Kültür sanat dünyasının bir yüzü ortaya çıktı. Siyonist lobinin müdahaleciliği ve korkusuda kendini gösterdi. İsrail’in Filistin’de yaptığı insanlık dışı müdahalelerin karşısında duran, tepki gösteren her isim kendini hedefte buldu. Biz de kültür sanat dünyasında yakın zamanda yaşananları derledik.
“Filistin’de doğdum / Yerim yok / Toprağım yok / Yurdum yok” diyor Emel Mathlouthi Naci en Palestina adlı şarkısında. Bir soykırımın şahitleri olmak da yazılıyor hanemize. İsrail’in Filistin’e karşı olan adaletsiz, vicdansız saldırılarını izliyoruz. İzlediklerimize dayanamazken Filistinli çocuklar, kadınlar, anneler, babalar kat be kat fazlasını yaşıyor. Dünyanın suskunluğunu da körlüğünü de görüyorlar. Bizlerde görüyoruz, aklımızda soykırımlar nasıl yapıldı, nasıl kimse ses çıkarmadı sorularının cevaplarını bulmuş oluyoruz. Aynı zamanda yeni sorular da gündeme geliyor. Bir gerçeklik bu şekilde görmezden gelinirken sanatçılar, yönetmenler, müzisyenler nerede? Neden bir paylaşım yapmak için bu kadar bekliyorlar? Ya da o paylaşımı yapmıyorlar. Siyonizm lobisinin gücü nerelere varıyor? Ekonomik anlamda güçlü oldukları ve kapitalist pazarı ellerinde tuttukları bilinen bir gerçek. Son yaşanılanlarla birlikte kültür sanat dünyasında da bu lobi kendini gösterdi. Peki neler oldu?
Dünya Küçük Bir Ayrıntı dedi
İsrail’in saldırıları yeni başladığı günlerde Frankfurt Kitap Fuarı Filistin asıllı yazar Adania Shibli’nin ödül törenini iptal etti. Bu iptalin görünürde bir nedeni yoktu. Ama arka planda bir nedeni vardı. Çünkü Shibli’nin ödül aldığı Küçük Bir Ayrıntı adlı eseri; İsrail askerlerinin öldürdüğü Filistinli genç bir kızı anlatıyor. Anlattığı hikâye ile ödül alan yazar, o hikâye gerçek olduğunda ise ödül töreni iptal ediliyor. Eserini, düşündüklerini anlatması engelleniyor. Shibli bu süre zarfında sessizliğini korudu. Ama yayın dünyası ayağa kalktı. Ayağa kalkmasının bir karşılığı oldu mu? Bilmiyoruz. Ama Küçük Bir Ayrıntı’nın Türkiye’de yeni baskıya geçtiğini biliyoruz. Ters tepki oluşturma diye de bakabiliriz. Frankfurt Kitap Fuarı’nın yaptığı bu eylem sonucunda aslında bir yazar kendi ismini duyurmuş oldu. Yaşanılan zulümle ilgili edebiyatın gücüne sarılmak isteyenler bir seçenek buldu. Bir diğer iptal haberi de Berlin’den geldi. Filistin asıllı sanatçı, yönetmen Emily Jacir’in Berlin’de yapılması planan konuşması iptal edildi. Eserlerinde Filistin halkının yaşadıklarını, sürgünleri, kayıpları anlatan sanatçının da sesinin duyulması engellendi. Onun konuşmalarının iptal edilmesi aslında sesinin daha çok çıkmasını ve görünür olmasını sağlıyor. Yok sayıldıkça var olmak diyoruz buna.
Fazıl Say da şaşkın
İlk saldırıyı Hamas’ın yapmasıyla dünya ilk anlamda İsrail’e karşı “bir terör saldırısı” düzenleniyor ve buna karşı durmalıyız diye düşündü. Sanatçılar tepki gösterdi, İsrail’in yanında olduğunu belirtti. O zaman bir paylaşım yapmakta sorun yoktu. Ta ki İsrail’in insanlık ahlak dinlemeden başladığı saldırılarına tepkiler gelince bu paylaşımları yapılmaması gerektiği konuşulmaya başlandı. Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say yaşanan zulüm karşısında Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın tweetini alıntılıyarak “Tüm insanlar bu savaşı durdurmak için bir şeyler yapmalı. Netanyahu savaş suçu, soykırım, katliamlar suçundan yargılanmalıdır. Filistinlilere özgürlük. İnsanlık için. Yeter artık bu vahşet.” dedi. Atılan bu tweet sonrasında Fazıl Say İsviçre’de Migros tarafından planlanan dört konserinin iptal edildiğini duyurdu. Yetkililerin sebep olarak “İsrail Filistin gerilimi konusunda sosyal medyada yansıttığım fikirler” belirttiğini yazdı. Bir gerilim değil bir savaş yaşanıyor. Ama bu söylenmiyor. Söylenen her şey ve bir şeyler söyleyen herkes bu şekilde susturuluyor. Siyonist lobinin gücünün nerelere vardığına Fazıl Say da şaşırıyor. Yaşanan bu zulüm, bizlere ifade özgürlüğünün koca bir yalan olduğunu tekrardan kanıtlar nitelikte diyebiliriz.
Anlayamıyoruz ama yaşıyoruz
Filistin asıllı Amerikalı model Bella Hadid, İsrail-Filistin arasında yaşanan her durumda tepkisini sosyal medyadan gündeme getiriyor. Aynı zamanda eylemlere de katılıyor. Geçen sene sosyal medya üzerinden gelen tehditler sonucunda Filistin’in yanında olmaya her daim devam edeceğini ama paylaşım yapmayacağını belirtmişti. Son zamanlarda yaşananlarda bu kararını korudu. Birkaç gün önce yaptığı açıklamayla telefonundan ölüm tehditleri aldığını belirten bir açıklama yaptı. Wonder Woman filminden tanıdığımız Yahudi oyuncu Gal Gadot, İsrail’i açıkça desteklediğini belirtti. Ama Filistin’in yanında olmak suç oluyor, savaş seviciliği oluyor. Bu ikiyüzlülük anlaşılabilecek bir boyutta değil ama yaşıyoruz. Siyonist lobinin kültür sanattaki etkisinin birkaç örneğini inceledik. Her bir örnek meselelerle ilgili yapılması gerekenlerin ne kadar çok olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda “boykot” çağrıları da yapılıyor. Kültür sanat noktasında nasıl bir “boykot” yapılabileceğini de düşünmek gerekiyor.