Podcast nedir, ne değildir?

Güncel DİJİTAL EKRAN

Yazan: Podcast Dedektifi

TDK’ya göre ‘dedektif’ kelimesinin anlamı; suç sayılan bir işi veya bu işi yapanı ortaya çıkarmakla görevli kimse; hafiye, polis hafiyesi.

Bunu baştan söyleyeyim ve hemen ekleyeyim; hayır ben burada suçu ya da suçluyu aramıyorum. Ortada bir suç yok, o yüzden herkes önce bir rahat nefes alsın. Halk nazarında; her şeyi didik didik eden, çoğunlukla merak edilenlerin cevaplarını bulan, gerçekleri ortaya çıkaran ve bazen haddini zorlayan anlamında bir dedektiflik bu: Podcast Dedektifliği. Çünkü evet, son zamanlarda ortalıkta epey bir podcast havası esiyor ve podcast nedir, ne değildir bilen var, bilmeyen var.

Bu kısa girizgahtan sonra artık diyebilirim ki: Merhaba!

Bu köşede bundan sonra podcast kanallarında dolaşacağız ve bazı aşamalar kaydedeceğiz. Yolda, vapurda, metroda kulaklıkla bir şey dinleyen herkesin müzik ya da radyo dinlediğini varsaymaktan uzaklaşacağız mesela ve “Acaba podcast mi dinliyor?” seviyesinden, “Acaba hangi podcast kanalını dinliyor?” seviyesine yükseleceğiz. Bütün bunlar sindire sindire olacak, telaşlanmayın. Hiçbir eli kalem tutan yazar, telaşlı bir okura hitap etmek istemez. İster ki, sakin sakin okusun, anlasın ve harekete geçsin. Siz bu yazıya devam etmeden önce mesela, telefonunuzdaki uygulamalardan bir podcast platformu indirip indirmeyeceğinizi kontrol edebilirsiniz. Podcast; yani aklınıza ne zaman eserse açıp dinleyebileceğiniz ses kayıtları.

Siz podcast uygulamalarını kurcalarken ben de podcastin kısa tarihini size anlatmaya çalışayım. Mesela şuradan başlayabiliriz; podcastin tarihi gerçekten de kısa mı? 2000’li yılların çeyreğini yaşamaya başladığımız şu günlerde bu soruya şöyle bir soruyla karşılık verilebilir; kime göre, neye göre? Her ne kadar podcast yayınlarının altyapısı 1980’lere dayansa da, podcast fikri ilk olarak, ‘2000’li yılların başında ses dosyalarının dolaşımını mümkün kılan yazılımların geliştirilmesiyle’ ortaya çıktı. Radyo programlarının artık internette de yer almasının esprisinden doğan bir fikir diyebiliriz. Önceleri, önceliği eğlencelikken, sonraları yayıncılar için ekonomik bir değer haline geldi. Eşe dosta gönderilen yayınların dinleyici sayısı arttıkça, işin içine sponsorlar dahil edildi, yayın aralarına reklamlar alındı. Fakat podcastler halen çok ‘demokratik ortamlar’ gibi görünse de, sponsorlar ve reklamlarla ‘patron etkisi’ de görülebilmekte tabii. Bunu zaten yayınları dinlerken de fark edebiliyorsunuz. Podcastlerin başlangıçta vaat ettiği ‘anlatı dili’, zaman içinde radyo ya da televizyon programlarından farkı olmayan içeriklere doğru evrilmiş denebilir. İlk zamanlar sadece ‘eğitici’ nitelik taşıyan podcastler için artık bu da geçerli değil. İçerik çeşitliliği bu anlamda heyecan veriyor.

2010’lu yıllarda podcastlerde artık ücretlendirme ile karşılaştık ve elbette bu da ‘seçme hürriyetimize’ küçük mutluluklar getirdi. Geleneksel medya araçlarından farklı bir platformda bizi bekleyen içerikler gün geçtikçe arttı. Bugün, inanması güç belki ama, yüzlerce Türkçe içerik üreticisini takibe alabilirsiniz. Türkçe demişken… Elbette farklı dillerdeki yayınları da takip edebilir, farklı bir dil öğrenmek için kendinizi bir podcast kanalında bulabilirsiniz. Hazır kendinizi hala birçok açından ‘ayrıcalıklı’ hissettiren bu platforma atmışken, takibe aldığınız içerik üreticisine doğrudan mesaj yazarak yorumlarınızı iletme imkanı da bulabilirsiniz. Fakat bunu sosyal medya aracılığıyla epeydir zaten yapıyoruz ve belki bu işin pek bir esprisi kalmadı.

Biz podcastlerin iyi taraflarına bakmaya devam edelim. Yayını dinlerken bir işiniz mi çıktı? Durdurun, müsait olunca dinlemeye devam edin. Yayını çok mu sevdiniz? Tekrar tekrar dinleyin. (Bu kısımda yayıncı ya da içeriğe kalp de atabilirsiniz tabii) Beğendiniz içeriği başkalarıyla da paylaşın ve belki artık siz de podcast hazırlamaya başlayın… Evet podcast dinlemek, insana tam da bunları hissettiriyor ve ne güzeldir ki tüm bunlar olurken sosyal hayatı sekteye uğratmıyor, “Tüh, kaçırdım!” dedirtmiyor. Durdur, devam et!

Peki tüm bunlara rağmen, podcastler yeterince ilgi görüyor mu? Bir sokak röportajı yapsanız, kaç kişi podcasti biliyor, kaç kişi bilmiyor olabilir? Ben işin içinde olmama rağmen, en yakın arkadaşlarımın bile podcasti bilmediklerine, hatırım için takip ettiklerini söylemelerine rağmen takip etmediklerine ya da bir türlü podcast dinlemeyi alışkanlık haline getirmediklerine (hatta bunun için direndiklerine) defalarca şahit oldum. Fakat yine de podcastlerin henüz Türkiye’de çok yaygın olmadığı düşüncesi bir açıdan da yanılgı gibi duruyor. Podcast kanallarına girip içerik başlıklarını ve program isimlerini görünce ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız. Eğitim, sağlık, komedi, spor, güzellik, ruh sağlığı, teknoloji, müzik, bilim, suç, tarih, sanat, girişimcilik… Başlıklar doyurucu. Fakat yine de hala ‘podcast’ dediğinizde, muhataplarınız iki tür tepkiden birini veriyor: “Podcast de ne?!” ya da, “Ah, bayırılım podcastlere! Benim takip ettiğim hesaplar şunlar şunlar…”  Galiba sadece küçük bir-iki dokunuşa ihtiyacı var gibi podcastin; dinleyici alışkanlıklarının fazla diretmemesi, yeniliklere açık olunması ve elbette seçme hürriyetinin verdiği hazzı fark etmek.

Bu bahsedilen programların arasında elbette sponsor bulup para kazanmaya başlayanların motivasyonu daha yüksek oluyor ve elbette düzenli içerik üretme konusundaki cesaretleri kayda değer bir görüntü sergiliyor. Aralarda elbette ‘deneme’ niyetiyle yapılmış, “Ben de podcast yapabilir miyim?” düşüncesiyle kendini podcast platformunda bulanlar da az değil. Birkaç dakikalık bu denemeler, belki sonraki hamleler için cesaret kırıcı ya da cesaret verici olmuştur, bilemeyiz. Fakat, “Benim de anlatacaklarım var.” demek isteyen herkese açık bir ortam olarak podcast platformları ucuz da üstelik. Sadece ses kaydı yapan bir cihaza (bilgisayar, telefon, kayıt cihazı…) ve bir sese ihtiyacınız var. Tabii mümkünse bir de fikre!

Fakat biz tabii ki bu denemelerin değil, adeta ‘kitleleri peşinde sürükler’ nitelikteki podcastleri konuşacağız sizinle. En çok hangi içerikler ilgi çekiyor, en çok hangi isimler öne çıkıyor ve izleyiciye nasıl bir üslupla yaklaşanlar daha samimi bulunuyor? Yazacak çok şey var gibi. Belki bir gün sizin de yayınınızı burada konuşuyor oluruz. Ne dersiniz, podcast dünyasını şöyle bir karıştırmaya var mısınız?

Yorum Yaz