Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
Dijital platformlar; sinema ve eğlence dünyasında son yıllarda büyük bir dönüşüme öncülük etti. Film, dizi ve belgesellerin kolay erişilebilirliği, dağıtım kısmında da aynı kolaylık imkanını sağladı. Bu kolaylıkla birlikte dijital platformlar hepimiz için iyi bir alternatif oldu diyebiliriz. Özellikle pandemi döneminde sinema salonlarına karşın iyi bir alternatif olması izleyici bağlılığını oldukça arttırdı.
Bu platformlar sayesinde bağımsız yapımlar, genç yönetmenlerin projeleri ve dünya çapındaki çeşitli içerikler izleyicisiyle kolayca buluşabilme imkânı yakaladı. Bir festival filmini izleyebilmek için aylar beklemeye gerek kalmadı, zor bela imkan yaratıp kilometreler aşmak yerine bir aylık abone fiyatına festival vizyonlarıyla kolay ulaşılabilirlik sağlandı. Bunun gibi birçok olumlu etken listeleyebiliriz. İzleyicinin bu avantajlara bağlı olarak abonelik arttırmaları da her geçen gün yeni bir dijital platformun hayatımıza girmesine doğrudan etki oluşturdu. Bu artan alternatifler arasında akıllara doğrudan bir soru geliyor. Bu platformlar daha ne kadar artacak?
Dijital platformların hızla büyümesi, kullanıcıların bakış açısıyla bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Farklı platformlara özel içerikler, kendiliğinden fazla ödeme yapmak için zorlayıcı ekonomik bir yük oluşturabiliyor. Artan dijital platformlar ile ücretli üyeliklerin artması, içeriklerin çeşitliliği kullanıcılara doğrudan bir seçim yapma zorunluluğu sunuyor.
Bu durum, izleyicileri tek bir içerik için farklı platformlara yönelmeye iterek hem maddi açıdan hem de erişim kolaylığı açısından bir dizi sıkıntıyı gündeme getiriyor. Dijital platformların erişim noktasına, izleyici deneyimini daha pratik ve ekonomik hale getiren çözümler üzerinde düşünmek, bu yeni düzenin sürdürülebilirliği açısından önemli bir konu olabileceğini düşünüyorum.
Türkiye’de de açılacak olan yeni dijital platformların haberleri teker teker gelirken. Belki de aşırı konfor bizi ilerleyen vakitlerde kontrolsüz bir izleme kültürüne ulaştıracak. Platformlar kendi arasında içerik savaşı yaparken bizler sadece bir filmi merak ettiğimiz için platform üyeliklerimizi arttıracağız belkide. Bir sonraki sayıda acaba aramıza kimler katılır diye düşünürken sizlere bu ayki önerilerimi sunuyorum. Şimdiden iyi seyirler. Dijital platformlardaki filmleri bu sayıda da sizler için derledim.
MUBİ
YÜZLEŞME
Hızır, uzun süredir yoğun bakımda eşi Halime’yi kaybeder. Hasta bakıcısı Evren’in Halimenin ölümüyle ilgili bağlantısını öğrenen kızı Hatice derin bir şok yaşar. Aileyi derinden sarsabilecek bu gerçeği kardeşlerine açmak konusunda tereddüt ederken bir akşam yemeğinde ortaya çıkan gerçekler ailenin aralarındaki iletişimlerini tekrar gözden geçirmelerine sebep olur. Daha önce yaşanılanları hesaplaşmaları yapılan imtiyazların doğurduğu sessiz iç isyanlar gibi bir çok konu masaya yatırılır. Filiz Kuka’nın kardeşler arası bağların karmaşıklığını resmettiği ilk filminde, saklı kalmış gerçeklerin ömrünün ne kadar kısa olduğunu bir kez daha görüyoruz. Bir kaybın ardından dile getirilmeyenlerin doğurduğu sorunları merkeze alan film, her an ortaya çıkacak itirafların yükünü sonuna kadar taşıyor. Asiye Dinçsoy, Okan Urun, Nilay Erdönmez gibi isimlerin yer aldığı “Yüzleşme” şimdi Mubi’de…
GÖRÜLMÜŞTÜR
Zakir, İstanbul’daki bir cezaevinde hükümlülere gelen mektupları okuyup yasaklı kısımları
karartmakla görevli bir memurdur. Boş zamanlarında gittiği yazarlık kursunda edebi yönünü beslerken bir yandan da sosyalleşmeye çalışır. Cezaevi’nin soğuk havasından uzaklaştıkça daha da içine düştüğü bu durumla baş etmeye çalışır. Serhat Karaaslan’ın ilk uzun metrajlı filminde izleniyor olmanın verdiği hissi derinden yaşarken merak duygusunu da yükseklerde hissediyoruz. Bir cezaevi memurunun gözünden gördüğümüz dünyadan duygularımıza kırılmaz otorite eleştirileri eşlik ediyor. Saadet Işıl Aksoy, Berkay Ateş, İpek Türktan gibi isimlerin oyuncu kadrosunda bulunduğu “Görülmüştür” filmi şimdi Mubi’de…
VERONİQUE’NİN İKİLİ YAŞAMI
Birbirlerini tanımasalar da aralarında gizemli ve duygusal bir bağ bulunan iki kadının inişli çıkışlı yaşamlarındaki şahit olduğumuz filmde izleyiciyi bazı sürprizler bekliyor. Irène Jacob, hem Polonyalı koro sopranosu Weronika hem de onun Fransız ikizi müzik öğretmeni Véronique rolleriyle karşımıza çıkıyor. Irène Jacob’a unutulmaz performansıyla Cannes’da En İyi Kadın Oyuncu ödülü kazandıran filmin yönetmen koltuğunda Polonya sinemasının dev yönetmenlerinden Krzysztof Kieslowski yer alıyor. Öyleki Polonya sineması dediğimizde listenin en başlarında hep kendisinin filmlerine yer veririz. Büyüleyici görüntü yönetimi ve akıllara kazınan müzikleriyle 1991 yapımı “Veronique’in İkili Yaşamı”, şimdi Mubi platformunda…
GAİN
HAFIZA
Tanınmış ünlü bir bilim adamı olan Dunn Gordon yeni bir cihaz üretmenin eşiğindedir. Tüm bu çalışmalarında sona yaklaşırken cihazın tanıtımından kısa bir süre sonra gizemli bir şekilde ölür. Gordon’un eşi Carolyn için bu ani ölüm tam bir yıkım olur. Carolyn eşinin kaybı ile başa çıkmaya çalışırken, Dunn’ın çalıştığı şirket Cortex ise bilim adamının ölümü sonrası ortadan kaybolan cihazın peşine düşer. Bu bilim adamının ölümünün arkasındaki sebepler, beklenmedik gelen misafir ve daha bir sürü sır perdesi aralanmayı bekler. 2018 yapımı bu dram türündeki filmin yönetmen koltuğunda Mark Palansky oturuyor. Senaryosunu Mike Vukadinovich ile paylaşan Palansky’nin filminin oyuncu kadrosunda ise Peter Dinklage, Martin Donovan, Evelyne Brochu gibi bildiğimiz isimler var. “Hafıza” şimdi Gain platformunda…
HAYALETE ÖDE
Cadılar Bayramı gecesinde oğullarının gizemli bir şekilde kaçırılmasıyla hayatları bir anda allak bullak olan genç çift Mike ve Kristen Lawford çiftini gizemli olaylar bekliyordur. Olaydan tam bir yıl sonra açıklayamadıkları gizemli olaylarla ve korkutucu mesajlarla hayatları takrar karmaşık bir düzene girer. Korkutucu ipuçlarıyla oğullarını New York’ta aramaları gerektiğini anlayan çift, her şeylerini yok sayarak oğullarını bulmak için ellerinden geleni yaparlar. Bu arayışta onları bekleyen tehlikeli engeller ve sonunu bilmedikleri çaresizlikle baş başa kalırlar. Başrollerini Nicolas Cage ve Sarah Wayne Callies'in oynadığı filmin yönetmeni koltuğunda Uli Edel oturuyor. 2015 Amerika yapımı korku, gerilim filmi “Hayalete Öde” şimdi Gain platformunda…
METOT
Metot, aynı pozisyon için rekabet eden dört adayın gözünden iş dünyasının acımasız yönleri gözler önüne seren dört bölümlük bir mini dizi. Dört beyaz yakalı, köklü bir firmanın yönetici pozisyonu için insan kaynakları ile görüşmektedir. Son mülakata girecek olan adaylar, rakiplerini geride bırakmak için kendilerinden beklenin fazlasını göstermek için çabalar. Her bölümünde bir aday işi almak için kendine has metotlar dener. Bu metotlar işi alma arzusu ile birleşince komik bir hırsada dönüşür. Grönholm Teorisinden uyarlama olan dizinin yönetmenliğini Serkan Keskin yaparken oyuncu kadrosunda da yine Serkan Keskin’e Şebnem Hassanisoughi, Mustafa Kırantepe gibi tanıdık isimler eşlik ediyor. “Metot” şimdi Gain platformunda…
TABİİ
ARAKÇILAR
Osamu ve ailesi geçimlerini profesyonellikle yaptıkları hırsızlıkla sağlar. Hırsızlığın onlar için rutin olduğu günlerden birinde Osamu ve oğlunu bir sürpriz bekler. Marketten yemek için bir şeyler çalıp eve dönerlerken küçük bir kıza rastlarlar. Soğuktan dışarıda kalan kızı evlerine davet etmeleriyle artık aileye yeni bir üye dahil olur. Tesadüfen aileye katılan kızın gelişiyle her şey daha farklı olur. Gizli bir sırrın ortaya çıkmasıyla tüm ailenin hayatını bir anda değiştirir. 2019 Japonya yapımı Altın Palmiye ödüllü filmin yönetmen koltuğunda Hirokazu Kore-eda oturuyor. Senaryosununda kendisine ait olduğu “Arakçılar”ın oyuncu kadrosunda Lily Franky, Sakura Andô, Mayu Matsuoka’da yer alıyor. “Arakçılar” şimdi Tabii platformunda…
HAYAT
“Hayat” filmiyle kendisine dayatılanları kabul etmeyip evinden kaçan Hicran’ın yeni tercih ettiği hayata misafir o karmaşık ve cesaret dolu hayata oluyoruz. Hicran, babasının zoruyla nişanlanmak zorunda kalınca çareyi yeni bir hayat kurma umuduyla kaçmakta bulur. Zaten onunla evlenmeyi istemediğini düşünen Rıza, başlarda bu durumu önemsemez ama zaman geçtikçe bu durum onun zoruna gitmeye başlar. Daha fazla dayanamaz ve yüzleşmek için sadece bir kere gördüğü nişanlısını bulmaya İstanbul'a gider. “Kor” filminden 7 yıl sonra beyazperdede yerini alan Zeki Demirkubuz’un son filmi Hayat sinemaseverlerin gündeminde uzun süre kalacağa benziyor. Bekleyenleri tatmin etti mi orasıda ayrı bir tartışma konusu. Miray Daner’in bağımsız sinemadaki deneyimi ise filmin diğer dikkat çekici seçimlerindendi. Vizyondan sonra ilk kez bir platformda yer alacak olan “Hayat” şimdi Tabii’de…
İŞE YARAR BİR ŞEY
Leyla, gece treniyle çıktığı uzun bir yolculukta manzarayı ve insanları izlerken aynı trende yolculuk eden hemşirelik öğrencisi Canan’ı fark eder. Canan’ı bu trene bindirmiş olan büyük bir sorumluluk vardır. Leyla, Canan’ın anlattıklarından ve anlatmadıklarından bir bağ kurar, kendini kaptırır ve ona eşlik etmeye karar verir. Filmin sonunda bu kararın sonucunun iyi mi kötü mü olacağı meçhul ama denemeye değer olduğu aşikar. Kendisine has anlatısıyla bence bir yönetmen sineması sahibi olan Pelin Esmer'in bu filmi de diğer filmleri gibi kendisinden imza taşıyor. “11'e 10 Kala” ve “Gözetleme Kulesi”nden sonraki üçüncü uzun metrajlı filmi olan “İşe Yarar Bir Şey”den sonra heyecanla diğer işlerini beklediğimiz isimlerden kendisi. Senaryosunda Barış Bıçakçı'yla birlikte çalıştıkları filmin başrollerini Başak Köklükaya, Öykü Karayel, Yiğit Özşener paylaşıyor. “İşe Yarar Bir Şey” şimdi Tabii’de…
BLU TV
BİR MİLYON DAKİKA
Dışarıdan bakıldığında Vera ve Wolf Küper, 5 yaşındaki kızları Nina ve bir yaşındaki oğulları Simon mutlu aile hayatı sürerler. Bu hayata biraz daha yakından baktığımızda ise her şey çok farklı görünür. Evlilikleri krizde olan bir karı koca ve çoğu çift gibi artık hayatın hakkını veremeyecekleri hissiyle gündelik yaşamla boğuşurlar. Kızları Nina'ya bir hastalık teşhisi konulduğunda aile içinde başka çatırdamalar başlar. Küçük kızın ise bu kaos içinde başka bir istediği vardır. Nina, birlikte güzel şeyler dışında hiçbir şey yapmadan geçirebilecekleri bir milyon dakika ister. Bu dilek aileyi tekrardan harekete geçirir ve 694 gün sürecek bir ömür yolculuğuna çıkarlar. Yönetmenliğini Christopher Doll’in yaptığı filmin oyuncu kadrosunda Tom Schilling, Karoline Herfurth, Pola Friedrichs gibi isimler yer alıyor. “Bir Milyon Dakika” şimdi BluTV’de…
KRAL RICHARD: YÜKSELEN ŞAMPİYONLAR
“Kral Richard: Yükselen Şampiyonlar”, tenis kortlarında yıldız haline gelen Venus Williams ve Serena Williams'ın babaları Richard Williams'ın, profesyonel hayatı ve kızları ile olan ilişkisini konu ediyor. Richard Williams, profesyonel hayatınındaki tanınırlığı dışında kızları Venus ve Serena için aynı özeni gösteren bir baba. Bu fedakar babanın emekleri sayesinde Serena ile Venus, tüm ön yargılara karşı meydan okur ve başarıları kaçınılmaz olur.. Filmin bütününde bu fedakarlık ve hırsa şahit oluyor birçok sahnede bunu derinden hissediyoruz. Hırsın bazen tatsız bir duygu olduğunu, kazanma arzusunun ne demek olduğunu tenis maçı sahnelerinde hissetmemek mümkün değil. 2021 ABD yapımı bu otobiyografik film merak edenler için BluTV platformunda…
45 SANİYE
1999 depreminde kaybolan ve hala bulunamayan çocukların hikayesini anlatan belgesel afet geçmişimizi derin bir yerden bize tekrar hatırlatıyor. 17 bin kişinin hayatını kaybettiği en acı günlerimizden biri olan Marmara Depreminde ne tür ihmaller yapıldı , kimler kayboldu, kimler ne şekilde hayatta kaldı ve hala bugüne uzanan psikolojik etkileri… 45 saniye sürmesine rağmen yaşattığı etkinin büyüklüğün hala devam ediyo olması belgeselin en dikkat çekici konusu. Aradan geçen yıllara rağmen ulaşılamayan çocuklar kimilerine göre organ mafyası tarafından kaçırıldı, kimilerine göre ise evlatlık verildi. Ne olduğunu bilmeyen aileler ise hala kavuşma arzusuyla evlatlarını arıyor. Çekimleri Gölcük’te gerçekleşen belgeselin yönetmen koltuğunda “72 Numaralı Üsküdar” isimli belgesel filmi ile tanınan İzmitli yönetmen Berk Erözer oturuyor. “45 Saniye” şimdi BluTV’de…
Yorum Yaz