"Biz foto muhabirleri, dünyayı güzel gösterme çabasında değiliz"

Güncel KÜLTÜR SANAT

 

Başarılı foto muhabiri Cem Özdel, Litros Sanat’ın yeni sayısında sorularımızı yanıtladı. Yaşamına ve fotoğrafçılığa dair konuşan Özdel şunları söyledi: “Biz foto muhabirleri, fotoğraf sanatçıları gibi insanlara dünyayı renkli ve güzel gösterme çabası içinde değiliz. Hatta çoğu zaman, hiçbir insanın bulunmak istemeyeceği bir ortamı fotoğraflamak, orada yaşananları en vurucu haliyle insanlara göstermek zorundayız. Şu an Gazze’de savaşı fotoğraflamak isteyen fotoğraf sanatçısı çok fazla bulunmaz. Ama onlarca foto muhabirini orada görebilirsiniz.”

Hangi alanında olursanız olun fotoğrafçılık zor bir meslek… Ama sanırım belki de daha da zor olanı bunu gazetecilik mesleğiyle birleştiren foto muhabirler diye düşünüyorum. Fotoğraf çekmek için bulunduğunuz bölgenin durumu, coğrafi ve politik koşulları, insanların tutumu ve davranışları, size bakışı, etik ve mahremiyet konuları, riskli durumlar vs. bunların hepsi zaten zor olan foto muhabirlik mesleğini daha da zorlu hale getirebiliyor. Ancak dünya üzerinde bu işi hakkıyla yapılan oldukça başarılı foto muhabirler var. İşte onlardan biri de Cem Özdel… Bir foto muhabir olarak yıllarca dünyanın dört bir yanında fotoğraflar çekti, savaşların ve olağanüstü durumların ortasında bulundu, ödüller aldı ve mesleğini yapmaya devam etti. Tıpkı şu an Senegal’de olduğu gibi… 

Peki kimdir Cem Özdel? Kendisi 1977 yılında Erzincan’da doğdu, gazetecilik kariyerine 1999 yılında Milliyet Gazetesi’nde başladı ve 2001 yılında Anadolu Ajansı'na katıldı. Foto muhabiri olarak, Sudan’da yaşanan iç savaşın ardından Darfur’da yaşanan insani drama ve Suriye Savaşı gibi krizlere dair yaptığı haberlerle uluslararası tanınma kazandı. Fotoğrafları, TIME, The Guardian, The New York Times ve BBC gibi önemli küresel medya organlarında yayınlandı. 2012 yılında Türkiye'nin en büyük kömür madeninde çektiği güçlü görüntüleriyle ulusal ve uluslararası ödüller kazandı. Özdel, 2014 Dünya Kupası'nı Brezilya'da takip etti, NBA finallerini fotoğrafladı ve 2016'dan 2023'e kadar Türkiye Dışişleri Bakanı'nın resmi fotoğrafçısı olarak görev yaptı. 28 ulusal ödül ve 3 uluslararası onur ödülüne sahip olan Özdel, 110'dan fazla ülkede fotoğraf çekti ve dalış, yamaç paraşütü ve drone fotoğrafçılığı gibi konularda uzmanlık sertifikasına sahip oldu. Şu anda Senegal'in Dakar şehrinde kariyerine devam ediyor. Bu bilgilerden sonra gelin yaptığımız röportajla kendisini daha da yakından tanıyalım…

Bu serüven gazete okumayı sevmekle başladı

Fotoğrafa ne zaman ve nasıl yöneldiniz, fotoğraf sizin için ne demek?

Çocukluğumdan beri gazeteciliğe ve fotoğraf çekmeye çok meraklıydım. Uzun yıllar erkenden kalkar Milliyet Gazetesi alır, her köşesini okurdum. Aslında gazete okumayı sevmekle başladı bu serüven. Fotoğrafla tanışmam da babamın yurtdışında bir gazeteciden aldığı fotoğraf makinasıyla oldu. O zamanların Türkiye’si için çok şık bir makinaydı. Uzun süre o makinayla kendimce bir şeyler çektim. Daha sonra üniversite eğitiminde fotoğraf makinası ve kamerayla daha fazla zaman geçirmeye başladım. Bir şeyleri kaydetmenin gerekliliğini, ürettiğiniz her çalışmanın aslında 'tarihe düşülen bir not' olduğunu anladıkça, gazeteci olmanın beni mutlu edeceğini hissettim. Mesleğe 2001 yılında Anadolu Ajansı Antalya Bölge Müdürlüğü’nde muhabir olarak başladım ama fotoğraftan da hiç kopmadım. Sonrasında 2008 yılında Ankara’ya foto muhabiri olarak atandım. O günden beri de fotoğraf artık benim yaşam biçimim oldu.

Yıllarca süren bir savaşı tek bir fotoğraf ile hatırlamak mümkündür

Kendi fotoğraf üslubunuzu nasıl tanımlıyor ve adlandırıyorsunuz? Konu, içerik veya tema olarak daha çok ne tür fotoğraflar çekiyorsunuz?

Şimdi burada fotoğraf sanatçılığı ile foto muhabirliğini ayırmak istiyorum. Fotoğraf makinelerinin icat edilmesi ve devamında yazılı basında fotoğrafın kullanılmaya başlamasıyla ortaya çıkan “foto muhabirliği” mesleği, başladığı ilk günden itibaren dünya tarihine damga vurmuştur. Tarihin tozlu sayfalarına binlerce sayfa yazının anlatamadığını bir kare fotoğrafla anlatan foto muhabirleri, bir anlamda tarihin görsel arşivini de tutmuşlardır. Şöyle geriye dönüp baktığımızda dünya basın tarihinde öyle fotoğraflar vardır ki yıllarca süren bir savaşı tek bir kare fotoğraf ile hatırlamak mümkündür. Öyle anlar vardır ki sizden binlerce kilometre uzaklıkta çekilen bir kare fotoğraf, sizi hiç tanımadığınız insanların acısına ortak eder, belki adını bile bilmediğiniz bir ülkenin insanları için size gözyaşı döktürür. Biz foto muhabirleri, fotoğraf sanatçıları gibi insanlara dünyayı renkli ve güzel gösterme çabası içinde değiliz. Hatta çoğu zaman, hiçbir insanın bulunmak istemeyeceği bir ortamı fotoğraflamak, orada yaşananları en vurucu haliyle insanlara göstermek zorundayız. Şu an Gazze’de savaşı fotoğraflamak isteyen fotoğraf sanatçısı çok fazla bulunmaz. Ama onlarca foto muhabirini orada görebilirsiniz. Soruya dönecek olursak aslında odağında “insan” olan her şey bizim ilgi alanımıza giriyor. Ben farklı coğrafyalardan ve kültürlerden insanları ve onların yaşamlarını fotoğraflamayı seviyorum. Onların duygusal hallerini, yaşadıkları anların derinliğini fotoğraflarıma yansıtmaya çalışıyorum.

Şu an Senegalli balıkçıları fotoğraflıyorum

Şu an neler yapıyorsunuz? Neredesiniz? Üzerinde çalıştığınız bir proje var mı?

Şimdi Senegal’deyim, çalışmalarıma burada devam ediyorum. İlginç bir ülkedeyim. Çalışması hem zevkli ama bir o kadar zor. Dışarıda profesyonel kamera ile çekim yapmak gerçekten bazen çok zor oluyor. Durumu anlatana kadar tepki gösteren çok oluyor. İnsanları ikna ettikten sonra başladığınız çekimde de çoğu zaman doğallığı kaybediyorsunuz. Poz vermeler başlıyor. Aslında fotoğraflamayı sürdürdüğün birkaç proje var, önceliğim, Senegalli balıkçılar. Geldiğimden beri onları çekiyorum. Geleneksel balıkçılık burada çok yaygın. O nedenle bu alanda çalışmak hoşuma gidiyor. Senegal’de çok sayıda tarikat var. Müridiler, Ticaniler, Baye Fall’lar… Bunları da fotoğraflıyorum.

Şimdi herkes fotoğrafçı oldu bile…

Herkes fotoğrafçı olabilir mi? Fotoğrafçılık doğuştan bir yetenek ister mi, yoksa eğitim şart mı?

Bence son 15 yıldır özellikle dijital fotoğraf makinelerinin cep telefonlarına entegre edilmesinin ardından artık herkes fotoğrafçı oldu bile. Eskiden çok masraflı ve zaman alan bir işti fotoğrafçılık. Filmi, banyosu, baskısı... Şimdi bir tuşa basıyorsunuz 1-2 saniye içinde dünyanın öbür ucuna fotoğraf gönderiyorsunuz. Fotoğrafçılık üzerine onlarca sosyal medya platformu var. Buraya her gün birbirinden güzel milyonlarca fotoğraf yükleniyor. Yani artık herkes bu işe ilgi duymaya başladı. Fotoğrafçılık evet bence yetenek isteyen bir meslek. Özellikle herkesin elinde bir kamera olduğu dönemde bu işten profesyonel olarak para kazanmak, ciddi bir yetenek ve emek gerektiriyor. Eğitim her meslek için bence şart. Eğitim ve yeteneğin birleşmesi en doğrusu tabi ki.

Yapay zekâ mutlaka fotoğrafçılığa büyük zarar verecektir 

Fotoğrafın ve fotoğrafçılığın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şimdi birkaç yıldır yapay zekâ ile yapılan fotoğraflar önümüze düşmeye başladı. İlk zamanlar kalitesi düşük çalışmalardı. Ancak gün geçtikçe inanılmaz şeyler karşımıza geliyor. Baktığımız fotoğrafın gerçek mi, yoksa yapay zekayla mı yapıldığını ayırt edemez olduk. Bu fotoğrafçılığa büyük zarar verecektir mutlaka. Ancak foto muhabirliğini bir süre daha etkileyeceğini düşünmüyorum. Haber fotoğrafçılığı tamamen gerçekler üzerine kuruludur. Biraz önce bahsettiğim gibi bizde photoshop kullanımı bile çok kısıtlı.

Sizin bundan sonraki hayaliniz, plan ve projeleriniz nelerdir?

Yaklaşık 25 sene yoğun bir iş hayatı geçirdim. Şimdi daha sakin çalışıyorum. Üzerine çalıştığım fotoğraf kitapları var. Önümüzdeki yıl ilk kitabımı çıkarmak istiyorum. Ayrıca Afrika’da bulunduğum süre içinde belgesel türü çalışmalar da yapmak istiyorum.

Bir foto muhabiri fotoğrafında manipülasyon yapamaz

Bir foto muhabiri olarak fotoğrafta manipülasyonun sınırı sizce ne olmalı? (Dijital dokunuş, photoshop vs.)

Bir foto muhabiri fotoğrafında manipülasyon yapamaz. Bizde bu konuda çok net bir kırmızı çizgi vardır. Bizim photoshop kullanımımız da çok sınırlıdır, kadraj almakta ve belki biraz da pozlama düzeltmekte kullanırız. Onun dışında herhangi bir müdahale yapamayız.

Etik kurallara uysunlar, mahremiyete saygı göstersinler…

Foto muhabiri olmak isteyen gençlere neler söylemek istersiniz?

Öncelikle “merak” ve “tutku”... Foto muhabirliği sadece bir meslek değil, tutku meselesidir. Meraklı olan, dünyayı keşfetmeye ve farklı hikayeleri öğrenmeye istekli olanların mesleğidir. Bu mesleği yapacak genç arkadaşlarıma tavsiyem, etik kurallara uysunlar, insanların mahremiyetine saygı göstersinler ve bence en önemlisi güvenilir olsunlar. Biz insanların hobi olarak yaptığı bir işi, fotoğrafçılığı, yeri geldiğinde canımızı tehlikeye atarak yapıyoruz. Birçok insanın yapamayacağı kadar çok seyahat ediyoruz. Ailemizi uzun zaman görmediğimiz oluyor. Veya bazen riskli yerlerde bulunduğumuzda, nerede olduğumuzu ailemize söyleyemiyoruz. Dünyadaki en tehlikeli 10 meslekten biri. Bence cesaret, soğukkanlılık ve yetenek, bu meslekte başarının anahtarlarıdır. Yetenek, eğitimle geliştirilebildiği için makinayı ellerine ilk aldıklarında harikalar yaratacaklarını düşünmesinler. Çok çalışarak başarılı olabileceklerdir. Foto muhabirleri entelektüel insanlardır, bunu unutmasınlar ve her konuda bilgi sahibi olmaya çalışsınlar. Üniversite mezunları için de Anadolu Ajansı'nın düzenlediği Haber Akademisi Programı’na katılmalarını tavsiye ederim. Ve tabi ki en az iki dil öğrensinler.

Ali DEMİRTAŞ
Ali DEMİRTAŞ

Gazeteci ve film yapımcısı. 10 Nisan 1996 tarihinde Niğde’de doğdu. 1999 yılından beri İstanbul’da yaşıyor. Lisans eğitimini İstanbul Arel Üniversitesi’nde yüzde 100 başarı bursu ile Gazetecilik üzeri ...

Yorum Yaz