Türkiye'de Endülüs'ün rüzgarı eser mi?

MÜZİK

Marmaray müzisyenlerinden oluşan Grup Yolkestra, Üsküdar Belediyesi'nin destekleriyle 9 Ocak Pazartesi günü Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Endülüs Müziği Gecesi” isimli konserini  gerçekleştirdi. 

Grup Yolkestra’nın müzik koordinatörlüğünü Tunç Baydar üstlenirken orkestra ekibinde Marmaray müzisyenlerinden; Süleyman Can Yürek  udda, Sinan Durgun kanunda, Coşkun Kaymak ve Güven Kargın gitarda, Ceren Demirkul yan flütte, Nilay Özsu ve Volkan Özsu ise solist olarak sahne aldı.

Grup Yolkestra’nın “Endülüs Müziği Gecesi” konserinin adını duymam, heyecanlanmam ve merak etmem için yetmişti. Çünkü Endülüs tarihi ve mimarisi kadar  kadim müziğiyle de daima başları döndürmüş ve kulaklarımıza her zaman hoş bir sada bırakmıştır. Ayrıca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan doğu ile batının, dün ve bugünün kaynaştığı  Endülüs coğrafyasının müziğini dinlemek medeniyetler arası ve çağların harmanlandığı bir zaman kavramında yolculuk yapmak demekti.

İsmini yeni duyduğum bir grubun farklı bir alanda konser verecek olması beklenti eşiğimi belirsiz bıraktı. Fakat bu belirsizlik konserin beklediğimden çok iyi geçmesiyle sonuçlandı. Marmaray müzisyenlerinden oluşan grubun böylesine derya bir bölgenin müzikleriyle konser gerçekleştirmelerini takdirle karşıladım. Beklentinin üzerindeki performanslarından dolayı da tebrik etmeden geçemeyeceğim. Çünkü konser sonrası dinleyicilerin yüzlerine baktığımda memnuniyetleri rahatlıkla okunabiliyordu. Kısacası Bağlarbaşı'nda bir Endülüs rüzgarı esti.

Dinleyicilerin ruhunu gitara üflüyordu

Endülüs’ün eski geceleri ile İspanyol'un modern müziği arasındaki geçişler o kadar dengeliydi ki kendinizi konserde icra edilen eserlerle bir döneme bırakamıyorsunuz. Güven Kargın’ın gitarıyla bizi İspanyol besteci Francisco Tarrega’nın “Capricho Arabe” eseriyle 1892’ye götürüyor sanki dinleyicilerin ruhlarına gitarla üflüyordu.

Çok eski bir Endülüs şarkısı benimde çok sevdiğim bir şarkı olan “Lamma Bada” Süleyman Can Yürek’in sesi ve udu ile bizi Endülüs gecelerinden Akdeniz sahiline bıraktı. Bu şarkının tarihinin Endülüs’ten önceye kadar uzandığına dair iddialar var ayrıca şunu da belirtmek isterim “Lamma Bada” şarkısı Turkuaz sesli  Kraliçe yani Lübnanlı şarkıcı Feyruz tarafından  1960 yılında derlenip Suriye'nin Bilād eş-Şam festivalinde Arap alemine hediye edildi. Feyruz’un bu  armağanından sonra “Lamma Bada” Akdeniz'in her kıyısında çok sevildi, birçok sanatçı tarafından  da seslendirilir oldu. Pek çoğumuz bu şarkıyı Feyruz’dan, Lena Chamamyan'dan Radio Tarifa'ya, hatta death metal yorumuna kadar birçok sanatçıdan dinlemişizdir.

Feyruz’a tekrar gelmeden önce Grup Yolkestra’nın solistleri  Nilay Özsu ve Volkan Özsu, geçmiş ve moderniteyle harmanlamış ve kendi duruşunu var eden ama bir noktada da medeniyetlerin müzik beşiği konumunda olan İspanyol müziklerini söylediler. İspanyol müziği demişken Arjantinli ünlü şarkıcı Mercedes Sosa’yı anmasak eksik kalırdı. Konserde bu eksiklik yaratılmamış ve Mercedes Sosa’nın 1965’te çıkan ilk albümü olan “Canciones con Fundamento”dan Sosa’nın Joan Baez ile birlikte söylediği “Gracias A La Vida” kadar şarkılarına yer verildi. Güçlü müziği ile beraber duruşunu unutmayacağımız bir sanatçıyı bu konser vesilesi ile hatırlamış olduk.

“Nassam Alayna el Hawa” vatan özleminin tercümeye dökülmüş halidir.  Hikâyesi Mardin’den Lübnan’a uzanan kadife sesli Feyruz’dan duymaya alışık olduğumuz bu şarkı Süleyman Can Yürek’in yorumuyla Bağlarbaşı’nda bizlere vatan özleminin uzaklara biçilen bir duygu olmadığını hatırlattı.  O kadar güzel şarkılar ve besteler farklı sanatçılar tarafından tekrardan tazelenirken her şarkı üzerine konuşmanın geniş vakitler alacağı kesin. Velhasıl Grup Yolkestra’nın çalışmalarını tebrik eder ve konserlerinin devamını gelmesini dilerim. En azından Endülüs'ü kısa süreliğine olsa da sahnelerimizde ezgileri ve besteleri ile yaşamaya devam edelim. Bir sonraki konserde görüşmek dileğiyle.

Yorum Yaz