Mürekkep geçmez şiirlerin hikâyesi

KİTAPLIK

Muhammet Durmuş’un ilk şiir kitabı olan “Bekleyişler” kitabı 2021’de Ötüken Neşriyat tarafından yayınlandı. İkinci şiir kitabı “Marlboro Sparring Marlboro” ise Ocak’ta Matruşka Yayınları’ndan çıktı. Henüz çiçeği burnunda. Durmuş’un şiirlerini editörlüğünü yaptığı Edebice Dergisi’nden takip ediyorduk. “Szerelem, Szerelem”, “İzleğin körü” ve “İglo” olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Önceyiş dediği kısa bir sunuşla şair, okurunu karşılıyor. Durmuş’un okura belli ki söyleyeceği şeyler var diyorum. Okumaya başladığımda ilk kitaptaki şiir dilinin, biçimin tamamen değiştiğini söylüyor. Kullandığı dilin gönlünü ve zihnini tatmin etmediğini okuyoruz, söylemek istediklerini bambaşka bir formatta söylüyor, yeni bir üslup ile okura “merhaba” dediğinin müjdesini veriyor. Durmuş, “ilk bölüm teşhis eserleri, ikinci bölüm tedavi, son bölüm ise yeni bir yola uzanan ilk çığırlardan mürekkep; geçmez zamanın ürünüdür, asla bir bekleyişin değil” diyerek artık ikinci kitap “Marlboro Sparring Marlboro”nın bekleyiş şiirleri olmadığının bilgisini paylaşıyor.

 

Birinci bölümün ilk şiiri olan “Sa Nuvia D’aljandar şiirinde: “yıllarca kürek çektik bulutlara bak” sunuş bir mısraı karşılıyor bizi. Turgut Uyar’ın “Göğe Bakma Durağı” şiirinde “Beni bırak göğe bakalım” mısraını anımsattı bana. Durmuş şiirini zenginleştirdiği sunuşlarla okuru esas şiire doğru çekmeyi başarıyor. “İncecik küller içinde sızı/ üflesen/ Yüzüne sıçrayan yanık karla ne yaparsın/ Yaz gelir onu bırak o arsız kırkayak/ Serpilen kışı bir daha koynuna alamazsın” mısralarında yoğun imge ve benzetmelerle iç ahengi kuran şair, şiirine yeni bir pencere açıyor. Dil, biçim, ses ve şiirin muhtevası gibi unsurları dikkate alarak şiirini kurmuş. Şairin kuyumcu titizliğiyle şiirine yaklaşımı bakımından geleceğe kalacak şiirler yazıyor diye yorumluyorum. Nitekim şiiri zayıflatan mısralar, fazla kelime tekrarları yok. Şiirinde az kelimeyle çok şey anlatma kabiliyetinden dolayı Behçet Necatigil, Özdemir Asaf şiiriyle yakınlık kurdum. “Dylan’dan Fairouz’a bir çini yolculuğu/ Yoksa düşmezdin/ Kasetin çarkında dönme dolaptan” mısralarında mistik bir yolculuğa çıkıyoruz. Durmuş İngilizce kelimelerle şiirini evrensel bir boyuta taşıyor olsa bile Türkçe yazılan bir şiir de fazla İngilizce kelimeler kullanması şiiri biraz gergin hâle getirmiş. Kitap ismi ve kitap bölüm isimleri, şiir isimleri, şiirin içinde kullandığı kelimeler çoğunlukla İngilizce kelimelerden oluşuyor. Modern şiirin evrensel olması, çeviri konusunda bir zenginlik yine de Türkçe diliyle yazılan şiirde yabancı kelimeler konusunda ölçülü olunması gerektiği kanaatindeyim. “Hannibal şiirinde “Çölünü yitiren kum tanesi/ Gömleğinden düştüm, düğme değildi / Çözüldü mü peygamber bulutu/ Meryem’den ürperince seni mi sayıkladı aynalı zar/ Baktın, kadife sözcükler güvelendi” diyor. Şairin metafiziğe sıkça eğildiğini, soyut şiiri mısralar arasında görüyoruz. 

 

Yenilik rüzgarıyla ilerleyen şiirler

 

İkinci bölüm “Tamu Dağları Geçildi şiirinde “Sözünü beklet, boyun posun demlensin/ Daha kız bakmaya gideceğiz hamamlardan/ Göbek taşında sere serpe kanun taksimi/ Sözde biri sana kalmıştı nebilerin” dizeleriyle yerli kültürden uzaklaşmadığını, Anadolu’daki Hamam kültürünü şiirinin izleğinden okuyoruz. 

 

Lazarus-Taxonşiirinde “Ayak bağım düz kayanın altında yatıyor/ Takla atıyor yaz kuran kursunda/ Yengecin kolunu aldığımda bana bir bakışı vardı/ Bir kolyem vardı on yaşımda durur/ Acemi hırsızların el aldığı çağda/ dizelerinde şairin çocukluk anılarına tanık oluyoruz. Çocukluk güvenli bir liman değil midir? Şiirin sonunu “Yaşama ya da ölme yeni bir şey bul” diye bitirmesinden şairin zaman muhakemesini, -yeni bir şeyler yapmak veya söylemek- gerektiğini okura iletir. İsmet Özel “Şiir Okuma Kılavuzu”nda: “şiir içinde bir parça message bulunur” diyor. Bu bağlamda şairin yeniliğin peşinden gittiğini söylemek mümkün. Şairin kendini tekrar etmemesi, söylenmemiş farklı buluşlarla, okuyucu karşısına çıkması, şiirinin yaşaması ve geleceğe kalması açısından önemli. Durmuş’un ikinci şiir kitabında yenilik rüzgârıyla emin adımlarla yol aldığını görmek şiir sever açısından sevindirici. 

 

Üçüncü Bölüm “Süt ve Sigara” şiirinde: “Gecenin gezi paslı, gözü kör/ Sevgilim seni aldım bu koca küllüğe getirdim/ Marşlara ve karanlık sabahlara birkaç soluk bıraktık/ Dönelim. Otobüs duraklarına, üst geçitlere, kapı önlerine” sevdiğim mısralardan oldu. Yine aynı şiirde postmoderne edebiyatta sıkça kullanılan metinlerarasılıkla Irvin David Yalom’un “Nietzsche Ağladığında” bahsettiği Nietzsche- Salomê’a gönderme yapıyor, okuru şiirin içine çeken Durmuş, böylelikle modern şiir ve okuru birbirine yakınlaştırmayı başarıyor. Şair şiirini “Yorgunluğa, hastalığa, uykusuzluğa/ Bu şiir bir özleme selâm durmaktır” diye bitiriyor. Öncelikle bir şair olarak, iyi şiirler olarak tahlil ettiğim “Marlboro Sparring Marlboro”nın yolu açık olsun ve okurunu bulsun. 

 

Muhammet Durmuş’a yeni şiirin taze soluğuyla başarılar diliyorum.

Yorum Yaz