Kütüphane şehri çocukları

11 dakikada okunur

Merve Yavuzdemir
kutupanne@gmail.com
Kütüp-Anne Platformu
Çocuk ve kütüphane ilişkisinin temellerinin sağlam olması için kütüphaneler sadece çocuklara kitaplar sunmamalı. Onlara yeni deneyimler, farklı olanaklar sunarak kitapların dünyasına yaklaştırmalı.

Her çocuğun doğduğu andan itibaren nitelikli, çeşitli ve yeterli kitaba erişim hakkı vardır. Bu hakkın en önemli sağlayıcısı ise kütüphanelerdir. Birçok gelişmiş ülkede sosyal altyapı ağının en önemli odağı halk kütüphaneleridir. Kütüphaneler, okuma kültürü ve bilgi okuryazarlığı kazanımının yanı sıra, erken yaşlardan itibaren vatandaş olma bilinci ve toplumsal farkındalık da sağlıyor.
Dünyada yaşanan değişim ve dönüşümler ışığında kütüphanelerin tanımı ve toplumdaki yeri de değişiklik gösterdi. Son yıllarda kütüphanelerin koleksiyonları kitap dışı materyaller ile toplumun ihtiyacı doğrultusunda zenginleştiriliyor. Etkinlikler ve sundukları imkânlar ise kullanıcılarının sadece okuma kültürünü geliştirmekle kalmayıp, her bireyin kendini gerçekleştirmesine destek olacak niteliktedir. Bu bağlamda, çocuk kütüphanelerini çocuklara doğduğu andan itibaren kitap sağlamakla görevli kamu kurumu olarak tanımlamak eksik bir tanımlama olur. Çocukların kitapla buluşarak okuma alışkanlığı kazanması elbette önemlidir. Ancak, çok daha önemlisi çocukların kendi entelektüel okuma rotalarını çizebilecekleri okuma kültürü becerilerine sahip olmalarıdır. Bu hedef ile kütüphanelerin ödünç mekanlardan öğrenme mekanlarına dönüştüğü bir paradigma kaymasından bahsedebiliriz. Yeni nesil çocukların maruz kaldıkları bilgi yağmuru düşünüldüğünde okur-yazar olmanın yeterli olmadığını söylemek yanlış olmaz. 21. yüzyıl beklentileri çocukların okuduğunu yorumlama, sorgulama ve teyit etme ihtiyacını beraberinde getiriyor.
Okuma süreçlerindeki yeni deneyimler çocuklarda aidiyeti arttırıyor
Okullardan farklı olarak kütüphaneler yaşam boyu öğrenme kapsamında bireyin özgür ve özgün öğrenme tercihlerini dikkate alarak hizmet sunuyor. Özellikle kütüphanecilerin son yıllarda okur deneyimi tasarlayan uzmanlar olarak mesleklerini güncelledikleri görülüyor. Kütüphaneciler artık yenilikçi okuma programları ile kullanıcılarına ulaşıyor. Özellikle erken çocukluk dönemi söz konusu olduğunda, kütüphane hizmetlerinin oyun ve drama ile zenginleştirildiğini de görüyoruz. Birçok ülkede ödünç verilen materyaller içerisinde kitap ve pekiştirici oyuncak/CD/kostüm vb. setler yer alıyor. Gerek kütüphane binası içerisinde gerekse dışında çocukların okuma süreçlerine yeni deneyimler ekleyerek, okuma eylemi olumlu duygular ile eşleşiyor. Bu da çocuklarda aidiyet oluşmasını sağlıyor.

Çevrimiçi masal saatleri çocuklara güven verdi
Kütüphaneler gerek yerel gerekse küresel olaylara karşı da toplumu hazırlayan, bilgi veren ve farkındalık sağlayan kurumlar olmaya devam ediyor. Örneğin, kütüphaneler doğaya saygı için sürdürülebilir mimari ve işletme modellerini önceleyebildiği gibi koleksiyonundan sunduğu eğitim ve etkinlikler ile topluma sürdürülebilir kalkınma öncelikleri ile ilgili farkındalık sağlayabilirler. Erken yaşta bu ve benzeri konulara ilişkin bilgi sahibi olan çocuklar geleceklerine sahip çıkabilir. Benzer şekilde, tüm dünyayı etkileyen covid-19 salgınında da kütüphaneler uzaktan hizmet modelleri ile kullanıcıları ile bir araya geldi ve süreci toplum için anlaşılır ve adapte olunabilir hale getirdi. Çocukların karantinada olduğu dönemlerde kütüphanecilerin çevrimiçi masal saatleri vb. buluşmaları çocuklara güven duygusu aşıladı.
Tüm bu değişimler çocuk kütüphaneleri mimarisini de etkiledi. Ülkemizde alışılagelmiş kitap dolu raflar ve rengârenk kütüphanelerin yerini son zamanlarda çocukların dikkatini dağıtmayacak tonlarda renklerin tercih edildiği, doğal aydınlatmanın hâkim olduğu, kitaplarla ilişki kurmayı sağlayacak raf düzenlerine yer verilen, bireysel alanlar kadar toplu etkinlikler için sunulan alanların da olduğu, ilham veren tasarımlar alıyor. Özellikle bebek bölümlerinde bebeklerin bakımını sağlamak adına emzirme odaları ve alt değiştirme düzenekleri kurgulanıyor. Okuma programları ve etkinlikler bağlamında masal saati köşeleri, drama sahneleri, arkeoloji havuzları, kent bostanları, maker alanları, sanat köşeleri, cep sinemaları, oyun alanları, sergi köşeleri de mimari tasarımın bir parçası olarak yer alıyor. Her bir etkinliğin ayrı ayrı odalarda olduğu bir yapıdan ziyade herkesin etkileşim ve iletişim halinde olduğu mekân içi tasarımları da çocuk kütüphanelerinde ön plana çıkıyor. Erken çocukluk döneminde ise çocuklar güvenli ve bireysel keşiflerine imkân veren alanlara ihtiyaç duyuyorlar.
Mekânın tamamlayıcısı olarak oyuncak koleksiyonlarında da son yıllarda önemli gelişmeler yaşanıyor. Çocuk bölümlerinde kitaplara ek olarak oyuncaklar da uzun yıllardır yer alıyor. Teknolojinin gelişmesi ile teknolojik ürünler de ödünç listesine ekleniyor. Örneğin Covid-19 salgını döneminde uzaktan eğitim zamanı internet olmayan evler için kütüphaneler, internet sağlayıcı hotspotlar ödünç veriyordu. Birçok ülkede ödünç alınabilir eğitim ve eğlence materyallerinin yanı sıra, çevrimiçi platformlar aracılığı ile e-kitap, sesli kitap, film, animasyon, eğitim modülleri, dil modülleri gibi hizmetlere de erişim sağlanıyor. Özellikle ABD’de halk kütüphaneleri kültürel ve bilimsel alanlarla yaptıkları iş birlikleri ile çocuklara müze biletleri de ödünç veriliyor.

Etkinlik önerileri:
• Masal Saati
• Bebekler için Yoga
• Yeni Okumayı Öğrenenler için Köpeklere Kitap Okuma Saati
• Film Gösterimi
• Kütüphanede Kamp
• Bilim Etkinlikleri
• Lego Partisi
• Masal Yürüyüşü
• Kütüphaneler Arası Robot Yarışmaları
• Bahara Merhaba Partisi
Tüm etkinlikler içerisinde en çok önemsenen etkinliklerden biri yaz dönemi okuma programlarıdır. Çünkü yapılan araştırmalar çocukların eğitim-öğretim döneminde öğrendiklerini yaz döneminde unuttuklarını gösteriyor. Summer Slide olarak adlandırılan bu kayıp dezavantajlı bölgelerde daha da artıyor. Okuma programları ile bu kaybı en az seviyede tutmak hedefleniyor.
Okuma kültürünün oluşması için mekânların önemi büyük
Eskiden inanıldığı gibi bir çocuğun okur olması için anne babası kitap okuması ya da evinde kitap olması ne yazık ki yeterli gelmiyor. Çocuklara kitap okumanın önemli olduğunu söylemek de kimi zaman pek faydalı olmayabiliyor. Çocukların okuma kültürünü geliştirmek için okuma kültürü mekânlarının çok büyük önem arz ediyor. Her zaman kütüphaneye gittiğinde kitap ödünç alması gerekmiyor. Hatta sadece bir etkinlik için kütüphaneye uğrayabilir ve hiç bir kitaba dokunmayabilir. Çocukların okuma kültürünü geliştirmek istiyorsak, okur olarak onların da hakları olduğunu kabul etmeli ve odağında kitap olmayan okuma deneyimleri ile çocukları buluşturmalıyız.
Böylece kendilerine ait potansiyel ve becerilerini fark etmelerini sağlayarak, çocukların kendilerini gerçekleştirmelerine destek olabiliriz. Araştıran, sorgulayan, düşünen, duyarlı, hoşgörülü, açık görüşlü ve bilgili çocuklar yetiştirebilmek için çocukları kütüphanelerle buluşturalım!

Önceki Yazı

Kütüphaneler kabuk değiştiriyor

Sonraki Yazı

Eğitimde dijitalleşme nereye gidiyor?

Son Yazılar

Gandi mürşid arıyor

İnsan eğitimi Hz. Âdem ile başlayan kutlu bir yolculuktur. Peygamberlerden sonra onların varisleri olan alim arif