Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
Filistin insanlığın tarihi kadar derin. Eriha şehrini ziyaretimiz sırasında en eski yerleşim yerlerinden biri olduğunu öğrenmiş ve sokaklarda eski çarşılarda o muazzam insanlık deneyiminin ürpertisiyle dolaşmıştık. Mahmut Derviş’in süt ve bal akan ülkem dediği bereketli Filistin, barışın ve iyiliğin yurdu olduğu kadar nice savaşlara ve güç gösterilerine de tanık oldu. 1. Dünya Savaşında İngilizler Kudüs’e doğru ilerleyip şehri kuşattığında dağılan imparatorluğun bir incisi daha zalimlerin eline geçti. İngilizlerin her an Kudüs’e girebileceğini gören, beklediği yardım bir türlü ulaşmayan eyalet komutanı Ali Fuat Paşa’nın Zeytindağı’ndaki karargahtan 8 aralık 1917’de çektiği telgraf Filistin halkının dönüm noktasıdır: “Düşman kuvvetleri buraya bir buçuk saat mesafede. Allah’a ısmarladık Kudüs.” Sonrasında Batının Yahudilere yönelik soykırımının bedeli burada ödendi ve asude günler geride kaldı. İnançların saygı ve birlik içinde yaşamasına imkan tanımayan işgal, sürgün, ölüm ve gözyaşı günleri geldi. Bu durum İslam dünyasında tarifsiz bir travmaya sebep oldu. Dünyanın farklı ülkelerinden de akıl iz’an ve adalet duygusu gelişmiş birçok insanın, insan hakları örgütlerinin ilgisi hiç eksik olmadı. Bu ilginin izlerini Kolombiya İrlanda Fransa iran İngiltere ve daha nice yerde duvarlarda bile görmek mümkün. İşgal, yakıp yıkmalar ve cinayetler tel’in edildi, teknelerle yardım ve destek için gemilerle yola çıkan Müslüman olan ve olmayan siviller oldu. Fakat bir yandan da daha derinlemesine çalışmalar, birbirimizden haberdar eden geniş iletişim ağları lazım bize. Orta Doğu birikimimiz üzerine çok çalışan şair Ali Emre’nin dediği gibi dünyanın farklı ülkelerindeki sanatçılar ve kuruluşlar arasında işlek ve süreğen köprüler kurulmuş olması gerekirdi ve bu en acil gereklilik artık. Filistinlilerin oluşturduğu, dünya çapında birçok yazar, sanatçı sivil toplum ve siyasetçi tarafından desteklenen kuruluş ve inisiyatifler var ama birbirleriyle koordine değil. Gençler haklı olarak neden bu kötülüğü durduramıyoruz, nerede yanlış yapıyoruz diye soruyor. Gösterilere saygım sonsuz, hayatımın büyük kısmı bu gösterilerde geçti yine de giderim. Fakat saman alevi gibi olmamalı çabalar. Orta ve uzun vadeli planlı öngörülü sürdürülebilir çalışmaların başlatılması ve sabırla genişletilerek sürdürülmesi lazım. Her şeyden önce Filistin odaklı geniş perspektifli bir Filistin kültür sanat edebiyat akademisi( ya da enstitüsü) kurulabilse. Filistin haritadan neredeyse açık biçimde silinmiş durumda. 19. Yüzyıldan itibaren Filistin hakkındaki bütün deliller toplanmalı ve gözümüz gibi muhafaza edilmeli. Kitaplar filmler belgeseller fotoğraflar hikayeler mültecilerle sözlü tarih çalışmaları ve müziklerin titizlikle derlenmesi lazım. Birkaç dildeki yayınlarla bu konuları araştırmak isteyen genç sanatçı ve akademisyenler için cazibe merkezi olur akademi. kitap satışları, kütüphanesi, kafeleriyle, konserler, sergiler, paneller, konferanslar, atölye toplantılarıyla her daim hareket halinde yaşayan canlı bir yer olmalı. Zamanla İslam dünyasının sanat edebiyat birikimiyle de buluşarak alabildiğine geniş bir platform olur. Batılı sanatçılar için de uğrak ve dayanışma yeri olabilir. Tercümeler, ortak akademik çalışmalar, resim sergileri derken hayallerimizin ötesinde gelişmelere kapılar aralanır. İstanbulun eski yapılarından biri ne kadar da yakışır bu akademiye.
Yorum Yaz