Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
2024, Türkiye müzik sahnesi için heyecan verici, çeşitliliği yüksek, stad konserlerinin yeniden sahalara döndüğü bir o kadar da yoğun bir dönem olarak hatıralarımızda kalacak. Özellikle biz İstanbullu müzikseverler için “Cumhuriyet tarihinin en yoğun konser sezonu olmalı” dedirten bu müzikal yolculuğu ucundan kıyısından da olsa tekrar hatırlayalım.
Öne Çıkan Festival ve Konserler
2024’ün ülkemizde ve dünyada hissedilen ekonomik krize rağmen festival ve konserlerin zirveye çıktığı yıl olduğu su götürmez.
52. İstanbul Müzik Festivali, bu yıl kökler temasında hazırlanmış 25 konserle müzikseverlerle buluştu. Cem Mansur yönetiminde İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın, eğitimine Salzburg Mozarteum Üniversitesi’nde devam eden 15 yaşındaki İlyun Bürkev’in solistliğinde, 25 Mayıs’ta AKM’de gerçekleştirdiği açılış konseri; 2 Haziran’da Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve Macar Ulusal Korosu’nun genç kuşak dört yıldız soliste eşlik ettiği Mozart Requem festivalin öne çıkan konserlerindendi.
Caz tutkunları için 31. İstanbul Caz Festivali (Temmuz) ve 34. Akbank Caz Festivali (Ekim) dolu dolu geçti. İstanbul Caz Festivali’nde, cazda erkek sesin yaşayan en etkileyici isimlerinden Gregory Porter; David Lynch filminden karakter görüntüsüyle, Americana/Blues-Rock çizgisini bozmadan kalıcı bir isim olmayı başaran Chris Isaak Harbiye’yi dolduran isimlerdendi.
Amerikan filmlerinden fırlamış gibi duran bir başka isim Kurt Elling ise Akbank Caz Festivali kapsamında CRR’deydi. Elling, The Guardian tarafından “süper güçlere sahip bir Sinatra” olarak tanımlanıyor. Süper güçlü mü bilinmez ancak Sinatra havasını estirdiği kesin. Aynı salonda yok satan bir diğer isim de çağdaş caz ve piyano kelimeleri yan yana geldiğinde düğme ilikleten Brad Mehldau idi. Babylon’daki Burhan Öçal ve Jamaaladeen Tacuma konserini unutmak olmaz. Kırklareli’nin geleneksel müziğine modern dokunuş getiren Trakya Funk’ta bu iki usta isme King Noli ve Gazapizm eşlik etti.
Zorlu PSM 12. sezonunda #Dünyandeğişsin mottosuyla dünyaca ünlü sanatçıları, farklı türlerde yerli sanatçıları sahnesinde ağırlamanın yanı sıra festival geleneğini sürdürerek Sónar İstanbul, MIX Festival, PSM Loves Summer’ı gerçekleştirdi. Bu yıl PSM Loves2Dance da Zorlu’nun festival kataloğuna eklendi. Avrupalı elektronikçilerin mikslemekten vazgeçmediği Yamore’yi rahmetli Cesaria Evora ile kaydetmiş olan Salif Keita’nın 7 Kasım’daki konserini not düşmek isterim. Doğanın dinginliğini, insan ruhunun karmaşasıyla harmanlayan; Rumi’nin felsefesinden lhamla yazdığı şarkılarında dinleyicisini içsel yolculuğa davet eden Avusturalyalı sanatçı RY X’in 30 Kasım’daki konseri de kayıtlarda kalsın.
Pek çok konser biletinin fahiş fiyatlara ulaştığı günümüzde 40 TL’den başlayan ve en fazla 200 TL’ye ulaşan bilet skalasında, Grammy’li isimlerden senfoni orkestrası konserlerine, her ay yirmiye yakın konser İBB Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda müzikseverlerle buluştu. Bu sayfalarda Mart ayında Rabia Bulut imzasıyla söyleşisini okuduğunuz Rabih Abou Khalil’in Elina Duni ile verdiği konseri, 2017’de Eurovision Şarkı Yarışması’nda Eurovision tarihinin en yüksel puanını alarak (758) birinci olan Salvador Sabrol’un fuayeye taşan konseri, A Gentleman of İstanbul albümü En İyi Klasik Müzik Kaydı dalında Grammy’e aday gösterilen Mehmet Ali Sanlıkol’un Murat Cem Orhan yönetiminde CRR Senfoni Orkestrası ile konseri, 24 yaşında 3 Grammy’e sahip caz vokalisti Samara Joy’un performansı, sezonun ikinci yarısında Pavarotti’nin mirasçısı olarak lanse edilen ve Türkiye’deki ilk performansında dinleyicilerin kalbini kazanan tenor Pene Pati’nin performansı unutulmazlar arasındaydı.
Türkiye geneline baktığımızda, 21. Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali, 7. Uluslararası Akra Caz Festivali, Zeytinli Rock Festivali, Cappadox, Bozcaada Caz Festivali ve ülkemizin farklı illerinde müzikseverlerle buluşan MilyonFest uluslararası ve ulusal pek çok ismi dinleyiciyle buluşturdu.
Konya Büyükşehir Belediyesi’nin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle bu yıl 21’incisi gerçekleştirdiği Uluslararası Konya Mistik Müzik Festivali’ne 10 ülkeden sanatçılar katıldı. Festivalde Miralem Miralemov (Azerbaycan), Al Firdaus Ensemble (İspanya), Sanam Marvi (Pakistan), Şehzam Nazeri (İran) gibi uluslararası isimlerin yanı sıra, yerel isimler de sanatlarını icra etti.
Ülkemizin en büyük festivali olma özelliği taşıyan Türkiye Kültür Yolu Festivali kültür sanatı ülkemizin 16 iline taşıdı. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği festival Adana, Şanlıurfa, Bursa, Samsun, Trabzon, Van, Nevşehir, Erzurum, Çanakkale, Gaziantep, Ankara, Konya, İstanbul, Diyarbakır, İzmir ve Antalya’da gerçekleşti. Dünyaca ünlü şef Valery Gergiev yönetiminde St. Petersburg merkezli klasik müzik dünyasının yıldız topluğu Mariinsky Orkestrası ve Deutsches Berlin Senfoni Orkestrası’nın verdiği konser festivalin unutulmazlarındandı. Kasım ayında, festivalin bu yılki son durağı Antalya’da, Aspendos Antik Tiyatrosu’nda finale yakışır bir başka konser gerçekleşti. Grammy ödüllü trompet virtüözü Chris Botti Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ile büyüleyici bir konsere imza attı. Botti, konser öncesi Anadolu Ajansı’na verdiği röportajda Aspendos’a atıfta bulunarak; “Caz sanatçısı olarak bu formatta caz çalmak zaten bir hayalin en üst noktası, bir rüyayı gerçekleştirmektir” dedi. 2025’te festivalin 20 ile ulaşması bekleniyor.
İsimler ve Kayıtlar
2024’te yerli sahne, streaming -canlı yayın akışı- çağının dayattığı tekli ve EP formatlarını ustaca kullanırken, albüm fikrine de yenilikçi yaklaşımlar getirdi. Jakuzi’nin 80’lerin kasvetli ama çekici tınılarını pop ritimleriyle harmanlayan “Madalyon I” adlı kısa projesi bunun çarpıcı örneklerinden oldu.
Öte yandan, küresel kalitede prodüksiyonları yerel seslerle kaynaştırmaya yeltenen rap ve pop sanatçıları da göz doldurdu. Melike Şahin, Ezhel, Selin Geçit gibi isimler, Türkçe sözlerle yurtdışındaki dinleyicileri de etkileme potansiyeline sahip işler ortaya koydu.
Spotify Türkiye verilerine göre en çok dinlenen sanatçı olan Semicenk, pop, arabesk ve rap ögelerini harmanlayan tarzıyla yerel sahnenin dinamiklerini ortaya koydu. Kimi eleştirmenlerce içe dönük ya da ticarî bulunması, genç dinleyiciler arasında popülerliğini artırarak kendi müzikal evrenini inşa etmesine mâni olmadı.
Filistin İçin!
2024, Türkiye’de müziğin vicdanın sesi olduğu ve Filistin için bir direniş aracı haline geldiği yıl oldu. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına dikkat çekmek üzere bir araya gelen genç müzisyenler, Zeynep Betül Akyıldız koordinatörlüğünde gerçekleştirdikleri Filistin İçin Çal projesi kapsamında, The Hunger Games film müziği "The Hanging Tree"yi yeniden yazıp seslendirerek bölgede yaşanan insanlık dramına dikkat çekti. Proje, gençlerin sanat yoluyla seslerini yükselterek barış çağrısında bulunduğu modern bir protesto hareketine dönüştü.
14 Ocak’ta Kadıköy Sahne’de düzenlenen “Filistin’e Özgürlük Konseri”nde ise İlkay Akkaya, Taner Öngür, Kardeş Türküler, Muammer Ketencoğlu, Çağıl Kaya ve daha birçok sanatçı notalarla adalet için seslendi.
2025’te Filistin başta olmak üzere tüm dünyada zulme uğrayanlar için seslerin artarak devam etmesi dileğiyle.
Yeni senede çok daha yoğun ve güçlü bir müzik sezonunun bizi beklediği öngörülse de, bu yıl da sayfalara sığacak gibi değildi. Biz de tercihlerine güvendiğimiz dört müzik yazarına onlar için öne çıkan üç konseri sorduk. (Hanım yazarımıza iltimas geçerek ondan altı öneri aldık.)
Ahmethan Vural - Beatsommelier Kurucusu
Hamiyet Müzikali, 6 Haziran, Harbiye: İrfan Alış’ın aklındakini sahneye bu kadar güzel dökebilmiş olması beni çok etkiledi.
Massive Attack, 23 Temmuz, Parkorman: Arzularından hiçbir şey kaybetmemiş grubun Dünya’nın şimdiki ahvaline söyledikleri ve sahne performansları muazzamdı.
Second, 22 Kasım, Zorlu PSM %100 Studio: Özgün Semerci ile yaptığımız röportajın ardından daha da derinlikli anladığım bakış açılarını sahnede tecrübe etmek harikaydı.
Andaç Üzel – Müzik Yazarı
Mantova Oda Orkestrası & Kristof Barati, 22 Mayıs, CRR: 52. İstanbul Müzik Festivali kapsamında izlediğimiz konserde, 18 yüzyılda dolaştığımız kompleks bir programla Mantova Oda Orkestrası’nı izledik.
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası & Joyce DiDonato, 21 Mart, Zorlu PSM: Dünya müzik sahnesinin hem çağdaş hem klasik repertuarında sesiyle yer bulan ismi Joyce DiDonato, Carlo Tenan yönetimindeki BİFO ile birlikte bu senenin en iyi vokal konserine imza attı
Andrea Bocelli, 8 Haziran, Tüpraş Stadyumu: Yılın gerçekleşmeden önce en çok sansasyon yaratan konseri. Yıllar sonra da 2024 için “Bocelli’yi izlediğimiz yıl” diyeceğiz.
Burak Sülünbaz - Dark Blue Notes Müzik Dergisi Kurucu Ortağı, Caz Yazarı
İbrahim Maalouf, 26 Mayıs, Antalya: Akra Caz Festivali kapsamında Lübnan asıllı Fransız sanatçı İbrahim Maalouf, yaşam döngülerinin farklı noktalarındaki kutlamaları konu alan albümünden dillere pelesenk olacak, coşku dozu yüksek taptaze parçaları ile eğlencenin eksik olmadığı unutulmaz bir dans ve coşku gecesi yaşattı.
Brad Mehldau, 12 Ekim, CRR: Modern müziğin tartışmasız en önemli şahsiyetlerinden, kendi ses imzasına sahip icra stiliyle cazın son 30 senesine damgasını vurmuş Brad Mehldau, Akbank Caz Festivali kapsamında CRR sahnesinde telaşsız, tane tane icrası ile crème de la crème bir konsere imza attı.
Al Di Meola, 7 Kasım, Volkswagen Arena: Virtüözitenin sınırlarını fersah fersah aşan şeytani gitar tekniği, kurduğu duygu köprüleriyle modası geçmeyecek bir gitar kahramanı olan Al Di Meola, kariyerinin ilk yıllarına referans Electric Years projesi ile seyirci karşısındaydı. İstanbul seyircisi yıllar sonra bu özel grubu ilk defa dinledi.
Güzin Paksoylu - Metal Oda Kurucu ve Genel Yayın Yönetmeni
Bruce Dickinson, 19 Temmuz, Küçükçiftlik Park
Dickinson ve The House Band of Hell, senenin en gösterişli konserlerinden birine imza attı. The Mandrake Project albümünden parçaların arasına serpiştirdiği edebiyat ve sanat açılımlı anlatılarla tiyatro tadında soluksuz izlenen bir konserdi. 66 yaşındaki Dickinson, gizemli müzik aleti teremin ile yaptığı şov unutulmayacaklar arasında.
Megadeth, 12 Haziran, Küçükçiftlik Park: Metal müziğin 63 yaşındaki haylaz çocuğu Dave Mustaine, sempatik tavırları, sahne dinamizmi ve 20’lik görüntüsüyle ile göz doldurdu. Potpuri havasında es vermeden akan setlist ve mükemmel sound izleyenleri memnun etti.
Bryan Adams, 18 Ekim, Ülker Arena: Mekânın içinde uçan balon arabalardan, dans eden coşkulu kalabalığa konser tam bir şenlik havasındaydı. Bryan Adams, en sevilen parçalarından oluşan setlistini mükemmel sahnesiyle birleştirdi.
Jethro Tull, 23 Kasım, Volkswagen Arena: İstanbul için fırtına uyarısı verilen bir akşamda fırtına gibi esti 77 yaşındaki progresif rock efsanesi Ian Anderson ve Jethro Tull. Anderson, imzasını taşıyan ve müzikle ahenk içinde dev ekranlarda akan dinamik multimedya şovuyla hem hayran bıraktı hem de dünyanın içinden geçmekte olduğu sosyal ve politik cinnet, bir de çevre felaketleri üzerine düşündürdü. Metal Oda’ya verdiği röportajda Anderson, “Jethro Tull’ın müziği zamansızdır, tıpkı İstanbul gibi” demişti.
Wishbone Ash, 24 Mayıs, AKM: İngiliz prog efsanesi Wishbone Ash senenin en güzel rock konserlerinden birine imza attı. Iron Maiden, Metallica, Dream Theater gibi grupların önünde diz çöktüğü ve çift solo gitarlı grup formatının öncüsü, bünyesinde rock tarihinin en önemli iki gitaristini barındıran “bilenin bildiği” Wishbone Ash’in konserindeki tek talihsizlik Scorpions konserlerinin arasına sıkışmış olmasıydı.
Plini, 25 Ağustos, Zorlu PSM: İlk Türkiye konserini veren Avustralyalı gitar virtüozu Plini şaşırtıcı, sarsıcı, karmaşık yapılı özgün müziği ile büyüledi. Strandberg Plini edition isimli özel “başsız” (headless) elektrik gitar kullanan müzisyenin çalarken sap ve perde bölümüne neredeyse hiç bakmayan, sürekli seyirciyle göz temasında olan sempatik, doğal, rahat ifadesinden yoga mı yapıyor, haşlanmış makarnasını mı süzüyor anlamanız mümkün değil gibi! Kendi kafasındaki müziği yapan, “kutunun dışında” düşünebilen müzisyenleri seviyorum.
Yorum Yaz