğrencinin 17 farklı projeyle katıldığı yarışmada, doğanın yeniden var olabileceğine dair umut taşıyan “Filizlenmek” adlı eser birinciliğe değer bulundu.
Sadece üretmeyi değil yeniden düşünmeyi öğrendik
Sanatçı Ayşegül Akbaba: Proje bölüm hocalarımız tarafından açıklandığında gerçekten çok heyecanlandık. Çünkü biz zaten sanat pratiğimizde çeşitli malzemeleri dönüştürmeyi seviyoruz. Yeri geldiğinde atık malzemeleri de kullanıyoruz. Dolayısıyla proje tam bize göreydi. Üretimden arta kalan ve artık işlevini yitirmiş malzemeleri farklı bir bakışla yeniden hayat kazandırmak istedik. Onları bir anlamda “filizlendirdik”. Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Bu projeyle hem çevreye hem topluma duyarlı bir yaklaşımı sanat aracılığıyla görünür kılabildik. “Sanatta Hayat Var” projesi, bize sadece üretmeyi değil, aynı zamanda yeniden düşünmeyi de öğretti.
Yorum Yaz