Taşranın sabrı taşsa NBC’ye ulaşsa!

8 dakikada okunur

TDK’ye göre taşra, “bir ülkenin başkenti veya en önemli şehirleri dışındaki yerlerin hepsi; dışarılık, dışarlık”. Yani taşra, uzağımız demek. Biz derken kentlileri (şehirli değil) kastediyoruz. Taşranın uzağında kaldıkça anlatılması gereken ütopik ya da distopik evrenler söz konusu oluyor gibi. Gibi, evet. Öyle değil yani. Bazı konularda öyle olmadığını bile bile öyleymiş gibi davranmalıyız. O halde taşrayı taşlamak zamanıdır!

Sinema ve taşra söz konusu olduğunda son dönemde taşı eline alan ve kimsenin de taşına söz edemediği isim Nuri Bilge Ceylan’dır elbet. Sinemanın üç harflisi olan NBC’nin yeni filmi Kuru Otlar Üstüne de vizyona girdi. Ve tabii ki hikâye taşrada…

NBC’nin temel atmosferi olan taşrada geçen yeni hikaye bir grup öğretmen ve öğrencileri etrafında geçiyor. Öğretmenler zaruri görevinde. Ve en çok arzu ettikleri şey bulundukları yerden kaçabilmek… Dolayısıyla yaşadıkları yerden de insanlardan da nefret ediyorlar. Hemen her taşra filminin alt metni de budur zaten. Zira taşra, kentlilerin uzağındaki tehlike alanıdır. Geçicidir. Geçmelidir. Geçiştirilmelidir. Kalınmamalıdır.

Kuru Otlar Üstüne ise NBC’nin taşraya bakışını daha netleştirdiği, keskinleştirdiği bir film olmuş. Filmin baş karakteri öğretmen Samet, zorunlu görev süresinin dolmasını bekleyen biridir. Yaşadığı ve etrafında yaşanan her türlü olumsuzluğu taşraya bağlar. Diğer öğretmenler Kenan ve Nuray da öyledir. Nuray biraz farklıdır. Terör saldırısında bacağını kaybetmiş ve sorgulamasını daha sahici bir zemine çekmiştir. Samet’in kız öğrencileri arasında yaşadığı mesele de taşranın taşlarının döküldüğü noktalardan. İftiraya maruz kalmak mı? Öyle. Fakat filmin sonunda Samet’in iç sesine kulak verdiğimizde durum biraz değişiyor. 7. Sınıf öğrencisi Sevim ile alakalı düşünceleri Samet hakkındaki düşüncelerimizin yönünü değiştiriyor. Rahatsız mı oluyoruz, evet. 

NBC, taşra hesaplaşmasında yeni bir evreye geçmiş. Kılıçlar sert çekilmiş. Kavgada yumruk saymayanlar er meydanına çıkmış. Senaryo beraber kaleme aldıkları Akın Aksu’nun gençlik döneminden ve taşrada yaşadığı zamanlardan birikintiler barındıran senaryonun taşrayı çok iyi gözlemlediğini belirtmeliyiz. Nüanslar sahici. Hiçbir meselenin dışında kalmıyorsunuz. Karakterleri ikna edici kılan da bu. Ancak hikâyenin genelinde ironi ile karışık sert bir gerçekçilik ve bunun getirdiği haksızlık var. Herkes iyi de taşra mı kötü? Her şey iyi de taşra mı kötü? Cevap aramıyoruz. Çünkü film cevaplarla dolu. 

Filmde aklı biraz başında olan tek kişinin bir kadın olması da manidar. NBC filmlerinin kadınları hep güçlüdür. Zayıflıkları ve yaşadıklarına rağmen güçlüdür. Kuru Otlar Üstüne’de de güçlü kadın ile beraber hiç iyi erkeğin olmadığı yerlerde dolaşıyoruz. Kabul ediyoruz! NBC sonuçta…

Karakterleri izleyici nezdinde kıymetli kılan şeylerden biri elbette canlandıran oyunculardır. NBC sinemasının ayıran başat noktalardan biri de oyunculuklardır. Meşhur kamera arkası videolardan da bildiğiniz üzere NBC, akademinin oyunculara dayattığı ezberlerin uzağında, hayatın içinde ve hayatın içinden yaklaşımlarla oyunculuk talep ediyor. Oyuncularını bu bağlamda sonuna kadar zorluyor. Filmlerinin çekim süresinin çok uzun olmasının sebeplerinden biri de bu… Kuru Otlar Üstüne, oyunculuklar noktasında elbette başarılı. Ancak doğal olma adına çok benzer tepkiler, nidalar, duraklar ve ifadelerle, aynı kişilerin kendini tekrar etmesi ya da farklı kişilerin doğallıkta çakışarak doğal olmayan manzara oluşması sağlanmış.

Yine son dönem NBC sinemasının özelliklerinden biri de teknik denemeler ve film içerisine bırakılan bilinçli kusurlar. Hatalı kamera hareketleri, devam sorunları, seste eşleme sorunları gibi şeylerin farkında olmadan yer alması imkansız. Acaba NBC artık böyle şeyleri önemsemiyor mu? Ya da bilerek mı bırakıyor? Bilemiyoruz. Fakat bu filmde can sıkan unsurlardan biri olarak kendini gösteriyor. Tabii ki NBC lüksü diye bir şey var. Yapsa bile kim eleştirecek? 

Filmdeki en sıra dışı unsur dördüncü duvarın ortadan kalktığı, film sahnesinden set arkasına geçildiği, yani kameranın önünden arkasına ışınlandığımız sahne. Fazlasıyla deneysel. Hoş da geldi ama emin olamadım. İzleyip siz karar verin. 

Neticede Kuru Otlar Üstüne, NBC sinemasında zirveye oturamıyor. Bir Zamanlar Anadolu’da filmi hala tahtta tek başına. Her film sonrası bir daha film yapmama fikrine kapıldığını söyleyen NBC acaba tam da bu ruh hali ile bir şeyleri ihmal mi ediyor? Başkası yapsa şımarıklık olacak şey NBC’de bir lüks mü?

Önceki Yazı

Bir salon doldurucu olarak yazar

Sonraki Yazı

Sanatta ilhamın sınırı ne olmalı?

Son Yazılar