İsmet Özel’e dair birkaç hatıra

EDEBİYAT

Sadece güçlü şiirleriyle değil, sarsıcı ve uyandırıcı fikirleriyle de toplumumuzda karşılığı olan, kesin tespitlerine, keskin tahlillerine, uyarılarına ve ikazlarına rağmen, sevilen ve sayılan İsmet Özel hakkında iddiasız bir şekilde bazı satırları karalamak istiyorum.

 

İlk tanışıklığımız Bâbıâli’de oldu. Cağaloğlu’nda Üretmen Han’da Çıdam Yayınları’nı kurmuştu. 1988 yılında kurulan yayınevi 1994’e kadar devam etmişti. 80’li yılların sonunda bu handaki odasında bir arkadaşımla birlikte kendisini ziyaret etmiştik. Arkadaşım Fransızcayı iyi biliyordu. İsmet Bey onunla Fransız dili, edebiyatı ve kültürü hakkında konuşmuştu.  

 

Sonraki ziyaretlerim, Şule Yayınları’nda ziyaretler devam etti. Yayınevi, şairimize bir oda tahsis etmişti. Ben de Ali Ural’ın isteği üzerine Kitap Haber dergisine aylık biyografik yazılar yazıyordum. Yayınevine her uğrayışımda İsmet Bey odasında ise kapısını tıklatıyor, selam verip kısa bir ziyarette bulunuyordum.

 

Dergide “Kayıp İstasyon” adıyla yayımlanan ve okuyucu bulan yazılar kitaplaşacaktı. Kitaba, köşenin adını vermeyi düşünüyorduk. Bir gün tam bu konuyu konuşurken İsmet Bey çıkageldi ve durumu öğrendi, isme itiraz etti: “Kayıp istasyon olur mu canım? İstasyon kaybolmaz. Tren kaybolur.” dedi. Gülüşmüştük ama yine de kitap bu isimle yani “Kayıp İstasyon” adıyla yayımlandı.   

 

Tarihî fotoğraf karesi

 

Bu ziyaretler esnasında bazen kalabalıklar da olurdu. Cağaloğlu’nda Alayköşkü Caddesi’nin başındaki yayınevinin o salonunda çekilmiş bir fotoğraf var ki hakikaten kıymetli bir hatıra olarak kabul ediliyor. Zira genç yaşta ebedî âleme göç eden Asım Gültekin kardeşimiz de o gün aramızdaydı. İşte o fotoğraf karesinde yer alan isimler: İsmet Özel, Selahattin Yusuf, Sadettin Acar, Murat Menteş, Asım Gültekin, Ali Ural, Ahmet Kot, Mehmet Nuri Yardım, Taha Ayar ve Hüseyin Yorulmaz. 

 

“Çanakkale Savaşı, dünyada İslam’ın izzetini koruyacak kişilerin şehit düştükleri bir savaştı.” diyen ve ardından “İstiklal Harbi çok önemli. Çünkü 1918’de kâfir güç, İslamî bir siyasi mevcudiyetin kalmamasına karar vermişti. Fakat burada, yok olmayı reddeden Müslümanların olduğu anlaşılmıştı.” diyen İsmet Özel, İstiklal Marşı Derneği’ni 2007 yılında kurdu.  O ‘inanmış’ dostlarıyla yola çıkmıştı. Çünkü “İkna edilmişlerle yola çıkılmaz. Yola, inanmışlarla çıkılır.” demişti. Derneğin kuruluş amacını da şu özlü sözlerle tarif etmişti: “İstiklâl Marşı Derneği 2007 yılında İstiklâl Marşı’nın yazılma gayesine uygun olarak kuruldu. Yani İstiklâl Marşı hangi gayeyle yazıldıysa İstiklâl Marşı Derneği de o gayeyle kuruldu.”

 

“Bir Yusuf Masalı”nı dinlemek…

 

“Bir Yusuf Masalı”nın tamamını şairinin sesinden, İsmet Özel’den üstelik Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda dinlemek olağanüstüydü. Bir şiir kitabının tanıtımı için alışılmamış bir hâldi bu. O tarihî günde bulunmak fakire de nasip oldu. İsmet Bey’le ne yazık ki görüşmelerimiz az oldu; son dönemde ziyaret edemedim. Bir gün, Sultanahmet’te aynı tramvay vagonuna binmiş, ayaküstü de olsa biraz sohbet etmiştik. Başka bir gün onu uzaktan, Aksaray’da Pertevniyal Lisesi’nin üst tarafındaki küçük parkta, bankta otururken görmüştüm. 

 

Geçenlerde titizlikle hazırlanmış olan “Hece Dergisi İsmet Özel Özel Sayısı”nı tanıtırken şu satırları yazmıştım: “Her gün lanetlenen bir güruh ile karşı karşıyayız. Kan içici, soykırımcı bir habis topluluktur İsrail terör örgütü… Bütün dünyayı düşman bilen, birkaç milyonluk nüfusunun dışında hiç kimseyi insan saymayan bir sapık topluluk! Arkasında dünyanın kıyıcı gücü ABD. Milyonlarca Kızılderili’yi acımasızca katletmiş bir emperyalist devlet! Suç ortakları Vahşi Batı’nın ‘tek dişi kalmış canavar’ları… Bebekleri ve çocukları katletmekten haz duyan vampirler… Öldüremediklerini sakat bırakan, kurtulanları açlığa ve salgına mahkûm eden sefiller! Şehit ettikleri Filistinlilerin mezarlarını bile parçalayan leş yaratıklar!

 

Bugün dünyanın durduramadığı bu alçakları şairler yok edebilir. Şiirleriyle, mısralarıyla onları cehennem çukuruna atabilir. Geçmişte Mehmed Âkif “İstiklal Marşı”yla yapmıştı bunu. Bugün de en değerli şairimiz İsmet Özel, şiir mızrağını emperyalizmin kalbi olan Tel Aviv’in kalbine saplayabilir. Bizim şairlerimiz vicdanın temsilcisidir. Mehmed Âkif, Yahya Kemal, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, İsmet Özel... Her biri azgın küfür ordusunu tek başlarına durdurabilen dev sanatkârlardır!”

 

Aziz okuyucu, bu akıllı uslu bir inceleme veya biyografik yazı değil gördüğün gibi. Serbest tarzda kaleme alınmış, biraz da serazat bir metindir. Öyleyse İsmet Özel’in kendi nüktelerinden veya ona dair yazılmışlardan kaydettiğim birkaç hatıra ile yazımı tamamlayayım. Böylesi daha hayırlı olur. Siz de bu hâli hoş görün, olur mu?

 

Şiirsiz Dergâh

 

TRT2’de “Mecmua” programını dinliyorum. Tarih 7 Ağustos 2023 Salı akşamı. Mustafa Kutlu ve İsmail Kara anlatıyorlar. İsmet Özel’in Dergâh Yayınları ile irtibat kurduğu 90’lı yıllardan bahsediyorlar. Mustafa Kutlu İsmet Özel ile ilgili bir hatırasını tebessüm ederek şöyle anlattı. Dergâh dergisi yayına başlarken Mustafa Kutlu, İsmail Kara ve İsmet Özel bir araya geliyorlar. İsmet Özel’e, “Dergâh’ın şiir bölümüne siz baksanız… Dergâh’a girecek şiirleri siz seçseniz…” diyorlar. İsmet Özel buna şu cevabı verir: “O zaman Dergâh’ın bazı sayılarının şiirsiz çıkmasını göze alabilir misiniz?” İsmet Özel dergide çıkacak şiirlerin sorumluluğunu almaz ama Dergâh’ta bir yıl boyunca önce yazılarını yayımlatır, sonra da şiirlerini neşrettirir.

 

Herkese selam 

 

Bu hoş hatıra da dostum şair ve yazar Hüseyin Akın’dan. Bilindiği üzere sosyal medya bir âlem. Bu mecrayı iyi ve ölçülü kullananlardan biri de Hüseyin Akın. 9 Ocak 2024 tarihinde şöyle bir paylaşım yapmıştı: “Rüyamda İsmet Özel’i gördüm, tek başınaydı. Çok neşeli, çok sağlıklı ve cana yakındı. Tam uyanmaya yakın ‘Herkese selam söyleyin.’ dedi. Şimdi herkes kim onu arıyorum. Yine de üzerimde kalmasın İsmet Özel’in herkese selamı var.” Bu notu görür de durur muyum? Ben de hemen altına şu notu düştüm: “Aleykümselam Hüseyin Bey, Cenabı Allah şairimize ve size sağlıklı, bereketli ve huzurlu ömür nasip etsin.”

 

İmdat!

 

Kadim dostum, iyi yazar, edebiyatçı Sadık Yalsızuçanlar, şair ve yazar İsmet Özel ile ilgili güzel bir nükte anlatmıştı. Onu da size nakledeyim: Hulki Cevizoğlu bir programına İsmet Özel’i konuk olarak almış. Sorular bitip, program sona ererken şaire “Son sözünüz nedir?” diye sormuş. İsmet Özel şu cevabı vermiş: “İmdat!”

 

Güzel şeyler

 

Bu anekdot da “Türkiye sevgisi imandandır.” sözüyle tanınan ve sevilen Ebubekir Kurban’dan. Malum fuarlarda imza günleri ilginç buluşmalara, hoş hatıralara vesile oluyor. Bunun için kitap fuarlarını çok seviyorum. İmza günlerini de… Zira yazarlar ve okuyucular yüz yüze görüşüyor, tanışıyorlar. Birbirlerine olan muhabbetleri artıyor, aşinalıkları ziyadeleşiyor. Hasbi dostlarımdan Ebubekir Kurban, bir kitap fuarına gider. O gün çok sevdiği İsmet Özel’in imza günü vardır. Yayınevinin standını bulur, okuyucular safına girer, sırasını bekler. İsmet Bey kitaplarını imzalarken sıra kendisine gelir. Standın önüne geçip şaire selam verir sonra da yeni eseri “Erbain”i kendisine uzatır, “Benim için güzel şeyler yazar mısın abi?” der. İsmet Bey kitabı alır, imzalar, sonra da geri verir. Ebubekir Bey merak ve heyecanla hemen kapağı açar ve yazılanları okur: “Ebubekir Kurban için güzel şeyler.”

 

İsmet Özel’in doğum gününü yürekten kutluyorum. Bu doğumun ve ardından gelen mücadeleli hayatın hayırlara vesile olduğuna inanıyorum. Bu münasebetle inancının sözcülüğünü cesaretle yapan mustarip adama, aziz şairimize, kıymetli mütefekkirimize ve bütün sevdiklerine sağlıklı, bereketli, huzurlu ve hayırlı bir ömür diliyorum.

 

 

 

Yorum Yaz