Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
Gazze’de yaşanan zulme ve soykırıma dikkat çekmek amacıyla resimler yapan sanatçı Kasım Tan, Litros Sanat’ın yeni sayısında sorularımızı yanıtladı: "Sanatın tam da böyle zamanlarda bir irade olduğunu ve sanatçının o iradeyi temsil eden kişi olduğunu düşünüyorum. Böyle bir konuyu, öz kimliğimle ele almamış olsaydım kendi sanat kariyerimin, kimliğimin ve sanatın hayatım boyunca bir önemi kalmayacaktı gözümde. Çünkü sanatçı olmak toplum içerisinde bir sorumluluk alma bilincini gerektirir ve her sanatçı bu sorumluluğu yerine getirmelidir. 7 Ekim’den bu yana kendini daha da gözler önüne yerleştirmiş olan bu soykırımın benim üzerindeki etkisini başka şekilde ifade edemem bu nedenle böyle bir tablo çizmeye karar verdim."
Birçok sanatçı kendi sanatı üzerinden dikkat çekmeye çalışıyor Gazze’de yaşanan insanlık dışı zulme. Kimisi müziğiyle yapıyor bunu kimisi sesiyle kimisi de kalemiyle. Formatları farklı olsa da hepsinin ortak derdi, ortak kaygısı Filistin… Bazısı da var ki fırça darbelerini Filistinlilerin sesi olmak için salıyor tuvaline… İşte onlardan biriyle tanıştıralım sizi; Kasım Tan. Filistin’de aylardır devam eden soykırıma dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla Üsküdar’da kocaman bir tuvale adeta acıyı resmetti. Üsküdar Valide-i Cedid Cami önünde, 9 metreye 3 metre boyutundaki “Gazze” adlı çalışmasını yapan Tan’a bu anlamlı çalışması sonrası Litros Sanat’ın yeni sayısı için sorularımızı yönelttik. Önce gelin onu daha yakından tanıyalım: “1996’da Diyarbakır Dicle’de doğdum. 12 yaşında Bursa’ya taşındık. Ortaokul ve liseyi Bursa’da tamamladım ve sonrasında İstanbul’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde resim eğitimi almaya başladım. Ardından atölyemi kurup resim çalışmalarımı orada sürdürmeye koyuldum.
Sanata ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?
Değindiğim konular, izleyicinin görmek istemedikleridir
Sanat sizin için ne demek ve kendi sanatınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Benim için sanat bir ifade biçiminin iradesidir. Değindiğim konular, izleyicinin gündelik hayatta görmek istemediği ve karamsar bulduğu yönlerdir. Tam da burada izleyiciyi kendi iç dünyasına yönlendirip orada görüp tanımak istemediği duygularla yüzleştiriyorum. Bu durum izleyici için nasıl itici ise benim için de bir o kadar derin ve yorucu. İçinde bulunduğum kültürün zenginliğinin izleyici bakiyesine ait olduğunu ve izleyicinin bu bakiyedeki zenginliği görüp tanımasını istiyorum.
Sanatçılar güncel olaylardan kaçınıyor
Türkiye’deki sanat ortamı hakkında ne düşünüyorsunuz, sorunlu olarak gördüğünüz konular var mı?
Türkiye’deki sanat ortamının sınıflandırıldığını düşünüyorum. Sanatçılarımızın ele aldığı konularda politik ve sınıfsal kaygılar güttüğünü ve yine sanatçılarımızın ele aldıkları konuların ütopik birer hayal ürünü dışına çıkmadığını ve güncel olaylardan kaçındıklarını düşünüyorum. Gerçek anlamda bağımsız bir kimlik edinmeye çalışan sanatçıların da dışlandığını görüyorum. Çünkü bağımsız sanatçılar kendi kaygılarını aşmış kişilerdir ve bunu işlerinde yansıtmaya özen gösterirler ki
tam da bu yüzden kendilerine duyulan hasetten dolayı dışlanmış pozisyondadırlar.
Gazze’de devam eden soykırım hakkındaki duygu ve düşünceleriniz nedir?
Bu konudaki duygu ve düşüncelerimi, bağımsız olacak şekilde, tarihe ve sanat tarihine geçecek bir eserde sert çizgiler ve yoğun duyguyla tuvale aktardım, ifade ettim.
Her sanatçı bu sorumluluğu yerine getirmelidir
Sanatsal çalışmalarınızın konusunu Gazze’ye çevirmeye ne zaman ve nasıl karar verdiniz?
Sanatın tam da böyle zamanlarda bir irade olduğunu ve sanatçının o iradeyi temsil eden kişi olduğunu düşünüyorum. Böyle bir konuyu, öz kimliğimle ele almamış olsaydım kendi sanat kariyerimin, kimliğimin ve sanatın hayatım boyunca bir önemi kalmayacaktı gözümde. Çünkü sanatçı olmak toplum içerisinde bir sorumluluk alma bilincini gerektirir ve her sanatçı bu sorumluluğu yerine getirmelidir. 7 Ekim’den bu yana kendini daha da gözler önüne yerleştirmiş olan bu soykırımın benim üzerindeki etkisini başka şekilde ifade edemem bu nedenle böyle bir tablo çizmeye karar verdim.
Bu eser kendi tarzımın bir kimliğidir
Gazze/Filistin konusundaki son çalışmanız hakkında bilgi verir misiniz?
4 yıldır üzerinde çalıştığım Kargaşa Serisi’nin en etkili parçası ve sonucu bu çalışma oldu. Kendi tarzımla, figürleri en etkili şekilde kompozisyona yerleştirmek, ışık ve gölgeyi en etkili şekilde kullanmak, bu çalışmada da güçlü ifadeler, yoğun duygular ve bunları aktaracak metotlar kullandım. Aynı zamanda bu eser kendi tarzımın bir kimliğidir.
Sergi düşünceniz var mı veya benzeri bir proje fikri?
Bir solo sergi açma hazırlığındayım ve bunun yanı sıra bu soykırımın sıradanlaşmaması için güncel işler
üretmek düşüncesindeyim.
Bu bilinçte olan kişilere sanatçı denir
Sanatçıların toplumsal konulara duyarsız kalmaması fikrine ve yine sanatçıların toplumsal konulara karşı duruşu konusuna bakışınız nedir?
Tüm insanlar toplumsal konularla kendi yöntemleri ile ilgilenmelidir. Sanatçıların tek farkı da bu yolda kullandıkları kanalın etkileyiciliğinin ve görselliğinin daha fazla olması ve toplumun sinir uçlarına benzemeleridir. Bu nedenle de kendilerine ek olarak toplumlarının da birer ifadecileridirler. Bu bilinçte olan kişilere sanatçı denir. Bana gelince; eğer amaçladığım şeyi gerçeğe dökebilmiş ve başarmışsam, beni buna vesile kıldığı için Allah’a şükrederim.
Çalışmam Gazze konusunun ilk adımıdır
Gelecekte/yakın zamanda toplumsal konular hakkında çalışmalar yapmaya devam edecek
misiniz? Belli bir proje var mı?
Sanatçı için toplumsal konular göz ardı edilmeyecek niteliktedir. Sanatçı çalışmalarına adım adım başlar
ken sonucunu getirmeyi de planlar. Bu çalışma Gazze konusunun ilk adımıdır, devamı zamanla sonuçlanacaktır. Belli bir projem var şu anda onun gizli kalmasını istiyorum.
Yorum Yaz