“Bir Fotoğrafla Suriye’yi, Afganları, Afrika’yı Tanıdık.”

Röportaj

Bu sayıda, fotoğraf sanatçısı Engin Uzun ile bir araya geldim. Usta fotoğrafçı, birbirinden samimi sorularıma bakalım nasıl yanıtlar vermiş hep birlikte okuyalım.

Merhaba Engin Bey, nasılsınız?

- Şükür iyiyim.

Size merak ettiklerimi soracağım siz de hazırsanız başlayalım! ?

- Tabii ki.

Dünyada en sevdiğiniz şehir?

- Mekke.

Türk kahvesi mi? Filtre kahve mi?

- Filtre kahve.

En son okuduğunuz kitap?

- “Şeker Portakalı”

Pinterest mi? Instagram mı?

- Pinterest.

3 kelimeyle neden fotoğrafçılık?

- Bakmakla görmek arasındaki fark diyelim.

Fotoğraf sanatçısı olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz?

- Zaten mesleğim de olan kuyumculuğu yapardım.

Doğa fotoğrafı mı? İnsan hayatları mı?

- Elbette insan hayatları.

Birinden aldığınız en güzel iltifat?

- Daha öyle bir iltifat almadım.

Sizi en çok şaşırtan olay?

- Genelde ben olaylara şaşırmam.

Sonbaharın en sevdiğiniz rengi?

- Toprak rengi.

Bir fotoğraf dünyayı nasıl değiştirir?

- Aylan bebek dersem herhalde anlaşılabilir veya National Geographic’teki o Afgan kızı veya tam ölmek üzere olan bebeğin arkasında bekleyen akbaba. Onlarla Suriye’yi, Afganları, Afrika’yı tanıdık.

Neyi affetmezsiniz?

- Yalan söyleyeni affetmem.

Sinirlenince ne yaparsınız?

- Ortalığı kırıp dökerim!

Dijital makine mi? Analog makine mi?

- Dijital makine.

Sonbaharda en güzel kareleri nerede yakalarız?

- Bir ağacın altında.

Kaliteli fotoğraf çekmenin 3 püf noktası?

- Işık bilgisi, kadraj bilgisi ve renk bilgisi.

En büyük tutkunuz?

- Dünyayı gezmek, elhamdülillah onu da yapıyorum.

Ve son soru; hayatta örnek aldığınız kişi?

- Babam.

Yorum Yaz