Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
Her sene “ne çabuk geçti” dediğimiz Ramazan ayı bu sene de tıpkı önceki senelerde olduğu gibi bizi erken yakaladı. Sıcak ve uzun yaz akşamlarında yaşamaya alışık olduğumuz Ramazan gittikçe kışa doğru ilerlerken Ramazan telaşımız azalmadan devam ediyor. Her sene Ramazan’dan yaklaşık 1 hafta önce bir hazırlık süreci başlıyor. Hayatın tüm koşturmacası içinde öyle ya da böyle bu ayda biraz daha olsun sakinleşmeye, içimize dönmeye çalışıyoruz. Bir aylık da olsa hayatımız öncekilerin aksine farklı bir düzene giriyor. Aynı anda sofralara oturuyor aynı anda kalkıyoruz. Ortak sosyal zamanlarımızı daha değerli geçirmek için uzun uzun yapılacaklar listesi hazırlıyoruz. Okunacak kitaplar, ziyaret edilecek mekanlar, buluşulacak sofralar ve tabii ki bizi bu yazıda en çok ilgilendiren nokta olan izlenecek filmler listesi belirleniyor.
Dijital platformların hayatımıza girdiği günden beri izleme alışkanlıklarımız o kadar çeşitlilik gösterdik ki bazen yayına girecek içerikleri takip etmekte zorlanıyoruz. Ayda belki de haftada birden çok içeriğinin yayına girmesi artık izleyici olarak önümüze birçok seçenek sunuyor. Hangi platformda ne var, hangi dizi ne zaman başlayacak, hafta sonu izlenecek filmler, yaz filmleri, yılbaşında izlenecek filmler derken geniş bir izleme yelpazemiz var. Fakat bu kadar fazla seçeneğin olduğu bir havuz da nedense her sene Ramazan ayı için izlenebilecek filmler listemiz hep aynı ve stabil. Peki neden?
Bu kadar hayatımızın gündemine oturan bir aylık süreçte neden izleme alışkanlıklarımız üzerine yeni konseptler üretilmiyor? Yıllardır süre gelen filmlerin tekrarı ve alternatifin olmaması bizi televizyon alışkanlığımıza geri çekiyor. Dijital platformların aksine bu ay içinde izleyicinin daha çok televizyona döndüğünü hatta dönmek zorunda olduğunu söyleyebiliriz. 30 gün boyunca hazırlanan özel dekor konseptli Ramazan programları, sahur ve iftarda ayrı ayrı işinde uzman kişilerin konsept içerikleri bu ay özelinde daha çok gündeme oturuyor. Gündüz kuşağında yıllardır değişmeyen peygamber kıssaları ve sonrasında iftar özel programları muhakkak her evde sofra arkasında açık olan televizyonda duyulan seslerden oluyor. Peki Ramazan özel içerikleri neden sadece televizyonla sınırlı kalıyor. Onca yerli dijital platform varken bu ay özelinde farklı içerikleri gözümüz aramıyor mu ?
Elbette ki arıyor. Daha çok sakinleşmeye ve iç dünyamıza dönmeye ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde izlenebilecek alternatif içeriklere oldukça ihtiyacımız var. Arama butonlarında tekrara dönen listelerde birkaç İran filmi, Ramazan denilince hemen akla gelen “Çağrı” veya peygamber kıssalarının anlatıldığı içeriklerin aksine gözümüz farklı, yeni filmler arıyor. Tabii platformu bu konuda araştırma yaptığımda diğer platformlara göre içerik anlamında daha çok tatmin eden bir resim ortaya koyuyor. Televizyona alternatif arayan izleyici kitlesi için daha dikkat çekici duruyor. Özellikle Ramazan ayında ailesi ve sevdikleriyle “Ne izleyelim?” diyenler için güzel alternatifler öne çıkıyor. Umarım bu listeler aramakta zorlanmayacağımız kadar çoğalır ve daha ulaşılabilir olur. Şimdiden herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum.
Nostalji köşesi
“Nerde o eski Ramazanlar” dediğimiz günlerde televizyon tarihimize damga vurmuş Türk dizilerini Tabii’de nostalji köşesinde buluyoruz. Bu köşede neler mi var? Üniversitede okumak için İstanbul'a gelip ahşap bir evin üst katını kiralayan dört kız arkadaş ve onların alt katına taşınan dört taşralı ve haşarı gencin maceralarının anlatıldığı “Yedi Numara” dizisi var. 2000’li yılların Balat’ına götüren başrollerinde Zuhal Olcay’ın, Emre Kınay’ın yer aldığı “Yeditepe İstanbul”da o köşede sizi bekliyor. Daha da geriye gitmek isterseniz Aydan Şener’in Feride rolüyle damga vurduğu “Çalıkuşu” dizisi var. Önerilerin sayısı giderek artar. Bu Ramazan’da eskileri yad etmek isteyenler için izlemeye değer duruyor.
İyilik bu diziyle yedi kıtadan yayılıyor
Tabii’de gezinirken rastladığım ve bir çocuk içeriği olmasına rağmen oldukça seyir zevki yüksek olan çizgi film dizisi: “Yedi Kıtadan İyilik Habercileri” Türkiye’de yaşayan yedi farklı ülkeden yedi küçük çocuğun internet kanalı kurarak bir iyilik hareketi başlatıyor ve birlikte bu hareketi yaymak için başka çocuklarla da iletişime geçerek bir sosyal ağ kuruyorlar. İyilik haberlerini daha geniş kitlelere yaymak isteyen çocuklar bazen yerel bir kermese katılıyor bazen engelliler için kitap okuyor bazende ortak israf problemleri için görev dağılımı yapıyorlar. İyilik kermesi, sadaka taşı, görme engelliler için kitap okuma, veresiye defteri, fida dikme, gezgin hayırsever, denizi kirletmeyelim, suyu israf etmeyelim, bilgiyi paylaşmak sadakadır gibi bölümleri altında çocuklara birlik beraberliği hatırlatıp paylaşım duygusunu aşılayan çizgi dizi serisi Ramazan ayında çocuklarla izlenebilecek güzel içeriklerden.
Film izleme orucu tutan “Oliver Laxe”
İlk uzun metrajı "Hepiniz Kaptansınız”ın prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapan ve FIPRESCI ödülü alan, Oliver Laxe’i 202 yılında Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali’nde ağırlamıştık. O zaman verdiği bir röportajda “Her filmi bir dua olarak görüyorum.” demişti. Bu cümleyi tekrar düşününce Ramazan’da filmlerden ne beklediğimiz de gün yüzüne çıkıyor. Kendisiyle yaptığımız bir sohbette film yapma motivasyonunu şöyle anlatmıştı: “Festivallerde boy göstermekten ziyade iç dünyama hizmet etmesi için film yapıyorum.” Diğer bir can alıcı cümlesi de; “Ben filmlerimi büyük festivaller için değil annem sevsin diye yapıyorum.” Aslında Ramazan ayında ihtiyacımız olan izleme alışkanlığımız da tam olarak bu olmalı diye düşünüyorum. Film yapmayı yemek yemeye benzeten yönetmen Oliver Laxe bazı filmlerden sonra başka filmlerini izlememe orucu tuttuğunu anlatıyor. Hayatını kaybeden bir Şeyh'i Atlas Dağları'ndan gömüleceği şehre taşıyan bir kervanın başından geçenlerin konu edindiği “Mimozalar” filmi bu Ramazan’da izleme listenize eklemeyi unutmayın.
“Zor işler hemen başarılır, imkansızlar biraz zaman alır”
Kendine has içeriklere imza atmaya devam eden Tabii, geçtiğimiz günler siyasi ve sosyal hayatımızın önemli isimlerinden Necmettin Erbakan’ın anlatıldığı bir belgesele imza attı. “Erbakan: Bir İhtimal Daha Var” belgeselinde Erbakan’ın çalışma arkadaşları, yol arkadaşları onun kişiliğine, yaşadıklarına dair tanıklıklarını anlatılıyor. Erbakan’ı ismen bilen ama ona dair bir bilgiye sahip olmayanlar bu belgeseli kaçırmasın. Aynı zamanda inanç özgürlüğü noktasında bu ülkede neler yaşandığının da bir özetini görebilir.
NETFLİX
KUVVETLI BIR ALKIŞ
Netflix’in izleme listesinde heyecanla beklenen işlerden: “Kuvvetli Bir Alkış”. Dünya’ya gelme fikrinden itibaren seyircisi olduğumuz Metin, önce anne karnında bir fetüs olur, aylar geçer ve sonrasında dünyaya gelir. Metin geldiği dünyayı beğenmez annesinin karnına geri döner. Yaşam döngüsü peşini bırakmaz ve doğup gelişen Metin üzerinden bir modern dünya aile tasvirine şahit oluruz. Malum “Bir Başkadır”, “Cici”den sonra bir sonraki işini herkesin heyecanla beklediği Berkun Oya, “Kuvvetli Bir Alkış” ile seyircisini çok şaşırtmadı. Yukarı çıkardığı yerli dizi çıtasına bu film ile ivme kazandırırken benim favorim hala “Bir Başkadır.”
KURU OTLAR ÜSTÜNE
Geçtiğimiz Eylül ayında vizyona giren Cannes Film Festivali’nde bir ilk yaşayarak Merve Dizdar’a En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandıran Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi “Kuru Otlar Üstüne”den sevindirici haber erken geldi. Vizyona gireli çok olmadan bu kadar ses getiren bir filmin bir dijital platformda yayınlanması beyazperdede izleyemeyen izleyicisi için büyük fırsat. Film Doğu Anadolu’nun ücra bir köyünde zorunlu görevini yapan Samet öğretmenin etrafında şekillenir. İstanbula atanmayı ümit ederek zorunlu görev yaptığı köyden gitmek için gün sayan Samet öğrencisini taciz etmekle suçlanır. Bu suçlamadan temize çıkmak için bir yandan mücadele ederken diğer yandan kalıplaşmış kurallarla baş etmeye çalışır. Nuri Bilge’nin diğer filmlerine göre daha politik ve eleştirel bir tarafta olan “Kuru Otlar Üstüne” Netflix’te…
DAMSEL
“Stranger Things” ve “Enola Holmes” yapımlarından tanıdığımız Millie Bobby Brown, un başrolünde ve yapım kısmında olduğu Damsel, 8 Mart Dünya Kadınlar gününde Netflix’te yayına girdi ve o günden bu yana en çok izlenilenler listesinde ilk üçte. Angela Bassett‘in üvey anne Lady Bayford, Robin Wright‘ın Kraliçe Isabelle, Ray Winstone‘un Kral, Nick Robinson‘ın Prens Henry rolünü canlandırdığı film, genç bir kızın ejderhaya karşı hayatta kalma macerasını konu alıyor. Güçlü ve emekçi kadının mücadele sürecini anlatan 2024 yapımı fantastik film “Damsel “şimdi Netflix’te…
MUBİ
KAMERA İNSAN
Sayısız belgeselde imzası bulunan görüntü yönetmeni Kirsten Johnson, yıllar boyunca dünyanın dört bir köşesinde çektiği görüntülere yeni bir soluk getirme kararı alır. Tüm görüntüleri kurgulayarak kamera arkasındaki görevinin zorluğunu göz önüne sererek yeni bir dünya oluşturur. Kameranın dünyaya bakışımızı değiştirme potansiyeline dair inancımızı yükselten “Kamera İnsan” belgeseli şimdi Mubi’de…
ALCARRAS
Katalonya’daki Alcarràs köyündeki arazilerinde nesillerdir şeftali toplayan Solé ailesi kendi dinamikleri içinde yaşamlarını sürmeye devam eder. Bu köklü aile birgün topraklarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve yılın son hasadına doğru yaklaştıkları bugünlerde bir karar almak zorundadırlar. 2022 İspanya-İtalya yapımı olan “Alcarras” Carla Simón’un Altın Ayı ödüllü çıkış filmi olmuş aynı zamanda 2002 İspanya Oscar Adayı olmuştu. Bizimde çok uzak olmadığımız kırsal hayatı farklı kuşakların gözünden gelenekler eşliğinde anlatılan filmin modern-taşra arasındaki çatışma izlemeye değer duruyor.
OKUL TIRAŞI
2021 festivallerinde kendinden oldukça bahsettiren bir başka yerli bizden bir film; “Okul Tıraşı”. Şehirden uzak, Van’ın zorlu kış şartlarında otorite ve katı disiplinle yönetilen bir yatılı erkek okulu. Bu okulda okuyan öğrencilerden Yusuf, nedeni belli olmadan bir anda hastalanan arkadaşı Memo’nun hastaneye kaldırılması için çok uğraşır ancak öğretmenlerini bir türlü ikna edemez. Gittikçe ağırlaşan Memo’nun durumuna karşı sorumluluk almak istemeyen öğretmenler bu işten sıyrılmaya çalışırken bazı sırlar ortaya çıkar. Berlinale’nin Panorama bölümünde FIPRESCI Ödülü’nü kazanan, Altın Portakal’da En İyi Film seçilen Ferit Karahan’ın “Okul Tıraşı” filmi kemikleşmiş adalet kavramı ve bu kavramın boşlukları üzerine işlenmiş iyi bir örnek. “Okul Tıraşı” şimdi Mubi’de…
Yorum Yaz