Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
Sevgili okur, “Başarılı olmak isteyenler için bilmem kaç altın kural” cins yazı ve kitap furyasına ben de katıldım. Bu moda akımdan uzak kalamadım ve kendi alanıma tevdi ettim. Neyse fazla uzatmıyor ve ‘Teotara Oyuncusu’ olmak isteyen gençlere seslenmeye başlıyorum, işte birinci altın kural;
1- Her bulduğunuz oyuncuya, “nasıl oyuncu olunur acaba?” diye sormayın.
Nasıl oyuncu olunur, sorusu mantık dışıdır sevgili Genç Okur, cevabı basittir çünkü, hemen veriyorum; Oynayarak!
Her meslekte olduğu gibi burada da kural değişmiyor, mesela buna kardeş bir soru daha var; Nasıl yazar olunur? Cevabı hemen veriyorum; Yazarak! Özetle bu mesleği yapmak istiyorsanız, oynamayı sevmek ve oynayanları izlemek gerekiyor. İlinizde ilçenizde amatör gruplar, çocuk tiyatrosu ekipleri, belediye tiyatro atölyeleri, halk eğitim tiyatro bölümleri vs. mutlaka vardır, arayın bulun oraları ve hemen pratik yapmaya başlayın.
2- Kendiniz çabalayın.
Babanızın bir tanıdığı olan tiyatro sanatçısı ‘bilmem kim’ amcaya gitmeyin, annenizi ‘bana bir kurs bul’ diye darlamayın. Ne yapacaksanız kendiniz yapın, kendiniz çabalayın.
Tiyatro sanatçıları genellikle kendine güvenli, iletişim becerileri yüksek, sorun çözme becerileri gelişmiş insanlardır. Böyle oldukları için bu mesleği yapıyor değiller, bu mesleği yaparken o denli çok çabalıyorlar ki, bu melekeleri kendiliğinden gelişiyor. Buradan anlayacağınız, daha işin başında kendi yolunuzu çizin ve mücadele edin, sonucunda siz başarmış olun.
3- Disipline olun.
Bakınız disiplinli olun demiyorum, disipline olun diyorum arasında çok fark var. Oyunculuk kusursuz bir kas kontrolü, duygu ve düşünce sistemi gerektirir. Bunu yapmanın en iyi yolu, yaşamınızı disipline etmektir. Beden ve duygu hakimiyeti gerektiren bütün mesleklerde, o beden ve duyguları eğitmek, hizaya sokmak kısacası disipline etmek gerekir. Eğitim almaya başladığınızda bunu da öğreniyorsunuz zaten, işte bunu hayatınıza yansıtmanız şarttır. Tiyatro sanatçılarının günlük hayatlarını, profesyonel sporculara benzetirim çoklukla. Sürekli antrenman ve sistemli bir hayat gerektirir bu meslek. Tembellik ve özensiz bir yaşamı kaldırmaz oyunculuk.
4- Çantanızdan kitap eksik olmasın.
Geldiniz yine aynı yere, millet kafanızın etini yiyor ya, ‘kitap oku’ diye, maalesef bu mesleğin olmazsa olmazıdır okumak. Her oyuncu asgari düzeyde entellektüel olmak zorundadır. Yetenek çabuk tükenen bir yakıttır, işte o yakıt bittiğinde elinizde kalan şey disiplin ve bilgi olacak. Ne okuyalım peki? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim, cevap basit; ‘Dünya klasikleri.’ Lise bittiğinde klasikleri de bitirmiş ve sosyoloji, psikoloji okumaya başlamış olmanız gereklidir. Özetle hemen gidip, bir Dostoyevski veya Tolstoy alın ve başlayın okumaya.
5- İzleyin, dinleyin, yorumlayın.
Hayatınıza eklemeniz gereken üç şey ile karşı karşıyasınız;
1- İyi bir sinema izleyicisi olmak.
(Yazın Google’a sinema tarihinin en iyi 50 filmi diye, çıkan listeleri yazıp, sinema sanatının örneklerini izlemeye başlayın. Bazılarında çok sıkılacaksınız, bazılarını anlamayacaksınız, olsun, vazgeçmeyin.)
2- İyi bir müzik dinleyicisi olmak.
(Klasik müzik, folk müzik, değişik dünya müzikleri, aryalar ve enstrümantal müziği mutlaka dinleyin. Bazılarında çok sıkılacaksınız, bazılarını anlamayacaksınız, olsun, vazgeçmeyin.)
3- İyi bir sahne sanatları izleyicisi olmak.
(Şehrinize, semtinize gelen bütün oyunları, lise tiyatrolarını, amatör oyunları, devlet ve şehir tiyatrolarının oyunlarını, opera ve bale gösterilerini mutlaka izleyin. Paranız yoksa bile, oyun günü gidin kapıya dikilin, tiyatro eğitimi alan ve sanatçı olmak isteyen bir genç insanı kimse geri çevirmeyecektir.)
Evet oyuncu olmak isteyen genç insanlar ve çocuğu oyuncu olmak isteyen yetişkin kişiler. Buyrunuz size kısacık ve kullanışlı bir kılavuz. Denenmiş, sonucu alınmış ve pratik ile doğrulanmıştır, uygulayın ve bana teşekkür edin.
Yorum Yaz