Gazoz Bizim Sevdamız

/
13 dakikada okunur

Mine ÇAKAR

Bir dönem yazlık sinemaların ve köşe başı bakkalların gözdesi olan gazozlar, Vefa ve Balat’ta Türkiye’nin dört bir yanından gelenlere nostaljik serinlik yaşatıyor. Unutulmaya yüz tutmuş gazozları 5 yıldır meraklılarıyla buluşturan Mahmut Saklı, “Memlekete olan sevdamızla bu yola koyulduk” dedi.

Bir zamanların en meşhur içeceğiydi. Şişeleri biriktirilir, kapakları çocuklar arasında oyuncağa, kadınların elinde sanat eserine dönüşürdü. Sinemaların, okul çıkışlarının, hamamların baş içeceği idi. Zamanla küresel rekabete dayanamayıp gücünden düştü fakat gönüllerdeki yeri ve damaklarda bıraktığı tadı hiç unutulmadı. Yüzyıllık ömrü nostalji durağına varmış ve çocukluk hatıralarında sıkışmışken genç bir girişimcinin sevda aromalı vizyonuyla, gazoz usul usul hayatiyetini geri kazanmaya başladı.
Beykoz doğumlu 29 yaşındaki Mahmut Saklı’nın ‘Sevda’ tanımıyla başladığı işle gazozun tekrar canlanmasının nasıl kesiştiğini öğrenirken siz de çocukluğunuzun içeceğini arıyor, kapağının açılma sesi ve tadıyla nostaljik bir serinlik yaşamak istiyorsanız, yolunuzu Vefa ya da Balat’taki ‘Sevda Gazozcusu’na düşürmeyi unutmayın diyoruz.

Öncelikle sizin gazoz hikâyenizden başlayalım. Nasıl ve ne zaman bu işe başladınız, neden ‘Sevda Gazoz’?
İstanbul Üniversitesi’ne 2012 yılında başladım. Öğrencilik dönemim Fatih, Beyazıt ve Vefa semtinde geçti. Bu yıllarda sürekli çalışıyordum ve ticaretle uğraşıyordum. Küçük bir köfte dükkânı açmıştım ve global içeceklere yer vermiyordum. O dönemde bu firmalara tepki vermek amacıyla yere dökülen içecekler, yakılan dolarlar, kurulan dolar turşuları karşısında farklı bir tepki vermem gerektiğini düşünüyordum. Bir gün öğretmenim dükkânıma ziyarete geldi. Gazozu çok sevdiğini söyledi ve “Benim için gazoz koyar mısın?” dedi. Yerli ürün olması kaydıyla koyabileceğimi söyledim. Ve o gün internette gazoz fiyatlarını inceledim, neler olduğuna baktım. Nostaljik, çeşit çeşit gazozların var olduğunu gördüm. Merak ederek üretimde olup olmadıklarını araştırmaya başladım. Birçoğu kapansa da faaliyette olan 30-40 çeşit yerel gazozun var olduğunu gördüm ve onları dükkânımda vitrin olarak kullandım. Üniversiteye gidip gelirken ticari hayatım da ilerliyordu, şu anda Vefa’da bulunan şubemizin devredildiğini gördüm. “Acaba burayı devralıp gazozcu mu açsam?”” şakayla karışık konuşurken ciddiye dönen bir serüven oldu. İlk başladığımızda ismimiz Vefa idi fakat patent problemi yaşadık. Memleket sevdamızla da yola çıktığımız için adını Sevda Gazozu koyduk. Yaklaşık 5 yıldır Sevda Gazozcu olarak faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Sadece Türkler Sahiplendi
Hangi aşamalardan geçtiniz ve şu anda vardığınız noktayı anlatır mısınız, bu çerçevede hedefleriniz nelerdir?
Biz bu işte çok farklı ve zorlu aşamalardan geçtik. Türkiye’de bunun ilki olduk. Yerel gazoz işletmesi açmak cesaret edip yapılabilecek bir şey değildi. İlk açtığımızda bu işten kâr beklentimiz yoktu. Tamamen milli ve manevi duygularla açmış olduğumuz bir şeydi. Ama çok ticari kaygımız olmasa da en azından kendimizi geçindirecek kadar sürekli bir beklenti içindeydik. Bunun ilki olmamız sebebiyle başlangıçta zorluklar çektik. Toptancılara ulaşamıyorduk, farklı şehirlerle irtibat kurduğumuz için otobüs firmalarından gazozlarımızı sırtlanıp taşıyorduk. Böyle ter kan içinde zorlu aşamalardan geçtik. Daha sonra ortağımla birlikte sistemi tüm yönleriyle oturttuktan sonra insanların bizden ve başkalarından görüp ilham alması ve bu tür işletmelerin artmasıyla işimiz biraz daha kolaylaştı. Biz istiyoruz ki bu işletmelerin sayısı daha da artsın, yerel içeceklere daha fazla kıymet verilsin ve bizim yerli firmalarımızın tanıtımı ve dağıtımı daha kolaylaşsın. Vardığımız nokta gerçekten çok dikkat çekici. Ulaşım konusunda artık hiç bir sıkıntı yaşamıyoruz. İstediğimiz ürünü, istediğimiz an 24 saatte işletmemize getirebiliyoruz. Eskiden gelmesi bir hafta hatta bir ay süren ürünler, 12 saat içinde bizde olabiliyor. Birkaç yıl içindeki bu hızlı gelişim bizi çok mutlu ediyor.
Gazoz ismi Fransızca gaze-use kelimesinden geliyor. Aslında Fransa ile başlayan bir süreç. Türkiye’de 1800’lü yılların sonunda gazoz imalathanesinin kurulmasıyla başlıyor. Bir tarihi var mı diye soracak olursak; 1880 ve 1890’lı yıllardaki Karaköy, gazoz tarihinin başladığı yer diyebiliriz. Gazozla ilgili dünyada bir geleneği olan sadece Yunanistan ve Türkiye var. İki ülke dışındaki ülkelerde bir gazoz geçmişi veya geleneği yok. Gazozculuğu sahiplenen bir tek bizim Türkler olmuş. Yunanistan’da da küçük çapta da olsa bir gazoz geleneği var.
Eskiden her şehirde gazoz olduğu için Türkiye’nin çok önemli bir kültürü haline de gelmiş. Global ürünlerin piyasaya girmesiyle gazoz sektörü sekteye uğramış ve gazoz kültürü gerilemiş olsa da günümüzde hala bu kültür bir şekilde devam ediyor. Otuz yaşının üstündeki herkesin gazoz içme isteği, anısı ve hikâyesi var.
Hindistan cevizli, zencefilli, çikolatalı
Kaç çeşit gazoz var dükkânınızda? Dükkânınızı ilk kez görenlerin tepkisi ne oluyor?
İşletmemizde şu an yaklaşık 100-120 çeşit gazoz var ama sürekli değişiyor. 40 – 50 marka, 20’den fazla da aromamız mevcut. En beğenilenleri ise zencefilli, Hindistan cevizli ve çikolatalı aromalar. Dükkânımıza ilk girenlerin tepkisi çok farklı oluyor genelde. Çünkü herkesin gazozla ilgili bir anısı var Türkiye’de ve bu farklı tepkiler de işimizi geliştirmemize katkı sağlıyor aslında. O hikâyeleri dinlemek bizi mutlu ediyor. Keyif alıyoruz bu işi yaparken. Fotoğraf çekip bizimle ve arkadaşlarıyla paylaşıyorlar. Bu bizim için bir nevi ücretsiz reklam da oluyor. Gelen misafirlerimiz hem yerel gazozlarımızın hem de işletmemizin tanıtımını içtenlikle yaparak mutlu bir şekilde ayrılıyorlar.
Türkiye’de kaç ilin gazozu var ya da gazozu olmayan şehir var mı?
70 ve 80’li yıllarda her şehrin mutlaka bir gazozu varmış. Hatta her mahallede küçük çapta bir gazoz imalathanesi bulunurmuş. İnsanlar gazozculara gidip sıraya girer, çocuklar gazoz almak için para biriktirirmiş. Baba ve oğlu bir kahvehaneye gittiğinde “Bana çay, çocuğa da gazoz” dermiş. Bu şekilde insanların anıları var. Her ilin gazozu olduğu gibi o yıllarda binden fazla da üretici varmış. Şu an yaklaşık 50 şehrin gazozu var ama yeniden sayıları artmaya başladı. Umarız bu artış devam eder.

 Kola veya ayrana karşı konumu nedir?
Gazoz nostaljik bir içecek. Tüketim yönünden kola gazozun önüne geçse de ayranla başa baş durumda. Bir dönem işletmemizde ayran ve yerel marka kolalar da bulundurduk ama gazoz daha ön plandaydı. Nostaljik bakımdan gazoz, ticari yönden kola ve ayran popüler. Fakat her insanın gazoza karşı gerçekten farklı bir ilgisi var. Bir şekilde o şişe ve içeceğin buluşması insanları çekiyor. Yemeklerle, kuru yemişle, pasta ve tatlıyla uyumlu tadı ve damak zevki gazozun sevilen içecek yapıyor.
Kışın İçmek Daha Keyifli
Gazoz içmenin iyi zamanı ya da mevsimi var mı?
Gazoz dört mevsim gidebilen bir ürün olsa da aslında kışın içilir. Çünkü içindeki şeker vücutta bir ısı oluşturur, üşümeyi engeller. Bir de kışın içmek daha keyiflidir. Çünkü yazın yüksek sıcaklıkta gaz boşluğa düşüyor ve asidi verimli şekilde alamıyorsunuz. Ama kışın o soğukta içimi sert ve daha güzel tat alıyorsunuz.

Önceki Yazı

İstanbul’da Nefes Aldıran Adresler

Sonraki Yazı

Gençler E-Spor Şenliği’nde Buluştu

Son Yazılar

Gandi mürşid arıyor

İnsan eğitimi Hz. Âdem ile başlayan kutlu bir yolculuktur. Peygamberlerden sonra onların varisleri olan alim arif