Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
Dijital ekranda; Disney Plus’ta yayınlanan Ata Demirer’in başrolünde yer aldığı “Bursa Bülbülü”, Netflix’te yayınlanan Oscar adayı “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” filmi ve “Dijital Platformlarda Ne Var Ne Yok” bölümünde belgesel, film ve dizi önerileri sizleri bekliyor.
2019’da 60 milyona dayanan sinema bileti sayısı pandemi sonrasında 2022’de 36 milyonu bulamadı. 2023 yılı da merakla beklenen sinema filmlerinin beyazperdelerde değil dijital mecralarda karşımıza çıkmaya başladığı bir yıl olacağa benziyor. Sinema salonlarının merakla beklediği ulusal komedi filmleri tercihlerini birer birer dijital mecralardan yana kullanıyorlar. Bu durumun son halkası Disney Plus’ta izlediğimiz Ata Demirer’in Bursa Bülbülü filmi oldu. Disney Plus bariz olarak geniş kitlelere hitap eden yerli projeleri bünyesine katarak el yükseltmeye devam ediyor. Netflix seri üretime devam ederken giderek fason üretim yapan konfeksiyon atölyelerine benzemeye başladı. Mubi festival ruhunu dijital platforma taşımaya devam ederek az ama nitelikli ürünlerle daha küçük bir kitlenin ilgi odağını geniş kitlelerle buluşturmaya çabalıyor. Yerli platformlar bu yarışta hâlâ gerideler.
Renkli ve hüzünlü: Bursa Bülbülü
Ata Demirer’in yeni projesi, tıpkı Şahan Gökbakar’ın Recep İvedik serisinin yenisinin olduğu gibi sinemada yayımlanmadan sadece dijital platformda yer alarak, sinema salonu-dijital platform çatışmasında dijital namına önemli bir kazanım oluşturdu. Seksenlerde kaset çıkarmak isteyen amatör bir müzisyenin yaşam mücadelesini resmeden Bursa Bülbülü, arka fona seksenlerde Bursa’yı alarak müzik piyasasının yükselen trendlerini es geçmeden renkli bir tablo sunuyor.
Bursa’da bir çay bahçesinde şarkıcılık yaparken gördüğümüz Cengiz artık hem gençlik yıllarını hem de kafasındaki saçları kaset yapma derdiyle yitirmiş haldedir. Kullandığı peruk her ne kadar ilk görünüşte onun derdine derman olsa da ilk aksiyonda ya bir yaramaz köpeğin dişleri arasında ya da bir meczubun elleri arasında karşımıza çıkarak Cengiz’in vermeye çalıştığı imajın uzun süre devam edemeyeceğinin ilk mesajlarını izleyicilere verir. Tesadüfen tanıştığı Bursa’nın ünlü bestekarı olan Şerafettin’den kaset çıkarmak için bestesini almak istediğinde Şerafettin Bey bestesini değil ama kanun çalan oğlu Taşkın ve güzel kızı Arzu’yla birlikte Cengiz’in yeni bir müzik grubu oluşturmalarını sağlar. Bu grup hızla yükselirken hayaller de giderek hayatın gerçeklerine yenik düşecektir. Bursa Bülbülü’nün en güzel tarafı yansıtmaya çalıştığı dönemden beslenen çok sayıda arabesk film gibi hayalperest ve ütopik bir mutlu sonla değil, son derece gerçek ve ayakları yere basan bir sosyolojiye yaslanarak sonlanmasıdır.
Kazananı olmayan savaş
Alman yazar Erich Maria Remarque'nın 1929’da yayımlanan Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok romanı savaşın sertliğini olanca gerçekliğiyle resmeden oldukça sarsıcı bir 1. Dünya Savaşı panoramasıydı. Roman askeri idealizmin bayrak savunuculuğunu yapan Nazi döneminin ilk yakılan kitaplarından da biri olmuştu. Çok sayıda dile çevrilip kısa sürede büyük ses getiren roman, 1930 yılında Lewis Milestone'ın yönettiği aynı isimli filmle ilk defa sinemaya da uyarlanmıştı. Film hem En İyi Yapım hem de En İyi Yönetmen Akademi Ödülleri’ni kazanan ilk yapım olarak tarihe de geçmişti. 1979’da TV filmi olarak tekrar uyarlanan bu sarsıcı roman, 2022’de Netflix platformunda Edward Berger'in yönettiği yeni bir uyarlama olarak karşımıza çıktı.
2022 yapımı "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" uyarlaması, 3 milyon askerin kaybedilip ne Almanların ne de Fransızların ilerleme kat edemediği Batı Cephesi’nde yaşanan insan kıyımını idealist bir ütopyayla askere yazılan genç bir Alman askerin yaşadıkları üstünden veren ve güçlü sinematografisiyle göz dolduran bir yapım. Titiz bir çalışmanın ürünü olduğunu hemen belli eden uyarlama ilk versiyonun da olduğu gibi Oscar yarışında başarı sağlayacak gibi görünüyor. Film şu anda en güçlü adaylardan biri. Savaşta canileşen insanın amaçsız öldüğü cephe mücadelelerinden biri olan 1. Dünya Savaşı’ndaki Batı Cephesi’nde yaşananları belgesel gerçekliğinde günümüz dijital izleyicisine sunan film, nitelikli bir savaş filmi izlemek isteyenler için unutulmaz bir deneyim sunacağına kuşku yok. Üstelik bir insanlık klasiğine dönüşen romanın da okunmasına vesile olabilir.
DİJİTAL PLATFORMLARDA NE VAR NE YOK?
NETFLİX
Ana, hemşirelik yaptığı Londra’daki bir hastanede, mülteci bir kadının çocuğunu doğurup öldüğünde geride bıraktığı Rusça tutulmuş günlüğünde yazılanların peşine düşmekten kendini alıkoymaz. David Cronenberg’in İngiltere’de fuhuş ticareti yapan Rus mafyasını keşfeden Rusya kökenli hemşire Ana’nın mücadelesini anlattığı filmi, sert bir gerçekliği başarılı bir senaryo ve oyunculuklarla sunuyor.
Film genç bir öğrencinin yardımıyla West Point’teki ABD Askeri Akademisi’nde meydana gelen gizemli cinayetleri çözmeye çalışan kıdemli bir dedektifin hikayesini konu ediyor. Christian Bale’in oynadığı “Solgun Mavi Gözler”de ünlü korku edebiyatı yazarı Edgar Allan Poe da genç bir öğrenci olarak ilk cinayet dosyasının çözerken resmediliyor. Güçlü bir sinematografiye sahip film, gerilim düzeyini son sahnesine kadar taşıyabiliyor.
Nisan 1940. Dünyanın gözü Hitler’in savaş makinesi için gerekli olan demir cevherinin kaynağı olan kuzey Norveç’te küçük bir kasaba olan Narvik’e dikildi. İki ay süren şiddetli kış savaşı boyunca, Alman lider ilk yenilgisine de bu coğrafyada uğrayacaktır. Karısı Nazilere çevirmenlik yapan bir askerin Nazilere esir düşmesinin yansımalarını anlatan film, 2. Dünya Savaşı filmlerini az bilinen bir cepheye taşıyor.
MUBİ
Martin, kendini eğitmiş bir işçidir. Yazar olma hayalini gerçekleştirirse sınıf atlayıp zengin bir üniversite öğrencisiyle evlenebileceğini düşünür. İşçi sınıfının döktüğü tere rağmen yaşadığı koşullar ve burjuva sınıfının refahı karşısında duyduğu rahatsızlık, politik bir uyanışa önayak olur.
Üniversiteden mezun olmak üzere olan Riley, amaçsız bir genç kadındır ve memleketi Philadelphia’dan tanıdığı bir adamın ilgisini çekmek için binbir zahmete girer. Bu süreçte aşka, ailesine ve geleceğine dair kaygılarla yüzleşmek zorunda kalır.
Konuşmayı pek sevmeyen, hızlı arabalara ise son derece düşkün olan gizemli kahramanımız ve onu takıntı haline getiren bir dedektifin öyküsü. Kara film ve aksiyonun havalı bir karışımı olan bu Walter Hill filmi araba takip sahnesi ve 70’ler sineması meraklıları için keyifli bir tercih.
DİSNEY PLUS
2000 sonrası ulusal sinemamızın klasiklerinden biri sayılan Mahmut Fazıl Coşkun’un yönetip Ercan Kesal’ın oynadığı film, taşradaki sıkışmışlık halini oldukça gerçekçi ve bir o kadar da mizahi bir dille anlatan unutulmaz bir çalışma.
2022 Sundance Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan “Tehlikeli Ateş”, ölümüne gözü kara Fransız bilim insanları Katia ve Maurice Krafft’ın eşi benzeri olmayan aşk hikâyelerini anlatıyor. Krafftlar, hayatlarını yanardağların sırlarını çözmeye adamışlardı ve bu uğurda dünyanın dört bir yanındaki etkin yanardağların ağızlarında, bazen 1200 dereceye ulaşan lav nehirlerinin yanında yaptıkları çekimlerle hem bilim dünyasında saygınlık hem de popüler bir şöhret yakalamışlardı.
60’lı yaşlarında olan Fern, Nevada’da şehirdeki ekonomik çöküşten etkilenen, neredeyse tüm eşyalarını kaybeder. Bu durumun ardından Fern, minibüsünü bir karavan haline getirip modern bir göçebe olarak yola koyulur. Çin kökenli genç yönetmen Chloé Zhao’nun Amerika’daki konut sorununa ve işçi sınıfının yaşadığı zorlu hayata gerçekçi bir tablodan baktığı film, 2021’de En İyi Film dalında Oscar almıştı.
GAİN
Rize ve Trabzon’un plakalarından hareketle bu şehirlerdeki yaşam pratiklerine eğilen belgesel, adeta paralel bir evrende yaşıyormuşçasına tamamen kendine has davranışları olan bölge insanının gündelik yaşamına odaklanıyor.
Georges Simenon’un dünyaca ünlü kitaplarından uyarlanan dizi Parisli dedektif Jules Maigret’ın vakalarını konu alıyor. Başrolde ünlü aktör Rowan Atkinson bulunuyor.
1870 Beyoğlu yangınında yanan ahşap binaların yerine Avrupa’dan ithal bir konut tarzı olarak yapılan apartmanların yapım sürecini, hikayelerini, kimlerin yaşadığını ve günümüze kadar uzanan hikayelerin anlatan arşiv değeri taşıyan bir belgesel.
Amazon Prime Video
Son yılların başarılı projelerinin öne çıkan yönetmeni Ceylan Özgün Özçelik’in yönettiği “Kaygı” filminde; haber kanalında kurgucu olarak çalışan 30’lu yaşlarındaki Hasret uzun süredir aynı kâbusu görmektedir. Tekrarlayan kâbusla aklına bir soru düşer: Annesiyle babası trafik kazasında ölmemiş olabilir mi? Film, 90’ların en travmatik katliamında ailesini kaybeden Hasret’in gerçeği öğrenme süreci mistik ve derinlikli bir anlatımla sunuluyor.
“Yaban Kedisi”, Amazon'a yolculuk eden genç bir gazinin ilham verici hikâyesini işliyor. Oraya vardığında, yaban hayatı kurtarma ve rehabilitasyon merkezini işleten genç bir kadınla tanışır ve leopar ailesinden kimsesiz bir oselo yavrusu kendisine emanet edildiğinde hayatı yeni bir anlam kazanır.
Mat Whitecross’un yönettiği belgeselde; “Doktor No”nun ve tema müziğinin 1962’de ortaya çıkışından Billie Eilish’in 2021’de “Ölmek İçin Zaman Yok”a yazdığı Oscar ödüllü şarkıya kadar Bond’un film müziklerinin tarihini gözler önüne seriyor.
Yorum Yaz