Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
Sinema varlığını ispatladığı günden bugüne teknolojik yeniliklerle kol kola büyümeyi hiç ihmal etmedi. Yeni atılan her bir adımın sinema endüstrisinde yansımasını görmüş bazen zarar verdiği çoğu zamanda işe yaradığına şahitlik ettik. Ancak son yıllarda teknolojininde ötesinde ‘yapay zekâ’ kavramının hayatımıza girmesi her alanda olduğu gibi bizim sektörümüzde de tartışmalara yol açtı. Sadece teknik süreçlerde değil, sanatsal üretimin merkezinde de kendine yer bulmaya başladı. Özgün senaryolar yazan, görsel kompozisyonlar oluşturan ve hatta yönetmenlere yaratıcı çözümler sunan yapay zekâ teknolojileri, sınırlarını iyice genişletiyor. Hali hazırda Oscar’a aday olan Jacques Audiard’ın "Emilia Perez"i beraberinde Brady Corbet’in "The Brutalist" gibi yapımlarda kullanılan yapay zekâ destekli görsel ve işitsel öğeler, sinemasının nasıl dönüşebileceğine dair önemli örnekler sunuyor.
Tüm bu ilerleme her ne kadar bize sunulan pozitif bir imkan gibi gözükse de sanatın ruhunu nasıl etkileyeceği konusunda bazı tartışmaları da beraberinde getiriyor. Sinema, bireysel yaratıcılığın ve özgün anlatımın en güçlü ifade biçimlerinden biri olarak kabul edilirken, yapay zekâ kullanımı bu insan dokunuşunu zayıflatabilir mi? Bir algoritmanın belirlediği sinematografi, sahne kompozisyonu veya karakter yaratımı, sanatçının bireysel vizyonunu ne ölçüde yansıtabilir? Tüm bu soruların yanında yapay zekâ tarafından üretilen sahnelerin, seyircinin duygusal bağ kurmasını zorlaştırabileceğini de tartışıyoruz.
Bu zıt görüşleri takip ederken kendime net bir konum bulamıyorum. Bağımsız yönetmenler ve düşük bütçeli sanat filmleri için maliyetleri düşüren ve yeni anlatım teknikleri sunan yapay zekâ, doğru kullanıldığında sinemanın evrimini hızlandırabilir diye düşünüyorum. Ancak bu dönüşüm sürecinde, insan eliyle yaratılmış hikâyelerin ve duygusal derinliği yüksek anlatıların korunması, sanat sinemasının geleceğini belirleyen en önemli unsur olacaktır. İlerleyen teknolojik gelişmeler ve yönetmenlerin film süreçlerinde yapay zekayı daha çok dahil etmesiyle bunun iyi mi kötü mü olacağını daha net göreceğiz.
TABİİ
YEMEKTEYDİK VE KARAR VERDİM
Rıza Gürsoy, geleneksel Kurban Bayramı yemeği için dört bir taraftaki ailesinin fertlerini evine çağrır. Daha öncede babalarının huysuzlaştığından şikâyet eden kızları, damatları ve ailenin diğer fertleri bayram vesilesiyle aynı sofrada bir araya gelir. Bu buluşma sadece bir bayram buluşmasının ötesinde beraberinde başka sıkıntıları da doğurur. fakat bu toplanma aile bireylerinin eteklerindeki taşları da dökecektir. Yönetmenliğini Görkem Yeltan'ın üstlendiği filmin senaryo ekibinde Burcu Aktaş, Yalçın Akyıldız, Nilüfer Uğur Dalay ve Görkem Yeltan’dan oluşuyor. Rıza Gürsoy ve ailesinin Kurban Bayramı süresince yaşadıklarının konu filmde geniş bir oyuncu kadrosu yer alıyor. Arzu Okay, Mehmet Güreli ve Sema Poyraz gibi isimlerin yer aldığı Yemekteydik Ve Karar Verdim şimdi Tabii’de…
UFKUN ÖTESİNDE
İlk Türk astronotun yaşadığı deneyimi ve Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki bilimsel faaliyetlerini kayıt altına alan bu belgeselde, uzay araştırmalarının insanlığın yerküredeki yaşamı ve gelecek vizyonu için ne ifade ettiği sorusuna cevap arıyoruz. Belgesel boyunca kimi zaman NASA ve AXIOM Space’in kapılarını aralayıp uzay operasyonlarını en yetkili isimlerden dinliyoruz, kimi zamanda ilk Türk uzay yolcusunun video günlüğü olarak maceraya eşlik ediyoruz. Bu zor ve önemli belgeselin çekimleri Burcu Camcıoğlu’nun yönetmenliğinde dört ülkede 12 şehirde 280 saatlik görüntü kaydederek 2 yıl sürmüş. Uzayda geçirilen süre boyunca, Gezeravcı’nın çekimleri ile NASA ve AXIOM Space ekibinin sağladığı görüntülerin kullanıldığı Ufkun Ötesinde şimdi Tabii platformunda..
PAPILLON
Gerçek bir hikayeden uyarlama olan Papillon haksız yere cinayetten hüküm giymiş olan Henri Charriere’ın hayatını konu ediniyor. Küçük suçlarla anılan bu adam haksız ceza suçuyla Fransa’da kötü bir nam salmıştır. Yakalanarak Şeytan Adası’ndaki yüksek güvenlikli hapishaneye gönderilir. Burada onu tanışmak için bekleyen Louis Dega karşılar. Zengin fakat savunmasız bir adam olan Dega, koruma karşılığında arkadaşının hapisten kaçışına yardım eder. Dustin Hoffman ve Steve McQueen’in başrollerini üstlendiği 1973 yapımı aynı isimli filmin yeniden uyarlaması olan Papillon’un başrollerini Charlie Hunnam ve Rami Malek üstleniyor. Yönetmen koltuğunda Danimarkalı Michael Noer'in oturduğu film şimdi Tabii’de…
MUBİ
DEĞİRMEN
Mubi bu ay Türk sinemasının unutulmaz yönetmenlerinden olan Atıf Yılmaz filmlerinin restore edilmiş hallerinin olduğu bir seçki yayınladı. Bu fırsatla tekrar izleme fırsatı bulduğum filmleri bu ay ki yazımda yer vermek istedim. Reşat Nuri Gültekin’in aynı isimli eserinden uyarlanan Değirmen bunlardan biri. 1914 yıllarında küçük bir Anadolu kasabasına Bulgaristanlı Nadya'nın gelmesi beraberinde sorunlarıda getirir. Kaymakam Halil Hilmi, Nadya'yı kasabadan sürdürmek isterken katıldığı bir eğlencede kendisiyle karşılaşır. O gece yaşanan deprem korkusu beraberinde karışık olaylara sebep olur. Deprem söylentisi Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarını aşıp hızla yayılınca kasabada her şey değişmeye başlar.1986 yapımı olan filmin yönetmenliğini Atıf Yılmaz üstlenirken başrollerinde Şener Şen, Serap Aksoy ve Levent Yılmaz'ın yer alıyor. Değirmen şimdi Mubi’de…
HAYALLERİM, AŞKIM VE SEN
Türkan Şoray’ın başrolde yer aldığı üç farklı karaktere hayat verdiği Hayallerim, Aşkım ve Sen Mubi’de. Filmde Coşkun’un hayalleri ve aşkı arasında kalışını izliyoruz. Coşkun, bir yetiştirme yurdunda geçen çocukluk yıllarından beri ünlü yıldız Derya Altınay’a aşıktır. Derya ile tanışma fırsatı bulur. Çok etkilenir ve düşsel bir aşk hikayesi yazar. Derya senaryoyu prodüktöre gösterir. Film çekilir. Ama sonuçta, ortaya tasarladığından çok farklı bir film çıkar.
ARKADAŞIM ŞEYTAN
Fatih arkadaşlarıyla barlarda müzik yaparak geçimini sağlayan. içine kapanık bir gençtir. yaptığı işe çevresindeki kimse önem vermez. onun hayali ise ünlü bir müzisyen olmaktır. Dertleştiği tek arkadaşı ise bir gelinlikçi vitrinindeki mankendir. Bir gün karşısına Şeytan çıkar ve ruhunu kendisine satması karşılığında Fatih' e istediklerini vereceğini söyler. Atıf Yılmaz’ın politik unsurları olan fantastik film hala adından söz ettiriyor. Mazhar Alanson ve Ali Poyrazoğlu’nun başrollerinde olduğu filmin müziklerinde Mazhar Fuat Özkan ve Fahir Atakoğlu imzası var. Arkadaşım Şeytan şimdi Mubide…
BLUTV
THE PITT
BluTV yayın listesine son zamanlarda arka arkaya yeni içerikler ekliyor. The Pitt dizisi de bunlardan bir tanesi. Günümüz Amerika'sındaki sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorluklarını, Pensilvanya, Pittsburgh'daki modern bir hastanede çalışan sağlık kahramanlarının yaşadıklarını izlediğimiz bu belgeselde sağlık sektörünün zorluklarına yakından şahitlik ediyoruz. Her bölümde farklı bir zorlukla karşılaşan ekip her an ölümle burun buruna kalıp can kurtarmaya çalışıyor. Uzun bir aradan sonra Noah Wyle’nin yeniden bir doktoru canlandırdığı dizinin oyuncu kadrosu kendisine Noah Wyle, Tracy Ifeachor, Patrick Ball gibi isimler eşlik ediyor. 2024 Abd yapımı dizinin yönetmen koltuğunda yapımcılığı ile birlikte Scott Gemmill oturuyor. The Pitt şimdi BluTV’de…
BOYALI KUŞ
76. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru, küçük bir çocuk anne babası tarafından tarafından terk edilerek yalnız kalır. Bu çaresiz haliyle bir şekilde köyleri dolaşmaya başlar. Güvensiz çıktığı bu yolculuğunda başına hiç iyi şeyler gelmez. Bir iki istisna hariç karşılaştığı her yeni insan veya topluluk, dönemin savaş koşullarının altında vahşileşmiş, farklılıklara karşı sorgusuz sualsiz saldırıya geçiyor. Savaş sırasında kimsesiz kalan bir çocuğun hikayesini konu edinen bu film aslında Jerzy Kosinski’nin bilinen bir romanından uyarlama. 2019 yılında Václav Marhoul tarafından yazılan, yönetilen ve üretilen, uluslararası ortak yapımı Boyalı Kuş yansıttığı savaş dünyasına uygun olarak siyah beyaz savaş çekilmiş. Prömiyerini yaptığı 76. Venedik Film Festivali’nde adından söz ettiren Boyalı Kuş şimdi BluTV’de…
KARANLIK GÖLGELER
Barnabas vampir muhteşem bir hayat sürerken, kıskanç bir cadı tarafından lanetlenerek kontluğu elinden alınan ve 200 yıl kadar toprak altında, tabutta kilitli kalan bir vampirdir. 1972 yılında kopan bir fırtına onun da tabutunu yeraltından çıkartır ve meraklı köylüler sayesinde artık özgür bir vampirdir. Makamını ve intikamını almak için yaşadığı malikaneye geri dönen Barnabas, bildiği, tanıdığı her şeyin, içinde yaşadığı zamanın değiştiğini keşfedecektir. Yeni ailesine ve hayatına uyum sağlamaya çalışırken aklındaki tek hedef onu lanetleyen cadıdan intikamını almaktır… 1960'lı yılların popüler gotik-gerilim dizisinden uyarlanan film, zengin vampir Barnabas Collins'in cadılar, hayaletler ve canavarlarla dolu karanlık dünyasına seyircisini de davet ediyor.
EXXEN
İSLAM VE KADIN
Son zamanlarda kadınlara ait olan tüm alanlar herkes tarafından konuşulur oldu. Çözüm üretmek yerine yorum yapmanın var olan değerlerin suçlandığı bir gündemde doğru ve yanlışı ayırt etmek de zor oluyor şüphesiz. Tam da bunları düşünürken daha önce eğlence popüler eğlence içerikleriyle bildiğimiz EXXEN’de bu ay bir belgesele denk geldim: İslam Ve Kadın belgeseli. Kadınların korunması gereken hakları, maruz kaldıkları ve kalabilecekleri üzerine İslamın metotları neler olduğu üzerine konuşuluyor. Harvard’dan Oxford’a, El-Ezher’den Türkiye’ye farklı ülkelerdeki prestijli üniversitelerde eğitim veren akademisyenlerle İslam ve kadın üzerine yapılan konuşmalar yer alıyor. İslam’ın kadın hayatını kısıtlamadığına ve kadınların hayatta aktif roller üstlenmesine engel olmadığına değiniliyor. Bu belgeselde, İslam’ın kadınların aleyhine durumlar oluşturan ve onları görmezden gelen bir din olmadığı, kadınların hayata aktif katılmalarının önünde dinî bir engel olmadığı gösteriliyor. Bu belgeselle bir kez daha gündemde yer alan popüler suçlamaların aslı astarı olmadığını görüyoruz. İslam Ve Kadın belgeseli şimdi EXXEN’de…
HÜKÜMSÜZ
İki güçlü kadının farklı hayatlarıyla aynı yolda karşılaştıkları 2021 yapımı EXXEN yapımı polisiye dizisi: Hükümsüz. Hırslı ve güçlü bir kadın olan Esma kendince tek başına mücadele ederek hayatta kalmaya çalışır. Bu mücadelenin için yöneticisi de olduğu babasına ait hukuk bürosunda çalışır. Hikayenin diğer güçlü kadını ise kendi imkanlarıyla çabalayan Filiz. Kırılgan ama inatçı bir kadın olan Filiz, aynı zamanda bir avukat adayı. Esma ve Filiz’in yolları bir cinayet nedeniyle kesişir. Bu kesişme sadece bir kere bir tesadüften ibaret değildir devamında da bir işbirliğine dönüşecektir. Başrollerini Burçin Terzioğlu, Hande Doğandemir’in üstlendiği dizinin oyuncu kadrosunda Alican Yücesoy, Mehmet Ulay, Ruhsal Öcal, İsmail Hacıoğlu gibi isimlerde var.
İLGİNÇ BAZI OLAYLAR
İbrahim Büyükak’ın kendi hayatından esinlenerek yazdığı mini dizi “Şu anki hayatını aksi olsa neler olurdu?” sorusu üzerine kurulu bir dizi: İlginç Bazı Olaylar. İbo, hayallerinin peşinden koşmayıp Bursa'da ailesinin yanında kalmaya devam etseydi nasıl bir hayatı olurdu? Yakaladığı fırsatlar onun için aksi yönde bir talihsizlik olsa yine şanslı olur muydu? Nişanlısı tarafından terk edilen ve ailesiyle beraber yaşayan 37 yaşındaki İbo acaba ailesinin çizdiği yoldan mı gidecek, yoksa kendi yolunu mu çizecek? İbrahim Büyükak'ın hayallerinin peşinden koşmadığı alternatif bir gerçeklikte neler olabileceğini seyircinin de bildiği son ile izliyoruz.
Yorum Yaz