Dört yapraklı yoncanın solan ilk yaprağı

SİNEMA Güncel

Yeşilçam’ın en güzel mavi gözlü kadını olarak hafızalarımızda yer edinen Fatma Girik’i vefatının üçüncü yılında saygı ve sevgiyle anıyoruz. 78 yıllık sinema hayatı boyunca çektiği filmlerle gönüllerimizde taht kurmuş ve “Dört Yapraklı Yonca”nın yapraklarından biri olarak sinema dünyasında yerini ediniyor. Çektiği filmlerde Anadolu kadınının asil duruşunu en iyi şekilde sergileyen ve birçok başarılı filme imza atan Fatma Girik, Türk sinemasında yeri dolmayacak gözde isimlerden biri oluyor. Cam gibi parlayan mavi gözleriyle, oynadığı rollerle bütünleşmesiyle, hayatı ve yaşantısıyla hem Yeşilçam’ın hem de günümüzün en sevilen kadın jönlerinden biri olan Fatma Girik’in filmografisine, sinema dünyasına katkılarına ve hayatına bir de birlikte bakalım dedik. İşte o mavi gözlü güzelin hayat hikâyesi. 

Yeşilçam’ın mavi gözlü güzel kadını Fatma Girik İstanbul’un Sultanahmet ilçesinde 3 çocuklu bir ailenin kızı olarak 12 Aralık 1942’de dünyaya geldi. Annesi ev hanımı iken babasının dalgıçlık yaptığı biliniyor. Okul hayatına Cağaloğlu Kız Lisesi’nde devam ediyor. Ailesi çektiği maddi zorluklar nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalan Girik, henüz daha 14’lü yaşlarındayken sinema dünyasına adımını attı. Komşularından birinin figüranlık yaptığı sete giden Girik, katıldığı set yarışmasında seçilince figüranlık hayatına başladı. Setlere annesi ile birlikte gelip giden ve maddi zorluklarla dolu geçen güzel gözlü kadının hayatı ise Memduh Ün ile tanışmasından sonra değişmeye başladı. Figüranlık yaptığı dönemi bitirecek olan o film ise ilk başrolünü 15 yaşındayken oynadığı senaristliğini ve yapımcılığını Seyfi Havaeri’nin üstlendiği 1957 yılında çekilen “Leke” filmiyle oldu. “Leke” filmi sayesinde yavaş yavaş tanınmaya başlayan Girik, asıl çıkışını ise 1960 yılında çekilen “Ölüm Peşimizde” filmi ile yakaladı. Oynadığı her rolün hakkını vererek ve birçok başarılı yapıta imza atan Fatma Girik, dönemin en iyi yönetmenlerinden biri olan Memduh Ün ile yaşadığı birliktelikle de adından sıkça söz ettirdi. Şöhret hayatında önemli bir yere sahip olan Memduh Ün, Fatma Girik’ten asla vazgeçmeyip her daim destekleyerek ününü kazanmasında yardımcı olduğu biliniyor. Aynı zamanda bu dönemde ünlü yönetmenler Fatma Girik hakkında kötü yorumlarda bulunsalar bile Memduh Ün, Fatma Girik’teki ışığı görerek her zaman onu desteklemeye devam etti.

Birçok filmin yapımcılığına imza atıyor 

1960’lı yıllarda ise Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit ile birlikte Fatma Girik Yeşilçam’a damga vurmaya devam ediyorlar. Yeşilçam’ın ve Türk sinemasının “Dört Yapraklı Yonca”sı olarak bildiğimiz bu isimler başarıdan başarıya koşarak sinemamızda geniş kitlelere ulaştılar..

Fatma Girik, asil duruşu ve can alıcı tavrıyla uzun yıllar kendinden bahsettirmeye devam etti. Filmlerinde genellikle Anadolu kadınını oynayan ve bu rollerle hafızamıza kazınan Girik, birçok projeye imza atmaya da devam etti. Filmlerinde genellikle onu toplumsal konularda ve kadınların asil, cesaretli ve korkusuz tavırlarıyla izledik. Sadece oyunculuk değil aynı zamanda yapımcılık hayatına da giriş yapan Girik, Kemal Sunal’ın başrollerinde bulunduğu “Dokunmayın Şabanıma”, “Bekçiler Kralı”, “Yüz Numaralı Adam” gibi filmlerin yapımcılığına da imza atıyor. Aynı zamanda Kemal Sunal’la oynadıkları “Postacı”, “Japon İşi” ve “Kanlı Nigar” filmleri Yeşilçam’ın en vazgeçilmez filmleri arasında yer alıyor. Bir başka en beğenilen filmleri arasında yer alan ve 1985 yılında başrolünü Yeşilçam’ın en yakışıklı jönlerinden biri olara bilinen Kadir İnanır ile birlikte çektiği “Yılanların Öcü” unutulmaz filmler arasına girmeyi başarıyor. Sinema hayatı boyunca görmeye alışık olduğumuz yine bir Anadolu kadının canlandırdığı bu filmde sevenlerinden tam not almayı başarıyor. 

Henüz 15 yaşındayken başrol ile tanıştığı film hayatı serüveni boyunca sayısız filme imza atan Girik, dönemin en sevilen filmlerinin mavi gözlü güzel kadını olarak hafızamızda yer etti. “Boş Beşik”, “Ezo Gelin”, “Köroğlu”, “Kaçak”, “Yaşam Kavgası”, “Satın Alınan Koca”, “Büyük Yemin” gibi filmleri Cüneyt Arkın gibi Yeşilçam’a damga vurmuş isimlerle paylaştı. Hayatını sinemaya adayan Fatma Girik iki yüze yakın filme imza atıyor.

O sadece bir oyuncu değil

Hepimiz onu en çok oynadığı filmlerle ve o filmlerde sergilendiği “analık” rolleriyle tanısak da Fatma Girik aynı zamanda birçok sanatçı gibi şarkı söyleyip 45’lik bir plak çıkarttı.  Güzel oyuncunun şarkıcılık yaptığı o dönemini Arif Cevizci: “Şarkıcılık yaptığı dönemden Fatma Girik’le çekilmiş bir fotoğrafım var. Sene 1978 veya 79, ben Bursa’da gazinolarda fotoğrafçılık yapıyordum. Hem sahnedeyken Fatma Girik’in fotoğrafını alırdım hem de onu izlemeye gelenlerin masalara yaklaştığında, masadakilerle birlikte fotoğrafını çekerdim, çektiklerimi aynı gece tab eder sonra izlemeye gelenlere satardım, anı olsun diye. O da bana yardımcı olurdu; şarkı söylerken mümkün olduğunca çok sayıda masaya yaklaşırdı ki çok fotoğraf çekebileyim. Beni küçük bir emekçi olarak çok sevmişti. Başındakiler gibi güzel çiçekler içinde uyusun.”  sözleriyle anlatıyor. Yeşilçam’a ismini altın harflerle yazdıran Fatma Girik’i bu yüzden sadece oyunculuk kariyeri ile anmak yeterli olmaz. Çünkü o sadece bir oyuncu değil aynı zamanda iyi bir müzisyen, oyuncu, yapımcı ve siyasetçiydi.

Söz Fato’da ilk televizyon şovu 

Yeşilçam’ın karmaşık olmaya başladığı dönemden sonra televizyon hayatına da giren Fatma Girik sevilen bir ekran yüzü olarak sevenleriyle buluşmaya devam etti. TRT’de yayınlanan ve ses getiren 1987 yılında Memduh Ün senaristliği ile birlikte çıkan “Gönül Dostları” Fatma Girik’in televizyon dizisi denince aklımıza gelen ilklerden biri oldu. Seyircinin yoğun ilgisine kayıtsız kalmayarak daha sonlarında çektiği “Gurbet Kadını”, “Altın Kızlar”, “Babalar ve Evlatlar” gibi birçok yapıma imza attı.

Fatma Girik tüm bunlar dışında 1989 yılında siyasete atılarak Şişli Belediye Başkanı seçildi. Görevini yerine getirdiği 5 yıl boyunca Fatma Girik, halkla iç içe olan tavrı dolayısıyla büyük bir ilgi ve sevgiyle görevini layıkıyla yerine getirdi. 1994 yılına gelindiğinde ise görevi son buldu. Aynı yıl içerisinde Fatma Girik,  7 Kasım 1994’te yayınlanan “Söz Fato’da” adlı televizyon şov programıyla sevenleriyle buluşmaya devam etti. 

2000’li yıllara gelindiğinde ise hayat arkadaşı Memduh Ün ile birlikte Bodrum’a yerleşerek hayatına orada devam ediyor. Hayatı boyunca hiç çocuğa sahip olmamış olan Girik'in evlat edindiği ve manevi kızı olan Ahu Turanlı Girik’in tek çocuğu olarak biliniyor. 

Tek istediği arkasından kötü konuşulmaması

Hayat arkadaşı Memduh Ün’ü 16 Ekim 2015 yılında kaybetmesinin ardından yaşadığı derin üzüntüden sonra bir daha eskisi gibi olamayan Fatma Girik, 2022 yılında covid19 virüsüne bağlı olarak gelişen organ yetmezliği ile 24 Ocak 2022’de aramızdan ayrıldı. Vefatının ardında ise sayısız filmini, duruşunu, sinemadaki sarsılmaz yerini bırakan Girik, ölmeden önce verdiği bir röportajında ise vasiyetini bize  “Öldüğümde arkamdan kötü konuşmasınlar bana yeter” sözleriyle bıraktı. 

Son olarak Yeşilçam’ın dev ismi Fatma Girik’i anmışken aldığı ödüllere değinmeden bırakmak olmaz. Dolu dolu geçen bir sinema hayatını aldığı ödüllerle de taçlandırıyor. İlk ödülünü 1965 yılında 2. Altın Portakal Film Festivali’nde “Keşanlı Ali Destanı” Filmiyle en iyi kadın oyuncu ödülünü alıyor. Daha sonrasında dört kez daha en iyi kadın oyuncu ödülüne sahip olarak sanat hayatını 5 kez en iyi kadın oyuncu ödülü ile taçlandırıyor. 1998 yılına gelindiğinde ise 35. Altın Portakal Film Festivali’nde Yaşam Boyu Onur Ödülünün sahibi oluyor. 2006 yılına gelindiğinde ise 13. Altın Koza Film Festivali’nde yine yaşam boyu onur ödülüne layık görülerek sinema hayatını iki onur ödülüyle taçlandırmayı başarıyor. 2007 yılında 18. Ankara Uluslararası Film Festivali Aziz Nesin Emek Ödülü ve 12. Sadri Alışık Tiyatro Ve Sinema Oyuncu Ödülleri Sinema Onur Ödülü’nün sahibi oluyor. 

78 yıl boyunca birçok alanda faaliyet gösteren ve oyunculuğuyla, karakteriyle, tavrı, duruşu ve güzelliğiyle her zaman gözde isimlerden biri oldu ve olmaya da devam ediyor. Vefatının 3. yılında boncuk gözlü güzel kadını Litros Sanat olarak güzelce analım istedik. İşte o büyülü hayatıyla Yeşilçam’ın “Dört Yapraklı Yonca”sının bir yaprağının göz dolduran hikâyesini sizlerle paylaştık. Kendisini her zaman saygı ve sevgiyle anmaya, yaşatmaya devam edeceğiz. 

Helin GÜVEN
Helin GÜVEN

  Gazeteci ve editör. 4 Temmuz 2001 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini İstanbul Arel Üniversitesi’nde %100 başarı bursu ile tamamladı. Yeni medya ve iletişim mezunu, sektördeki ilk staj eğit ...

Yorum Yaz